Kahve içmek için en iyi zaman nedir?

Milyonlarca insanın en sevdiği içecek kahve (Reuters)
Milyonlarca insanın en sevdiği içecek kahve (Reuters)
TT

Kahve içmek için en iyi zaman nedir?

Milyonlarca insanın en sevdiği içecek kahve (Reuters)
Milyonlarca insanın en sevdiği içecek kahve (Reuters)

Kahve, dünya çapında milyonlarca insanın en sevdiği içecek ve günlük sabah rutininin önemli bir parçası.

Çoğu zaman insanlar uyanır uyanmaz kahve içse de, bir grup uzman bu davranışın ‘sağlıksız’ olduğunu iddia etti.

Şarku’l Avsat’ın ABC News’ten aktardığı habere göre, uzmanlar sabah kahvesini uyandıktan yaklaşık 90 ila 120 dakika sonrasına kadar ertelemenin iyi bir fikir olduğuna inanıyor.

Bunun nedeni, bizi motive etmeye yardımcı olan bir hormon olan kortizolün sabahın erken saatlerinde yükselmesi, ancak sabah ilerledikçe azalmasıdır.

Güney Avustralya Üniversitesi’nden beslenme uzmanı ve spor diyetisyeni Evangeline Mantzioris, “Kortizol uyandıktan sonraki ilk birkaç saat boyunca sizi uyarır ve enerji sağlar. Bu nedenle kahve içmek için en ideal zaman bu iki saatten sonra yani kortizol seviyenizin düştüğü dönemdir” dedi.

Mantzioris’e göre, kafein ayrıca enerji üretiminde rol oynayan adenozin adı verilen bir kimyasalla da etkileşime giriyor.

Adenozin, vücudumuzdaki hücrelere bağlandığında bizi uykulu hale getiren bir süreci tetikleyebilir ve bunun sabahın ilerleyen saatlerinde gerçekleşmesi daha muhtemel olabilir.

Kafein bu bağlanma sürecini durdurabilir, bu nedenle kahvenizi uykulu bir his hissedene kadar ertelemek en iyisi olabilir.

tj
Kolombiya’daki bir kafede iki fincan kahve hazırlayan bir kişi (EPA)

Günün geç saatlerinde kahve içmek mümkün mü?

Çoğu insan için öğleden önce bir veya iki fincan kahve içmek gece uykusunu bozmaz.

Ancak günün geç saatlerinde, yatma saatine yakın bir zamanda içilen kahve, uykuya dalmayı, uyku kalitesini ve konforunu doğrudan etkiler.

Kafein hakkında ne biliyoruz?

Adelaide Üniversitesi’nden moleküler farmakolog Ian Musgrave, kafeinin bitkilerde kimyasal bir savunma olarak geliştiğini söyledi.

Musgrave, “Bu kimyasal yalnızca kafein içeren yaprakları ve meyveleri kemiren böcekleri felç edip öldürmekle kalmayıp, daha küçük dozlarda çiçek nektarındaki kafeinin arıların nereye geri döneceklerini hatırlamalarına yardımcı olduğu da bulundu” dedi.

Kafein, en önemlileri kahve, çay, kakao ve bazı çiçek nektarları olmak üzere 60’tan fazla bitki türünde bulunuyor.

Kafein, sadece bize keyifli bir günlük destek sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda tıbbi bir tedavi olarak da görülüyor.

Bond Üniversitesi’nden farmakolog Treasure McGuire’e göre, örneğin bir kafein karışımı astıma yardımcı olabilir. Bu aynı zamanda, yenidoğan kuvözlerinde akciğerlerdeki hava geçişlerini genişletmeye yardımcı olan bronkodilatör olarak kullanılıyor.

Kafein bizi daha uyanık ve odaklanmış hale getiren bir uyarıcıdır, buna ek olarak metabolizmayı hızlandırır, kalp atış hızını ve kan basıncını kontrol eder.

McGuire, “Kafein hızla merkezi sinir sistemine girer ve beyinde kendini iyi hissetme hormonu olan dopaminin salınmasında rol oynayan reseptörlere bağlanır. Beyindeki zevk ve ödül merkezini harekete geçiriyor” diye konuştu.

Avustralyalı bilim insanı, kafeinin insanların iş yerinde büyük efor sarf ettiği durumlarda oluşan yorgunluk hissini azalttığını ve aynı zamanda sporcuların daha kuvvetli antrenman yapmasını sağladığını da sözlerine ekledi.



Sağlık için 6 basit hamle

Doğanın içinde spor yapmak hem vücudunuza hem de psikolojinize iyi gelecektir (Pixabay)
Doğanın içinde spor yapmak hem vücudunuza hem de psikolojinize iyi gelecektir (Pixabay)
TT

Sağlık için 6 basit hamle

Doğanın içinde spor yapmak hem vücudunuza hem de psikolojinize iyi gelecektir (Pixabay)
Doğanın içinde spor yapmak hem vücudunuza hem de psikolojinize iyi gelecektir (Pixabay)

"30 yaşına basınca sağlık kötüleşmeye başlar" deseler de bilim insanları ufak değişikliklerle bunun önemli ölçüde önlenebileceğini söylüyor.

Kas ve kemik erimesi, hızlı kilo alma, güç kaybı gibi durumları tamamen engellemek imkansız olabilir. Ancak hayatınızda yapacağınız 6 basit değişiklikle sağlığınızı daha uzun süre korumanız mümkün. 

1. Daha fazla lifli gıda tüketin

Lif bakımından zengin yiyecekler kalp hastalığı ve diyabete karşı koruma sağlarken bağırsak sağlığı konusunda da etkili. 

2015'te yapılan bir araştırma, günde 10 gram daha fazla lif tüketmenin ölüm ihtimalini yüzde 10 azalttığını ortaya koydu. 

Her gün 30 gram tüketilmesi ve yaş aldıkça buna daha çok dikkat edilmesi öneriliyor. 

İşlenmiş gıdalara karşı çıkan uzmanlar, liflerin kinoa gibi sağlıklı tohumlar, kuruyemiş, meyve ve sebze gibi farklı kaynaklardan alınmasının iyi olacağını söylüyor.

2. Esneyin ve güçlenin 

Kalp ve damar sistemini canlandırmak sağlık için önemli. Yürüme, koşu, bisiklet dışında vücudu esnek hale getirip güçlendirmek de faydalı.

Kasları güçlendirmek ve daha esnek hale getirmek için haftada en az iki gün egzersiz yapılması öneriliyor. 

Özellikle yaşlandıkça azalan kasları ve testosteron seviyelerini korumak için yapılacak ağırlık egzersizleri, kemik yoğunluğu ve bilişsel işlev için de yararlı. 

Vücuttaki en büyük kaslardan biri olan gluteus maximusun da aralarında bulunduğu pek çok bölgeyi çalıştıran squat egzersizi özellikle tavsiye ediliyor. 

Esnemek içinse daha dinamik hareketlerin statiklerden iyi olduğu bildiriliyor. 

3. Uykunuzu geliştirin 

"Uyku en iyi ilaç" dense de günün önemli bir kısmını ayırdığımız bu aktivitenin kalitesini artırmak mümkün. 

Uyku kalitesinin düşüklüğü ve süresinin azlığı yüksek tansiyon, diyabet, obezite, depresyon, kalp krizi ve felç gibi pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. 

Akşam kafeinden kaçınmak ve cep telefonunu yatak odasına sokmamak gibi önlemlerin yanı sıra nefes egzersizi gibi rahatlatacak aktiviteler işinize yarayabilir. 

"Bir kadeh içersem daha rahat uyurum" demek de makul değil zira içki, zihinsel ve duygusal olarak dinlenmemizi sağlayan REM evresine zarar veriyor.

4. Sürekli hareket edin

Daha uzun bir hayat için hareketsiz kaldığınız anları azaltmanız gerekiyor.

Ayakta durmadığınız her bir saatin erken ölüm riskini yüzde 5 artırdığını ortaya koyan araştırmalar var. Örneğin Britanyalıların günde 9 saate yakın bir süre oturduğu düşünülürse bu ciddi bir risk.

"Rahatımı bozmayayım" derken bel fıtığı, diyabet ve kalp hastalıklarına kapı aralanıyor.

"Ev ya da ofiste ne yapabilirim ki?" diye soranlar olabilir: Her 20 dakikada bir, iki dakika yavaşça yürüseniz dahi size büyük faydaları var. 

5. Evden çıkıp doğaya karışın 

Daha iyimser kişilerin uzun yaşama ihtimalinin yüksek olduğu biliniyor.

Günlük hayatın görevleri ve karmaşası içinde bunaldığınızda kendinizi rahatlatmanın en iyi yollarından beri doğaya karışmak. 

Çevre kirliliğinden uzak kalmaktan, bağışıklık sistemi ve bağırsaklara iyi gelecek ortamlarda dolaşmaktan, metabolizmayı hızlandırmaktan, doğada arkadaşlarla keyifli vakit geçirmekten ve tabiatla yeniden bağ kurmaktan niye kaçınasanız ki?

Hiçbir şey bulamasanız bile bir denize, göle, ağaçlara ya da gökyüzüne bakmak da sizi rahatlatacaktır. 

6. Sosyal bağlarınızı koruyun

Yalnızlık hiç de hafife alınacak bir mesele değil. Obezite, sigara içmek ve yüksek tansiyondan dahi kötü etkileri olabiliyor. Depresyon ve Alzheimer gibi pek çok hastalıkla da ilişkili.

Toplumsal desteğin, bireylerin hayatta kalma ihtimalini yüzde 50'ye varan oranlarda artırdığı bilimsel araştırmalarda görüldü. 

İnsanların sosyal varlıklar olduğu gerçeğinden kaçmamak lazım. Her gün aileniz ya da arkadaşlarınızla telefondan da olsa konuşmaya çalışın. 

Haftada bir kez toplu aktiviteler yapmak çok faydalı.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, PsyBlog