Stephen King'in kitaplarından uyarlanan tek bir film Oscar kazanabildi

King'in kitaplarından uyarlanan pek çok film başarılı olsa da sadece biri meşhur heykelciğe uzandı

Bugüne dek King'in 50'den fazla kitabı beyazperdeye uyarlandı (ScreenRant)
Bugüne dek King'in 50'den fazla kitabı beyazperdeye uyarlandı (ScreenRant)
TT

Stephen King'in kitaplarından uyarlanan tek bir film Oscar kazanabildi

Bugüne dek King'in 50'den fazla kitabı beyazperdeye uyarlandı (ScreenRant)
Bugüne dek King'in 50'den fazla kitabı beyazperdeye uyarlandı (ScreenRant)

Stephen King'in romanları ve kısa öyküleri yıllardır beyazperdeye uyarlanıyor ancak usta yazarın eserlerinin sadece bir uyarlaması Oscar kazanabildi.

Her şey 1974'te Carrie'yle başladı ve Stephen King, onlarca yıldır farklı korkularını keşfetmelerini sağlayarak okurlarını dehşete düşürmeye devam ediyor. 

Haklı olarak "Korku Kralı" unvanını kazanan 75 yaşındaki yazarın eserleri, ilk günden beri sinemacılar için de ilham kaynağı oluyor.

Carrie aynı zamanda beyazperdeye uyarlanan ilk King romanı olmuştu. Yazarın film uyarlaması yapılan diğer romanları arasında Hayvan Mezarlığı (Pet Sematary), Cinnet (The Shining), Yeşil Yol (The Green Mile) ve O (It) yer alıyor.

Gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden

Ancak King'in eserlerinden uyarlanan tüm filmler beğenilmedi ve başarılı olanlardan sadece bir tanesi Oscar'a uzanabildi. Bu, eleştirmenlere göre sadece en iyi King uyarlamalarından değil aynı zamanda gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden biri: Misery.

1987'de King, okuyucularını aşk romanları yazarı Paul Sheldon ve onun bir numaralı hayranı Annie Wilkes'le tanıştıran psikolojik gerilim türündeki Misery'yi piyasaya sürdü. 

Kitap büyük bir başarı elde etti ve eleştirmenler King'i fantastik öğelere bel bağlamadığı için övdü. Misery, kısa sürede Rob Reiner'ın yönetmenliğini üstlendiği ve James Caan'ın Paul Sheldon'ı, Kathy Bates'in de Annie Wilkes'i canlandırdığı bir filme uyarlandı. 

Misery, ciddi bir araba kazası geçiren Paul'ün eski hemşire Annie Wilkes tarafından kurtarılmasını ve iyileşmesi için ücra kulübesine götürülmesini konu alıyor. 

Ancak Annie, Paul'ün romanlarındaki en sevdiği karakteri öldürdüğünü öğrenince, fanatikliği karanlık bir hal alıyor.

Kathy Bates, En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını eve götürdü

Misery'nin film uyarlaması 1990'da Ölüm Kitabı adıyla gösterime girdi ve hem eleştirel hem de ticari başarı elde etti. King de bu filmi en sevdiği uyarlamalarından biri olarak nitelendirdi. 

Ölüm Kitabı, Akademi Ödülleri de dahil olmak üzere çeşitli adaylıklar kazandı. Kathy Bates 1991'deki 63. Akademi Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını evine götürerek Ölüm Kitabı'nı Oscar kazanan tek King filmi yaptı. 

Daha önce yine Rob Reiner tarafından yönetilen Benimle Kal (Stand By Me), En İyi Uyarlama Senaryo dalında aday gösterilmiş ancak ödül alamamıştı.

Çok sevilen Esaretin Bedeli hiç Oscar kazanamadı

Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Film Kurgusu ve En İyi Orijinal Film Müziği dallarında aday gösterilerek en çok adaylık kazanan King filmi olmuştu. Ancak film, aday olduğu dalların hiçbirinde heykelciği kazanamamıştı.

1999 yapımı Yeşil Yol (The Green Mile) da 4 dalda Oscar adaylığı elde etse de hiçbirini kazanmayı başaramamıştı.

Independent Türkçe



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience