Uzman: Yemeklik yağın türü kilo verme yolculuğunuzda çok önemli bir rol oynuyor

Uzman: Yemeklik yağın türü kilo verme yolculuğunuzda çok önemli bir rol oynuyor
TT

Uzman: Yemeklik yağın türü kilo verme yolculuğunuzda çok önemli bir rol oynuyor

Uzman: Yemeklik yağın türü kilo verme yolculuğunuzda çok önemli bir rol oynuyor

Kilo kaybı, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek isteyenler için sürekli bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor.

Birçok farklı kilo verme diyeti, egzersiz ve besin takviyesi mevcut olduğundan bunların etkinliğini tam olarak belirlemek zor olabilir.

Bununla birlikte, ‘onlymyhealth’ sitesinin aktardığına göre, bir diyetisyen ve Rebootgut Healthcare Pvt Ltd’nin kurucusu Manpreet Kalra, kilo vermenin sıklıkla ihmal edilen bir yönü, diyetimize dahil ettiğimiz yağların seçimiyle bağlantılı olduğunu söyledi.

Manpreet’a göre, sağlıklı yağlar hücre duvarımızın ve insülin duyarlılığı ve tiroid fonksiyonu gibi çeşitli hormonal aktivitelerin önemli bir bileşenini teşkil eder. Hücre duvarınız sağlıklıysa, uygun hormonlar hücrelere girebilir, bu da metabolizmanın iyileşmesine ve sonuç olarak sağlıklı yağ kaybına yol açabilir. Dolayısıyla yemek pişirmek için kullanılan yağın türü, kilo verme yolculuğunuzda çok önemli bir rol oynar.

Kilo vermede yağların önemi

Yemeklik yağ türünün kilo kaybıyla karmaşık bir ilişkisi var ve yağlar kilo kaybını farklı şekilde etkileyebilir. Etkinin, yağın türüne ve tüketim yöntemine bağlı olduğunu belirten Kalra “Sızma zeytinyağı gibi doymamış yağ oranı yüksek yağlar, omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Bu, metabolizmanın artmasına ve kilo kaybına daha fazla yardımcı olmasına yol açar. Dengeli beslenmenin bir parçası olarak ılımlı tüketim çok önemlidir. Bu yağlar tokluk hissini artırabilir ve sonuçta kilo kaybına yol açan genel kalori alımını azaltmaya yardımcı olabilir. Dengeli beslenmenin bir parçası olarak ılımlı tüketim çok önemlidir” dedi.

Kalra, “Ayçiçek yağı veya patates cipsi ve diğer fast food yiyeceklerde bulunan işlenmiş yağlar vücuttaki iltihabı artırır ve hormonal işleyişi bozarak kilo alımına yol açar” dedi.

Uzman “İşlenmiş yağlar genellikle oda sıcaklığında katıdır ve yüksek kalori yoğunluğuna sahiptir, bu da küçük miktarların bile diyete büyük miktarda kalori ekleyebileceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Kalra, yağın zayıflamaya etkisinin belirlenmesinde pişirme ve hazırlamanın rol oynadığını vurguladı.

“Salata sosunda sızma zeytinyağı kullanmak, yemek pişirmede zeytinyağı kullanmaktan her zaman daha iyidir zira ısı, besin özelliklerini yok eder” diyen  uzman, ‘kilo vermek için yağ tüketiminin ilk anahtarı ölçülü olmakken, ikinci anahtarı ise tüketilen yağ türleri konusunda bilinçli seçimler yapmak olduğunu’ belirtti.

Doymamış yağ kullanmanın avantajları

Zeytin, yer fıstığı veya susam yağı gibi yağlarda bulunan doymamış yağlar kilo kaybına yardımcı olabilir. Bu yağlar karın yağını azaltabilir, insülin seviyelerini düzenleyebilir, tokluğu artırabilir, metabolizmayı hızlandırabilir ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik edebilir. Ayrıca doymuş ve trans yağlara sağlıklı alternatifler olarak da hizmet eder.

Zeytinyağı gibi doymamış yağ oranı yüksek olan yağlar, göbek yağını azaltarak kronik hastalık riskini azaltabilir ve aynı zamanda genel sağlığa da katkıda bulunabilir.

Kalra “Doymamış yağların sindirimi yavaştır ve tokluk hissinin artmasına, genel kalori alımının azaltılmasına ve kilo kaybına yardımcı olabilir. Dolayısıyla insülin duyarlılığını artırabilir ve kan şekeri seviyelerini koruyabilir. Bu, kilo yönetimi ve tip 2 diyabetin önlenmesi için kritik öneme sahiptir. Tüm bunlar göz önüne alındığında bu yağları sağlıklı bir diyetle birleştirmek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının desteklenmesine yardımcı olabilir, kilo verme planına uymayı ve istenen sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırabilir. Ayrıca doymamış yağlar sağlıklı bir metabolizmanın korunmasına katkıda bulunarak kilo yönetiminde ve kilo alımının önlenmesinde kritik bir faktörü teşkil eder” dedi.

Doymuş yağ tüketmenin riskleri

Doymuş yağ oranı yüksek yağlar tüketmek kolesterol düzeylerini yükseltebilir, kalp hastalığı ve obezite riskini artırabilir ve inflamasyona, insülin direncine neden olabilirken, metabolizmanın yavaşlamasına katkıda bulunarak kilo verme çabalarını engelleyebilir.

Sağlığınızı optimize etmek ve etkili kilo yönetimi sağlamak için doymuş yağları kısıtlayarak doymamış yağları kullanmak önem teşkil eder.



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe