Stephen King'in eşi, "şarkı" yüzünden ünlü yazarı boşuyormuş

"Eşim beni boşamakla tehdit etti. Bunu çok çaldım"

King, yazarken çoğunlukla tekno ya da disko dinlediğini, özellikle de LCD Soundsystem ve Fatboy Slim'i sevdiğini söyledi (AP)
King, yazarken çoğunlukla tekno ya da disko dinlediğini, özellikle de LCD Soundsystem ve Fatboy Slim'i sevdiğini söyledi (AP)
TT

Stephen King'in eşi, "şarkı" yüzünden ünlü yazarı boşuyormuş

King, yazarken çoğunlukla tekno ya da disko dinlediğini, özellikle de LCD Soundsystem ve Fatboy Slim'i sevdiğini söyledi (AP)
King, yazarken çoğunlukla tekno ya da disko dinlediğini, özellikle de LCD Soundsystem ve Fatboy Slim'i sevdiğini söyledi (AP)

Lou Bega'nın Mambo No. 5 şarkısı, 1999'da dünyanın dört bir yanında pop listelerinin zirvesine yerleşirken, aynı anda hem tüm zamanların en çok sevilen hem de nefret edilen şarkılarından biri olmuştu. Stephen King'in eşi Tabitha King ise kesinlikle ikinci tarafta yer alıyor. 

Son 50 yılın en tüyler ürpertici öykülerinden bazılarını kaleme alan King, yeni romanı Holly'nin tanıtımı için Rolling Stone'a konuştu. 75 yaşındaki yazar, dergiye Mambo No. 5 yüzünden eşinin kendisini nasıl boşanmakla tehdit ettiğini anlattı.

Anlattığına göre King, Lou Bega'nın 1999 yazında yayımladığı Mambo No. 5'ı o kadar seviyor ve çalıyormuş ki eşi neredeyse hayatından çıkıyormuş.

Rolling Stone, Lou Bega'nın şarkısıyla ilgili söylentilerin doğru olup olmadığı sorduğunda 75 yaşındaki yazar şöyle yanıt verdi: 

Evet. Hem de çok! Eşim beni boşamakla tehdit etti. Bunu çok çaldım.

Şarkının farklı versiyonlarından oluşan bir albümü olduğunu söyleyen Amerikalı yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Albümün iki tarafını da çalardım. Şarkılardan bir tanesi de tamamen enstrümantaldi. Eşim 'Bir kez daha çalarsan seni terk ederim' diyene kadar bunu çaldım.

King şarkıyı çalmaktan vazgeçmiş olacak ki çiftin 1971'den beri mutlu bir evliliği ve aralarında yazar Joe Hill'le Owen King'in de bulunduğu üç çocuğu var.  

Alman şarkıcı Bega tarafından kaydedilen Mambo No. 5, Dámaso Pérez Prado'nun 1949 tarihli enstrümantal 45'liğine dayanıyordu. 

Sanatçının tek önemli hiti olan bu şarkı ABD'de 3 numaraya yükselirken Britanya, Kanada, İtalya, Fransa ve 20'den fazla ülkede 1 numaraya yerleşmişti. 

Independent Türkçe



Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
TT

Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)

David Cronenberg, elinden kaçan, daha doğrusu elinin tersiyle tüm gücüyle ittiği bir projeyle ilgili verdiği kararla gurur duyuyor: Flashdance.

Kanadalı sinemacı, bu yıl 29 Kasım'da başlayıp 7 Aralık'a dek sürecek Marakeş Film Festivali'ne katıldı.

Pazar günü festival kapsamında hayranlarının karşısına çıkan ve uzun yıllara yayılan kariyerinden bahseden usta sinemacı, "Yapımcılar Don Simpson ve Jerry Bruckheimer'ın Flashdance'i yönetmek için benim doğru kişi olduğuma tamamen ikna olmalarına şaşırabilirsiniz" diyerek ekledi:

Gerçekten, neden benim çekmem gerektiğini düşündüklerini bilmiyorum ve sonunda 'Hayır' demek zorunda kaldım. Onlara 'Eğer yönetirsem filminizi mahvederim' dedim!

O yıl iki film birden çekti

Flashdance, geceleri bir barda dans eden, gündüzleriyse bir inşaat firmasında kaynakçı olarak çalışan Alex Owens'ın hikayesini anlatıyordu. 

Film, gösterime girdiği yıl olan 1983'ün en çok hasılat elde eden üçüncü yapımı olmuştu. 

1980'lerin Hollywood klasiklerinden biri olarak kabul edilen filmin başrollerini Jennifer Beals ve Michael Nouri paylaşmıştı.

Flashdance'in yönetmen koltuğunda Adrian Lyne otururken, Cronenberg aynı yıl Ölüm Bölgesi (The Dead Zone) ve Videodrome'u çekmişti.

"Kendime Kan Baronu diyordum"

81 yaşındaki üretken sinemacı, "Çalışmalarım korkunç, çökmüş ve ahlaksız olduğu için saldırıya uğradı" derken bir yandan gülümsüyordu: 

Bunların hepsi iyi şeyler.

Şey (The Thing) ve Sinek (The Fly) filmlerinin yönetmeni, "Kendime o zamanlar Kan Baronu diyordum" diye ekledi: 

Ama en azından Kral olduğumu söylemedim, çok mütevazıydım.

Son filmi festivalde izleyiciyle buluştu

Cronenberg'in bilimkurgu türündeki yeni filmi The Shrouds, Cannes'dan sonra Marakeş Film Festivali'nde de izleyicilerle buluştu. 

Bilimkurgu draması, eşinin ölümünden sonra teselli bulamayan tanınmış bir iş insanının, insanların ölen sevdiklerinin mezarlarında çürümesini izlemesini mümkün kılan tartışmalı bir teknoloji icat etmesini konu alıyor.

Independent Türkçe, Variety, AV Club