Stranger Things çok iddialı: Sinemalardaki en büyük filmlere rakip olacak

Dizinin yaratıcılarının son sezon sunumu, Netflix yöneticilerini iki buçuk saat boyunca ağlatmıştı

İlk sezonu 2016'da yayımlanan Stranger Things, bugüne dek 12 Emmy kazandı (Netflix)
İlk sezonu 2016'da yayımlanan Stranger Things, bugüne dek 12 Emmy kazandı (Netflix)
TT

Stranger Things çok iddialı: Sinemalardaki en büyük filmlere rakip olacak

İlk sezonu 2016'da yayımlanan Stranger Things, bugüne dek 12 Emmy kazandı (Netflix)
İlk sezonu 2016'da yayımlanan Stranger Things, bugüne dek 12 Emmy kazandı (Netflix)

Stranger Things'in yönetmeni ve baş yapımcısı Shawn Levy, dizinin 5. ve son sezonunun sadece bir televizyon olayı olmanın ötesine geçeceğinin sözünü verdi.

Levy, Total Film dergisine yaptığı açıklamada, Netflix dizisinin son sezonunun sinemalardaki "en büyük filmlere rakip olacak, daha büyük ve dikkate değer sinematik hikaye anlatımı" unsurlarına sahip olduğunu söyledi.

Levy, "Ölçeği ve derinliği genişletmemek mümkün değil" diyerek ekledi:

Bu, adı televizyon dizisi olan büyük, dikkate değer ve sinematik bir hikaye anlatımı. Stranger Things'in 5. sezonu, gördüğümüz en büyük filmler kadar büyük.

4. sezonda bölümler uzun metraja yaklaşmış, sezon finali 2 saat 30 dakika sürmüş ve birkaç bölüm de bir buçuk saat civarında seyretmişti.

Stranger Things'in yaratıcıları Duffer Kardeşler, bu yıl Netflix'e yaptıkları 5. sezon sunumunun, yöneticileri "iki saat boyunca ağlattığını" açıklamıştı.

Matt Duffer, bir Netflix etkinliği sırasında "Yöneticilerimizi ağlattık, ki bunun iyiye işaret olduğunu düşündüm" demiş ve eklemişti:

Daha önce onları ağlarken gördüğüm diğer tek yer bütçe toplantılarıydı.

Ross Duffer ise oyuncu kadrosunun hikayelerini tamamlamaktan bahsederek şöyle demişti:

Şu anda çoğu hayatta olan çok fazla karakterimiz var. Bu karakterlerin birçoğu ilk sezondan bu yana büyüdüğü için hikayelerini tamamlamak önemli. Bu yüzden gelişimlerini tamamlamaları için onlara zaman vermek, yarım kalmış işleri bağlamak ve son ifşaatlarımızı yapmak arasında denge kurmak gerekiyor.

Son sezonun diğerlerinin doruk noktası olduğunu vurgulayan Ross Duffer, "Yani her sezondan bir parça var" diyerek ekledi:

Sanırım yapmaya çalıştığımız şey, ilk sezonun tonuyla biraz başa dönmek.

Aktör David Harbour da, dizinin son bölümünün "çok ama çok dokunaklı" olduğunu doğruladı.

Dizide Jim Hopper karakterini canlandıran Harbour, gelecek bölümlerle ilgili "Her zamanki gibi müthişler" ifadesini kullandu. 48 yaşındaki oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Şu anda grevde olan ve 'Duffer Kardeşler' denen bu yazarlar, kendilerini aşmaya devam ediyor. Bu çok büyük bir girişim. Yani bu geçmişte yaptığımız her şeyden daha büyük.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe