Hindistan'da 8 asırlık dergah "barışçıl anlayışla" her dinden yüzbinlerce insanı ağırlıyor

Yaklaşık 1,5 milyar nüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkesi olan Hindistan'da, İslam sancağının asırlardır dalgalandığı Nizamuddin Dergahı, ibadet için gelen Müslümanların yanı sıra özgün mimari yapısıyla da her yıl yüzbinlerce turisti ağırlıyor

(AA)
(AA)
TT

Hindistan'da 8 asırlık dergah "barışçıl anlayışla" her dinden yüzbinlerce insanı ağırlıyor

(AA)
(AA)

Başkent Yeni Delhi'de 8 asırdır varlığını sürdüren Nizamuddin Dergahı, her dinden insanı sevgiyle kucaklıyor. Barışçıl anlayışla tebliğ ve irşat faaliyetinin yürütüldüğü dergah, kentin cazibe merkezleri arasında yer alıyor.

Evliya Nizamuddin'in soyundan gelenlerin bulunduğu dergahta, dini sohbet ve eğitimler veriliyor. Talebelerin yetiştiği dergahta her gün ilahi dinletisi sunuluyor.

İçinde bulunduğu mahalleye adını veren dergahta türbelerin yanı sıra insanların serinlemek için girdiği, kuraklığa karşı inşa edilmiş bir de havuz bulunuyor. Gençler başta olmak üzere dergahta ibadet eden vatandaşlar, vakit aralarında fırsat buldukça bu havuzda serinliyor.

Dergah içindeki camide ibadet eden ve türbede dini ritüelleri yerine getiren cemaat, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da dualarında yer veriyor.

(AA)
(AA)

"Zengin-fakir her görüşten insan burada yan yana gelip oturabiliyor"

Türbedar Ayed Ajmal Nizami, dergahta her gün farklı ülke ve inançlardan binlerce kişiyi misafir ettiklerini belirterek, "Zengin-fakir, her görüşten insan burada yan yana gelip oturabiliyor. Burası herkes için barışın olduğu bir yer" dedi.

Dergah cemaatinin Türkiye'ye ayrı bir sevgi beslediğini anlatan Nizami, "II. Abdülhamid, Medine'den Şam'a demir yolunu (Hicaz Demiryolu) yaparken buranın kızları, kadınları, erkekleri altınlarını kendisine hediye olarak gönderdi. Halen Türkiye'deki kardeşlerimize elimizi uzatıyoruz, onları her zaman burada hoş karşılıyoruz. Hem iyi günde hem kötü günde Türkiye'deki kardeşlerimizin yanındayız. Ayrıca, çok saygı duyduğumuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da buraya gelmesini arzuluyoruz, onu burada ağırlamak istiyoruz" diye konuştu.

(AA)
(AA)

"Biz halen Türkiye'deki kardeşlerimiz için dua ediyoruz"

Türkiye-Hindistan ilişkilerinin yüzyıllar öncesine dayandığını dile getiren Nizami, sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz halen Türkiye'deki kardeşlerimiz için dua ediyoruz. Yakın zamanda Türkiye'de seçim oldu. Buradaki bütün Müslümanlar, Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığı için dua ettiler. Neden mi, çünkü insanlar Erdoğan'ı ümmet için güçlü bir lider olarak görüyor. İnsanlar ona eğitici bir lider olarak bakıyor. İnsanlar onu gelecek nesillere rol model olarak görüyor. İnsanlar Erdoğan'a baktıklarında yönetim nasıl olur ve düşmanın gözlerinin içine nasıl bakılır onu görebiliyor. İş Rohingya'ya, Filistin'e gelince herkesten önce hakkı söylüyor. Bu yüzden insanlar onu burada çok seviyor, hem kendisine hem Türkiye'ye dua ediyor.

(AA)
(AA)

Türbedar Süheyl Nizami ise Türkiye'den gelen misafirlerle daha iyi iletişim kurmak için 2 yıl eğitim alarak Türkçe öğrendiğini aktardı.

Her dinden insana kapısını açan Nizamuddin Dergahı'nın "duaların kabul olması" ile meşhur olduğunu kaydeden Nizami, "Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi için, Türk halkı için sürekli dua ediyorum. Allah, Erdoğan'a ve Türk halkına güç kuvvet versin, uzun ömür ve sıhhat versin. Allah Türkiye'yi afetten, beladan, fitneden korusun" dedi.



Uzmanlara göre annelerin mental yükünü azaltmanın yolları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlara göre annelerin mental yükünü azaltmanın yolları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmalar, annelerin ev işlerinden kaynaklanan zihinsel yükün çok büyük bir kısmını üstlendiğini gösteriyor ancak bu yükü hafifletmenin yolları var.

Her aile farklı olsa da araştırmalara göre yemek planlamak, öğretmenlerin adlarını akılda tutmak ve çocukları futbol antrenmanına götürmek gibi görevler çoğunlukla kadınlara düşüyor.

CBS Mornings'in yakın zamandaki bir bölümde atıfta bulunduğu, Aralık 2024'te Journal of Marriage and Family adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, annelerin ev işlerini yürütmenin getirdiği zihinsel yükün yüzde 71'ini üstlendiğini ortaya koydu.

Kurul sertifikalı psikiyatrist Dr. Sue Varma, CBS Mornings'e "Bence bu rakam daha yüksek olmalı" diye konuştu.

Araştırmacılar, annelerin "aile refahıyla ilgili" temel günlük görevlerin çoğunu üstlenirken, babaların "bakım ve finansla ilgili ara sıra ortaya çıkan görevleri" üstlendiğini buldu.

Varma, çiftlerle çalışırken annelerden duyduklarını anlattı.

Kadınlar şöyle diyor: 'Sadece organize etmek, planlamak ve yönetmekle kalmıyorum, aynı zamanda ters gidebilecek her şeyi önceden tahmin ediyorum çünkü bunların sonuçlarıyla bilin bakalım kim uğraşacak. Ben.'

Varma, kadınların "duygusal aşırı yük" de yaşayabileceğini söyledi.

Çoğu durumda, heteroseksüel bir çift olduğunu varsayarsak, çocuk genellikle rahatlamak için annesini ister, çocuk hastalandığında okul annesini arar ve işten kim izin alır? Yani her şey genellikle kadına geri döner.

Peki, annelerin zihinsel yükünü hafifletmek için ne yapılabilir? Her şey eşlerinden başlıyor.

Varma, annelerin zihniyetini şöyle açıkladı:

Sana görevleri delege etmek için bir liste vermek istemiyorum, senin de bu konuşmanın bir parçası olmanı istiyorum. Örneğin okul yılı başladığında, düzenli olarak yapılması gereken şeyler neler?

CBS Mornings'in haberine göre, zihinsel yükü paylaşmak için babalar bu yükü kabul etmeli, ev işlerine başlamalı, düzenli ve açık iletişime katkıda bulunmalı, planlama ve karar verme süreçlerine katılmalı.

Varma, "Bu yüzden [annelerle] iletişim halinde olduğumuzdan emin olmak istiyoruz ve sadece 'Sana nasıl yardımcı olabilirim? Bana yaşadıklarınızı anlatın ve bunu bir ekip olarak nasıl önleyebiliriz?' demek bile bu, benimle birliktesin, benim tarafımdasın hissi veriyor. Kadınlar bana sık sık 'Bir partnerim olduğunu hissetmiyorum' diyor" diye konuştu.

Varma, kadınlara zihinsel yükleri hakkında partnerleriyle iletişim kurmaya dair tavsiyelerde bulundu.

Eşinizden daha fazla yardım isteyecekseniz, ona mutfak lavabosunu fırlatamazsınız.

Psikiyatrist, kadınların eşlerine şöyle demelerini önerdi:

Tüm bunları yaptığında, bana nasıl hissettiğimi sorduğunda, günümün nasıl geçtiğini sorduğunda, oraya gidip kolları sıvadığında ve bulaşıkları yıkadığında, 'Biliyor musun, bugün ben çocukları okuldan alacağım' dediğinde çok mutlu oluyorum.

Independent Türkçe