The Walking Dead'in yeni dizisi Daryl Dixon'a övgü yağıyor: Bayat seriyi canlandırdı

"Norman Reedus bu diziyle sanat yaptıklarını söylemişti. Yalan söylemiyormuş"

The Walking Dead: Daryl Dixon'da başroldeki Norman Reedus'a Clémence Poésy, Louis Puech Scigliuzzi ve Laïka Blanc-Francard eşlik ediyor (AMC)
The Walking Dead: Daryl Dixon'da başroldeki Norman Reedus'a Clémence Poésy, Louis Puech Scigliuzzi ve Laïka Blanc-Francard eşlik ediyor (AMC)
TT

The Walking Dead'in yeni dizisi Daryl Dixon'a övgü yağıyor: Bayat seriyi canlandırdı

The Walking Dead: Daryl Dixon'da başroldeki Norman Reedus'a Clémence Poésy, Louis Puech Scigliuzzi ve Laïka Blanc-Francard eşlik ediyor (AMC)
The Walking Dead: Daryl Dixon'da başroldeki Norman Reedus'a Clémence Poésy, Louis Puech Scigliuzzi ve Laïka Blanc-Francard eşlik ediyor (AMC)

AMC'nin amiral gemisi niteliğindeki The Walking Dead'in sona ermesinin ardından, Robert Kirkman'ın çizgi roman uyarlamasının evreni bir spinoff'la daha da genişlemeye hazırlanıyor. 

Seriye yeni soluk

Norman Reedus, kendi dizisi için metanetli ve dayanıklı Daryl rolüyle geri dönüyor ve The Walking Dead'in en sevilen karakteri yepyeni bir hikaye için Fransa'ya gidiyor.

The Walking Dead: Daryl Dixon'ın prömiyeri öncesinde, spinoff'la ilgili ilk eleştiriler gelmeye başladı. Uzun süredir heyecanla beklenen dizi, son derece güçlü bir başlangıç yaptı. Eleştirmenler, Daryl'ı merkeze alan spinoff'u seriye yeni bir soluk getirdiği için övdü.

TheWrap'ten Aaron Pruner, "Birçok kişinin uzun süredir öldüğünü düşündüğü bir seri yeniden canlanabilir mi?" sorusunu sordu ve yanıtını kendisi verdi:

The Walking Dead: Daryl Dixon şaşırtıcı derecede muhteşem, heyecan verici ve sürükleyici bir seyirlik. Norman Reedus bu diziyle sanat yaptıklarını söylemişti. Ve biliyor musunuz? Yalan söylemiyormuş.

GamesRadar'dan Amy West, zaman zaman izleyicinin aşina olduğu olaylar yaşansa da dizinin temposunun iyi ilerlediğini ifade etti:

Dizi Daryl, Isabelle ve Laurent kuzeye doğru ilerlerken, 6 bölüm boyunca iyi tempolu bir yol filmi gibi ilerliyor. Yaşananların bir kısmı tanıdık şeyler elbette ancak gezici anlatım, diziye belli bir enerji veriyor; her karşılaşma bir öncekinin tonunu değiştiriyor.

The Last of Us benzetmesi

Collider'dan Chase Hutchinson, diziyi The Last of Us'la kıyasladı ve vazgeçilmezlik için önünde uzun bir yol olduğunu yazdı:

The Last of Us gibi diğer kıyamet hikayelerinin bir benzeri gibi mi hissettiriyor? Birazdan da fazla. O kadar inandırıcı mı? Pek sayılmaz. The Walking Dead'den beklediğimiz şeylerin hala üst sınırında mı? Kesinlikle, ancak bir kez daha gerçekten vazgeçilmez bir televizyon olması için önünde hala uzun bir yol var.

"Karaktere yeniden aşık olduk"

TVLine'dan Charlie Mason ise Daryl Dixon'a hayat veren Reedus'a hayranlığını dile getirdi:

Dürüst olacağım. Bütün bir dizinin suskun Daryl etrafında dönmesinin işe yarayacağından emin değildim. Yaradı. Dahası, aynı zamanda yürütücü yapımcı olan aktör, biz onun bu garip yeni dünyada yolunu bulmasını izlerken karakterine yeniden aşık olmamızı sağlıyor.

"Destansı ve eğlenceli"

ComicBook.com'dan Cameron Bonomolo da diziyi övmeye doyamayanlardan:

Daryl Dixon, Walking Dead mitolojisini zengin bir dünya kurgusuyla genişletirken destansı ve eğlenceli. Fransa, The Walking Dead Evreni'nin ilgi çekici yeni karakterlerle dolu, farklı bir köşesi gibi hissettiriyor.

Looper'dan Cynthia Vinney, Isabelle'in The Walking Dead dünyasında ilgi çekici yeni bir karakter olduğunu ve bunun Laurent'la birlikte Daryl'ın Fransa'da biraz daha kalması için yeterli olabileceğini yazarak ekledi:

The Walking Dead: Daryl Dixon, The Walking Dead: Dead City'den çok daha başarılı bir spinoff örneği ve bunun Daryl'ın sudan çıkmış balığa dönmesi, Rahibe Isabelle ve Laurent'a büyük ölçüde güvenmesiyle çok ilgisi var.

The Walking Dead'in aradığı çıkış

Bu olumlu eleştirilerle yeni spinoff Daryl Dixon'ın, ekranlara geldiği 11 sezon boyunca popülaritesini yavaş yavaş yitiren The Walking Dead'in aradığı çıkış olabileceği yorumları yapılıyor.

Dizi her ne kadar konu olarak HBO'nun The Last of Us'ına yakın görülse de çoğu kişi, yüzeysel benzerliklerin ötesinde, iki dizinin çok farklı olduğu konusunda hemfikir görünüyor.

Eleştirmenlerin "doğru yöne atılmış bir adım" olarak nitelendirdiği dizi, prömiyerini 10 Eylül'de yapacak.

Independent Türkçe



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe