Lübnan yargısı kadınları ve çocukları idam ile korumaya çalışıyor

Lin Talib (Merkez Haber Ajansı)
Lin Talib (Merkez Haber Ajansı)
TT

Lübnan yargısı kadınları ve çocukları idam ile korumaya çalışıyor

Lin Talib (Merkez Haber Ajansı)
Lin Talib (Merkez Haber Ajansı)

Kuzey Lübnan'ın ilk soruşturma yargıcı Samaranda Nassar’ın 6 yaşındaki kız çocuğu Lin Talib’in tecavüzüne ve ölümüne karışanların yargılanması ve idam edilmesi talebi, çocuklara ve kadınlara yönelik suçları caydırmak için gereken en ağır cezayı temsil ediyor. Lübnan’da İç Güvenlik Güçleri’nin belgelediğine göre, yıl başından bu yana 13 tecavüz vakası ve 53 taciz vakası kaydedildi. Yargı kaynaklarına göre bu rakamlar, caydırıcılık gerektiren bir toplumsal kaosu temsil ediyor.

Geçtiğimiz ay tecavüze uğrayan, bunun neticesinde maruz kaldığı sağlık sorunları sonucu hayatını kaybeden Lin Talib davası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Güvenlik güçleri, suça karışan ve amcası olduğu belirlenen kişiyi gözaltına alırken dedesi, büyükannesi ve annesi ise suçu örtbas ettikleri iddiasıyla tutuklandı.

Görsel kaldırıldı.
Yargıç Samaranda Nassar (X)

Bu davaya dair iddianamesini yayınlayan yargıç Nassar, amcasının eyleminin ceza kanununun 503 ve 504 maddeleri hükümlerine tabi olduğu değerlendirmesinde bulundu. Ceza kanununun 549'uncu maddesince çocuğun ölümünün hukuken kasten öldürme suçunun tanımına uygun olduğunu belirten Nassar; amca, anne, dede ve anneannenin de idam cezası gerektiren bu suçtan yargılanmasını talep etti.

Çocuğun annesi ve ailesi, suçu çocuğun babasının işlediğini iddia ederken, yargı, bu davaya dair gerçekleri en ince ayrıntısına kadar kamuoyuyla paylaştı. Baba, sanıkların mahkemeye sevk edilmesini memnuniyetle karşılarken, ayrıca düzenlediği basın toplantısında gerçeği ortaya çıkardığı ve sanıklar için idam cezası talep ettiği için Yargıç Nassar'a teşekkürlerini sundu.

Kamuoyunda bomba etkisi yaratan bu olay, güvenlik güçlerinin ve Lübnan yargısının mutlak bir ciddiyetle yüzleşmek ve faillere karşı en ağır cezaları uygulamak için harekete geçtiği diğer vakalar ile benzerlik gösteriyor. Tacizle ilgili bir diğer dosyada ise soruşturma hakimi Rayan Nasr, Cuma günü Trablusşam şehri yakınlarındaki bir bölgede yaşayan ve reşit olmayan çocuğa taciz suçu kapsamında bir sanığın tutuklanması emri verdi.

LBCI kanalının Cuma günü yayınlanan haberine göre, ülkenin güneyindeki Temyiz Savcısı Yargıç Rahif Ramazan, Tire şehri çevresindeki bir köyde yaşayan kız çocuğunun babası tarafından saldırıya uğradığı davada ‘gerekli hukuki adımları atma’ kararı aldı. Aynı zamanda derhal bir rapor hazırlanmasını, tutuklanmasına hazırlık amacıyla babanın sorgulanmak üzere derhal savcılığa çağrılmasını emretti.

Ortaya çıkan şok edici rakamlar ışığında yargı kaynakları ise sert cezaların bu suça karışanları caydırmayı amaçladığını bildirdi. Ancak muhafazakar ve kapalı bir toplumda bu tür suçların örtbas edilmeye çalışıldığı, rapor edilmediği inkar edilmiyor. İnsan hakları ve kadın dernekleri, kadınları taciz olaylarını bildirmeye, istismara uğrayan kadınlara hukuki, psikolojik ve manevi destek sağlamaya çağırıyor.

Feminist ve insan hakları örgütleri ise idam cezası talep etme konusunda çekingenlik gösteriyor. Kadın hakları örgütü FE-MALE’nin yöneticisi Hayat Mirşad, insan hakları kapsamında ölüm cezasını reddettiğini söyledi. Mirşad, eylemsizlik olduğu ve cezasızlık kültürü yaygınlaştığı sürece hiçbir şeyin Lübnan'da kadınlara karşı işlenen suçlarda caydırıcı olmayacağına inanıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Mirşad, “Caydırıcılık, açık bir eylem planının yanı sıra sosyal, hukuki, kültürel ve eğitimsel müdahalelerden oluşan entegre bir plan gerektirir. Ancak Yargıç Nassar'ın verdiği yargı kararı, ihmale tanık olduğumuz diğer dosyalardan sonra karar alınmaya başlandığı yönündeki umudumuzu tazeliyor” ifadelerinde bulundu.

Şarku'l Avsat'ın elde ettiği, İç Güvenlik Güçleri’nin kaydettiği resmi verilere göre, yıl başından 8 Ağustos’a dek 13 tecavüz vakası ve 53 taciz vakası, 15 insan ticareti vakası, 320 gasp vakası kaydedildi. 2022’de ise 35 tecavüz vakası, 8 insan kaçakçılığı vakası, 442 gasp vakası ve 105 taciz vakası kaydedilmişti. Bu davalarda hem Lübnan vatandaşlarının, hem de Suriye, Mısır ve Filistin vatandaşlarının suçlandığı görülüyor.

Mirşad, bu hususta, “Bu rakamlar bir referans olamaz veya gerçeği tam olarak yansıtamaz. Bu vakalara dair belgeleme zayıftır, kadınlar sosyal çevrelerinde damgalanma korkusuyla ihbarda bulunmaz. Gerçekler daha tehlikeli ve daha kapsamlı. Zirâ kadınlar henüz suskunluklarını bozmuş değiller. Kadın dernekleri ise seslerini yükseltmekten, psikolojik, sosyal ve hukuki destek vermekten vazgeçmiyor. Ancak bu, yasanın temel rolünü ve güvenlik ile yargı kurumlarının bu saldırılarla mücadele etme ve caydırma rolünü ortadan kaldırmaz” açıklamalarında bulundu.

Lübnan’da kadına yönelik suçlar kaydedilmeye devam ediyor. Lübnan medyası Cumartesi günü, Lübnan'ın doğusundaki Arsal kasabasında bir adamın eşini aile içi anlaşmazlıklar dolayısıyla öldürdüğünü bildirdi. Edinilen bilgiye göre, saldırganın keskin bir cisimle eşinin başına vurması, kadının olay yerinde ölümüne yol açtı.



UFC şampiyonu Topuria, boksun en iyilerinden Crawford'a meydan okudu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

UFC şampiyonu Topuria, boksun en iyilerinden Crawford'a meydan okudu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

UFC şampiyonu Ilia Topuria, pound-for-pound (sıkletlere bakılmaksızın) boks yıldızı Terence Crawford'ı, onun tercih ettiği sporda bile nakavt edebileceğini öne sürdü.

Karma dövüş sanatlarının en büyük aktif nakavt ustalarından namağlup Topuria, tüysıklet ve hafifsıklet şampiyonluklarını sıkletin efsanelerini nakavt ederek kazandı.

2024'te Alexander Volkanovski'yi nakavt ederek 65 kiloda şampiyonluğu kazandı ve haziranda Charles Oliveira'ya da aynısını yaparak boştaki 70 kilo kemerini beline taktı.

İki dövüş arasında tüysıklet kemerini korumak için bir başka eski şampiyon Max Holloway'i nakavt etti. Ancak hayranları hafifsıkletteki ilk savunmasını beklerken, "El Matador"un aklı bir boksörle dövüşmeye takılmış gibi görünüyor.

28 yaşındaki İspanyol-Gürcü dövüşçü, X'te kendisiyle Crawford'ın bir fotoğrafını paylaşarak "Dövüşte kim kazanır?" diye yazdı.

Ardından şunları ekledi:

Oktagonda Crawford'la aramızda neler olacağından bahsetmeyeceğim, ringde neler olacağından bahsedeceğim. Onu ilk yumrukta bayıltırım.

37 yaşındaki Crawford, 13 Eylül Cumartesi günü Saul "Canelo" Alvarez'le son yılların ticari bakımdan en büyük dövüşlerinden birinde boks yapacak.

İki sıklette tartışmasız şampiyon ve 4 sıklette dünya şampiyonu olan yenilgisiz Amerikalı, tartışmasız süper ortasıklet kemerlerini Alvarez'den almayı hedefliyor.

35 yaşındaki Alvarez, bu kemerleri haziranda Topuria'nın Oliveira'yı yendiği Las Vegas'taki Allegiant Stadyumu'nda ortaya koyuyor.

Topuria, şubatta tüysıklet kemerini boşalttıktan sonra Oliveira'yla eşleşmişti. O zamandan beri hafifsıklette Justin Gaethje, Arman Tsarukyan ve Liverpoollu Paddy "The Baddy" Pimblett'le maça çıkacağı konuşuluyor.

Independent Türkçe


Stephen King'dan tehlikeli Donald Trump senaryosu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Stephen King'dan tehlikeli Donald Trump senaryosu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Korku yazarı Stephen King, kendisini endişelendiren "tehlikeli" bir Donald Trump senaryosu olduğunu söyledi.

Medyum (Shining) and Göz (Carrie) romanlarının 77 yaşındaki yazarı, ABD Başkanı'nı açıkça eleştiriyor; daha önce onu "zorba" diye nitelemiş, destekçilerinin de sonunda ona oy verdiklerini inkar edeceklerini öne sürmüştü.

Yeni röportajda King, Trump'la ilgili aklına gelebilecek en kötü şeyin, başkanın eşi benzeri görülmemiş bir üçüncü dönem için pazarlık yapması olduğunu söyledi.

MSNBC'den Ali Velshi'ye konuşan King, "Aklıma gelebilecek en kötü şey, bu adamın aslında bir aptal olduğu için üçüncü bir dönem görev yapması, değil mi? Yani, okumuyor" dedi.

King, "Bu tehlikeli bir şey," diye ekledi.

Aslında 'deli' demek istemiyorum çünkü gerçekten öyle olduğunu düşünmüyorum ama kesinlikle tehlikeli.

Geçen ay The Guardian, King'e Trump için mükemmel bir sonun ne olacağını sormuştu.

King şu yanıtı vermişti:

Bence azil olurdu ki bence bu iyi bir son olurdu. Emekli olmasını çok isterdim, öyle diyelim. Kötü son ise üçüncü bir dönem geçirmesi ve işleri tamamen ele geçirmesi olurdu.

King ayrıca şöyle eklemişti:

Her iki durumda da bir korku hikayesi. Trump bir korku hikayesi, değil mi?

Trump, Temsilciler Meclisi tarafından iki kez azil soruşturmasına tabi tutulmuş ancak Senato tarafından her ikisinde de aklanmıştı. İlki 2019'da, yetkiyi kötüye kullanma ve Kongre'yi engelleme suçlamalarıyla, ikincisiyse 2021'de, Temsilciler Meclisi'nin Trump'ı isyana teşvik etmekle suçladığı 6 Ocak Kongre Binası saldırısının ardından gelmişti.

Yazar, O (It, 1986), Korku Ağı (Salem's Lot, 1975) ve Sadist (Misery, 1987) gibi son derece başarılı romanlar yazmış olmasıyla bu türün ustası kabul ediliyor. Bu üç eser, King'in sinemaya uyarlanan birçok kitabından bazıları.

The Life of Chuck adlı romanı yakın zamanda Tom Hiddleston'ın başrolünde oynadığı bir filme uyarlandı. Yıl sonundan önce ise iki uyarlama daha vizyona girecek: Açlık Oyunları (The Hunger Games) yönetmeni Francis Lawrence'ın yönettiği The Long Walk ve Glen Powell'ın başrol oynadığı bir Edgar Wright filmi olan Ölüme Koşan Adam (The Running Man).

Independent Türkçe


Kızı, Michael Jackson'ı anlatan filme tepki gösterdi

Michael Jackson ve Debbie Rowe çiftinin tek kızı olan 1998 doğumlu Paris Jackson, 2020'de ilk solo albümü Witted'ı piyasaya çıkarmıştı (Chris Pizzello/AP)
Michael Jackson ve Debbie Rowe çiftinin tek kızı olan 1998 doğumlu Paris Jackson, 2020'de ilk solo albümü Witted'ı piyasaya çıkarmıştı (Chris Pizzello/AP)
TT

Kızı, Michael Jackson'ı anlatan filme tepki gösterdi

Michael Jackson ve Debbie Rowe çiftinin tek kızı olan 1998 doğumlu Paris Jackson, 2020'de ilk solo albümü Witted'ı piyasaya çıkarmıştı (Chris Pizzello/AP)
Michael Jackson ve Debbie Rowe çiftinin tek kızı olan 1998 doğumlu Paris Jackson, 2020'de ilk solo albümü Witted'ı piyasaya çıkarmıştı (Chris Pizzello/AP)

Michael Jackson'ın hayatını konu alan biyografik film Michael henüz vizyona girmeden tartışmaların odağı oldu. Tartışmaları bu kez alevlendiren isim ise "Popun Kralı" lakaplı ünlü şarkıcının kızı Paris Jackson... 

Jackson, filme hiçbir katkısının olmadığını vurgulayarak projeden tamamen uzak durduğunu açıkladı ve yapımın babasının hikayesini olduğundan daha olumlu göstererek gerçeği çarpıttığını öne sürdü.

"Bu benim sirkim değil"
Filmin oyuncularından Colman Domingo'nun "Paris ve erkek kardeşi Prince projeyi destekliyor" sözlerine Instagram'dan yanıt veren Jackson, ne sete gittiğini ne de yaratıcı sürece dâhil olduğunu net bir şekilde belirtti:

Bu projeye hiçbir katkım yok. ‘Sette yardımcı oldu' demeyi bıraksınlar, bu gerçekten tuhaf.

Jackson, senaryonun ilk halini okuduğunu, samimiyetsiz bulduğu yerleri işaretlediğini ancak geri bildirimlerinin dikkate alınmadığını söyledi. Projeden bu nedenle çekildiğini vurgulayarak, "Benim maymunlarım değil, benim sirkim değil" sözleriyle filmle bağının kalmadığını ifade etti.

"Hayran fantezisine hizmet eden bir kurgu"
Paris Jackson'ın en sert eleştirisi, filmin gerçeği yansıtmak yerine izleyicinin duymak istediği hayali bir tablo sunmasına yönelikti. Ona göre film, "hâlâ hayal dünyasında yaşayan" hayranları tatmin etmeye çalışıyor ve babasının hayatının "şekerle kaplanmış" bir versiyonunu sunuyor. Paris'in "şekerle kaplanmış" nitelemesi, Hollywood biyografilerinde gerçeğin parlatılarak bir efsaneye dönüştürülmesi tartışmasını yeniden gündeme getirdi.

2019'dan bu yana hazırlıkları süren Michael, yapımcı Graham King'le Michael Jackson mirasını yöneten John Branca ve John McClain'in iş birliğiyle çekiliyor. Yönetmen koltuğunda Antoine Fuqua otururken, başrolde Michael'ın yeğeni Jaafar Jackson yer alıyor. Kadroda ayrıca Miles Teller, Nia Long ve Kat Graham yer alıyor.

fgty
Ünlü sanatçının abisi Jermain Jackson'ın oğlu 29 yaşındaki Jaafar Jackson, ilk sinema filminde amcasını canlandırıyor (Lionsgate)

Film önce Nisan 2025'e, ardından Ekim 2025'e planlanmıştı. Ancak hukuki süreçler ve yeniden çekimler nedeniyle vizyon tarihi son olarak 24 Nisan 2026'ya ertelendi.

Biyopik tartışmaları yeniden alevlendi
Paris Jackson'ın çıkışı, hayranların bir star biyografisinden beklentileriyle gerçeklik arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor. İzleyicinin duygusal beklentilerini önceleyen parlatılmış hikayelerle belgesel ciddiyetinde ilerleyen anlatılar arasındaki fark, biyografik yapımlarda her zamanki soruyu gündeme getiriyor: Önemli olan anlatının etkisi mi, yoksa gerçeğin kendisi mi?

Paris Jackson'ın yanıtı ise net: 

İhtiyacımız olan romantik bir efsane değil, yüzleşmekten kaçınmayan bir gerçeklik anlatısı.

Independent Türkçe, New York Post, The Daily Beast, People, India Times, Cinema Blend