Stephen King, eleştirmenlerin beğenmediği Netflix dizisine hayran oldu

Efsanevi korku yazarı, yeni favori dizisini takipçileriyle paylaştı

IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 7,5 alan Painkiller'da Matthew Broderick, Uzo Aduba, Taylor Kitsch, Dina Shihabi ve West Duchovny rol alıyor (Netflix)
IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 7,5 alan Painkiller'da Matthew Broderick, Uzo Aduba, Taylor Kitsch, Dina Shihabi ve West Duchovny rol alıyor (Netflix)
TT

Stephen King, eleştirmenlerin beğenmediği Netflix dizisine hayran oldu

IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 7,5 alan Painkiller'da Matthew Broderick, Uzo Aduba, Taylor Kitsch, Dina Shihabi ve West Duchovny rol alıyor (Netflix)
IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 7,5 alan Painkiller'da Matthew Broderick, Uzo Aduba, Taylor Kitsch, Dina Shihabi ve West Duchovny rol alıyor (Netflix)

Ünlü yazar Stephen King, eleştirmenlerin pek de bayılmadığı Netflix dizisinden övgüyle bahsetti. Korku ustası, 1999'da geçirdiği kazadan da söz ederek diziyle rahatlıkla bağ kurduğunu söyledi.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Amerikalı yazar, 7 milyonu aşkın takipçisine sık sık film, dizi ve kitap önerilerinde bulunuyor.

Eleştirmenler beğenmese de King bayıldı

6 bölümden oluşan Netflix dizisi Painkiller, OxyContin adlı ilacı üreten Purdue Pharma şirketine odaklanıyor. Purdue Pharma'yı dünyanın en büyük uyuşturucu satıcısı olarak resmeden Painkiller, şirketin opioid krizi üzerindeki etkisini derinlemesine inceliyor. 

Eleştirmenlerin yorumlarını derleyip ortalamasını alarak puanlayan Rotten Tomatoes'a göre Painkiller, yüzde 49'luk bir skora sahip. Bu puan, dizinin karışık hatta negatife yakın eleştiriler aldığını ortaya koyuyor.

King paylaşımında, 24 yıl önce geçirdiği trafik kazasının ardından kullandığı OxyContin'e nasıl bağımlı hale geldiğini de anlattı.

75 yaşındaki usta yazar, 1999'daki kazadan sonra doktorların kendisine, "OxyContin adında yeni ve harika bir ağrı kesici ilacımız var. Bunu seveceksin" dediğini ifade etti. King, sözlerini şöyle sürdürdü:

Beğenmek mi? Ben bayıldım. Neredeyse ölümüne.

Painkiller'daki olayları birebir yaşadığını aktaran King, "O dizideki her şeyi anlayabiliyorum" ifadesini kullandı. King, OxyContin'le yaşadığı deneyimle ilgili çok fazla ayrıntı vermekten kaçındı.

Hayvan Mezarlığı'nın (Pet Semetary) usta yazarı, 19 Haziran 1999'da Maine'deki evinin yakınlarında yürüyüşe çıktığında, kendisine bir minivan çarpmıştı. Bacağı ve kalçası kırılan King'in akciğerleri hasar görmüş, kafa derisinde de ciddi yaralanmalar meydana gelmişti.

Gerçek olaylara dayanıyor

Painkiller'daki Glen Kryger, kurgulanmış bir karakter olsa da dizideki hikayelerin birçoğu gerçek olaylara dayanıyor. Dizi, Purdue Pharma'yı kontrol eden Sackler ailesi merkeze alıyor. 

Netflix, dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Amerika'daki opioid salgınının nedenlerini ve sonuçlarını irdeleyen bu drama, krizin sorumlularını, kurbanlarını ve gerçeği arayan bir soruşturmacıyı konu alıyor.

10 Ağustos'ta gösterime giren drama, en çok izlenen diziler listesinde hızla yükselmişti. 

Independent Türkçe



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience