Bilim insanları, geçmişte insanlığın "neredeyse" yok olduğunu tespit etti

Çin'de bir grup bilim insanı, geliştirilen yeni bir bilgisayar modeliyle, yaklaşık 930 bin yıl önce yaşanmaya başlayan "ciddi popülasyon krizinin" küresel nüfusu neredeyse yok ettiğini ortaya koydu

(AA)
(AA)
TT

Bilim insanları, geçmişte insanlığın "neredeyse" yok olduğunu tespit etti

(AA)
(AA)

Bulguları Science dergisinde yayımlanan araştırma, iklim değişikliği nedeniyle yaklaşık 930 bin yıl önce başlayan ve neredeyse 120 bin yıl süren "ciddi popülasyon krizinin", küresel nüfusu yaklaşık 1280 üreyebilen bireye düşürdüğünü gösterdi.

Araştırmayla, 117 bin yıllık bir sürede insanın erken dönem atalarının sayıca ilk kez bu kadar azaldığı tespit edildi.

Popülasyon krizinin yaşandığı dönemde, buzul döngülerinin daha uzun ve daha yoğun hale geldiği şiddetli bir iklim değişikliği gözlendiği; bu değişiklik sırasında Afrika'da uzun süreli kuraklığın yaşandığı belirtildi.

Bir grup bilim insanının geliştirdiği yeni bilgisayar modeliyle yürütülen araştırmada, 50 farklı topluluktan 3154 genom karşılaştırıldı.

Araştırmanın yöntemi, günümüz insanlarından elde edilen genetik örneklere dayandırılan verilerin, eski nüfus dinamiklerini yeniden inşa etmesine olanak sağlıyor.

Uzmanlar, popülasyon krizinin başında, insanın ilk atalarının yaklaşık yüzde 98,7'sinin yok olduğunu, fosil kayıtlarda nüfus çöküşünden sonra bir boşluğa rastlandığını, daha sonra modern insanın ortak atasının ortaya çıktığını savunuyor.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience