Nobel ödüllü edebiyatçının şarkı sözleri derleniyor

Roman yazarı, "Yıllar içinde hikaye yazarı olarak ün kazansam da şarkı yazarak başladım" dedi

Ishiguroi, 4 kez aday gösterildiği Man Booker Ödülü'nü, en iyi bilinen romanı "Günden Kalanlar"la 1989'da kazanmıştı (AFP)
Ishiguroi, 4 kez aday gösterildiği Man Booker Ödülü'nü, en iyi bilinen romanı "Günden Kalanlar"la 1989'da kazanmıştı (AFP)
TT

Nobel ödüllü edebiyatçının şarkı sözleri derleniyor

Ishiguroi, 4 kez aday gösterildiği Man Booker Ödülü'nü, en iyi bilinen romanı "Günden Kalanlar"la 1989'da kazanmıştı (AFP)
Ishiguroi, 4 kez aday gösterildiği Man Booker Ödülü'nü, en iyi bilinen romanı "Günden Kalanlar"la 1989'da kazanmıştı (AFP)

Romancı Kazuo Ishiguro'nun Amerikalı caz şarkıcısı Stacey Kent için yazdığı şarkı sözleri gelecek yıl derleme halinde yayımlanacak.

14 Eylül Perşembe günü Alfred A. Knopf'un yayınevi, Ishiguro'nun The Summer We Crossed Europe in the Rain kitabının Mart 2024'te yayımlanacağını duyurdu.

Japon-Britanyalı romancıyla Kent'in uzun zamandır arkadaş olduğu ve birlikte çalıştığı da ortaya çıktı.

Ishiguro, Kent'in 2009'da En İyi Caz Vokal Albümü dalında Grammy'ye aday gösterilen Breakfast on the Morning Tram albümünde birkaç şarkının sözlerini yazmıştı.

68 yaşındaki senarist, Kent'in Dreamer in Concert ve I Know I Dream gibi diğer albümlerine de katkıda bulundu.

Klara ile Güneş ve Beni Asla Bırakma gibi romanlarıyla tanınan Ishiguro perşembe günü yaptığı açıklamada, "Yıllar içinde hikaye yazarı olarak ün kazansam da şarkı yazarak başladım" dedi.

Knopf'un kıdemli başkan yardımcısı ve genel yayın yönetmeni Jordan Pavlin şunları ekledi:

Kazuo Ishiguro sık sık gençliğinde yaptığı şarkı yazarlığını romancılık için bir çıraklık olarak gördüğünü söyler ki Amerikalı caz müzisyeni Stacy Kent için yazdığı şarkı sözlerinden oluşan bu büyüleyici kitapta, romanlarının her birinde yankılanan unutulmaz hüzün ve umudun bir çeşitlemesi hissediliyor.

The Guardian'a göre, Faber Yayın Direktörü Angus Cargill, Ishiguro'nun bu derlemesinin "Ishiguro'nun kurgu eserleri için büyüleyici bir tamamlayıcı parça" olduğunu söyledi.

Cargill şunları ekledi:

Bu kitap, Ishiguro'nun karakteristik temalarının çoğunu (geçmiş, aşk, seyahat, müziğin görsel ve akıldan çıkmayan nitelikleri) ele alan ve Ishiguro'nun samimi giriş yazısıyla Bianca Bagnarelli'nin enfes illüstrasyonları sayesinde yazarlık ve sanatsal işbirliği hakkında yeni bilgiler sunan lirik bir derleme.

2015'te verdiği bir röportajda Ishiguro, şarkı sözü yazmanın kendisine kazandırdıklarını anlatmıştı.

Romancı 2015'te The Guardian'a, "Şarkı sözü yazarken öğrendiğim en önemli şeylerden biri, ki bunun kurmacam üzerinde muazzam bir etkisi oldu; samimi, içten, birinci şahıs ağzından şarkılarda anlamın sayfada kendi kendine yeterli olmaması gerektiğiydi" demişti.

Dolambaçlı olmalı, bazen satır aralarını okumanız gerek.

The Summer We Crossed Europe in the Rain, 5 Mart 2024'te yayımlanacak.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News