Yeni tehdit: Akdeniz kasırgaları

TT

Yeni tehdit: Akdeniz kasırgaları

Bu hafta Libya’da binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açan ani sel, bir Akdeniz kasırgasından kaynaklandı. Fransız haber ajansı AFP’ye göre, bilim adamları nadir fakat yıkıcı bir iklim olay olan bu Akdeniz kasırgalarının (Medicanes), giderek daha ısınan dünyada daha da kötüleşeceğine inanıyor.

‘Medicanes’ terimi henüz genel olarak kamuoyunda bilinmiyor. Ancak bilim insanları ve meteorologlar tarafından sürekli olarak kullanılıyor ve İngilizce’deki ‘Akdeniz (Mediterranean)’ ve ‘kasırga (hurricane)’ kelimelerinin birleşiminden oluşuyor.

Akdeniz kasırgaları diğer kasırga ve fırtınalara benziyor ancak daha az ısınan sularda da oluşabiliyor. Uydu görüntülerinde, kasırganın gözü olan merkezde bir noktayı çevreleyen dönen fırtına bulutları kütlesi olarak görünebiliyor.

Ancak bu Akdeniz kasırgaları genellikle tropik muadillerine göre daha küçük ve zayıf ayrıca büyüme için daha dar bir alana sahip oluyor.

Saffir-Simpson Kasırga Ölçeği’ne göre, maksimum gücü genellikle Kategori 1 kasırgasına eşdeğer, yani hızı saatte 119 ila 153 kilometre arasında değişiyor.

Akdeniz kasırgalarına şiddetli rüzgarların yanı sıra şiddetli yağışlar da eşlik ediyor. Daniel Kasırgası, bu sezon yağmurun az olduğu Doğu Libya’da iki günden kısa bir sürede yoğun yağmur yağdırdı.

Yılda bir ya da iki kez

Reading Üniversitesi Meteoroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Suzanne Gray, Akdeniz kasırgalarının genellikle sonbaharda, denizin sıcak olduğu zamanlarda, çoğunlukla Batı Akdeniz’de ve İyon Denizi ile Kuzey Afrika kıyıları arasındaki bölgede oluştuğunu söylüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Gray, “Bu kasırgalar, yüksek irtifalardan gelen daha soğuk hava tabakasının, denizden yükselen daha sıcak hava ile bir alçak basınç merkezi etrafında birleşen konveksiyonlar sonucu oluşuyor” dedi.

ABD Okyanus ve Atmosfer Dairesi’ne göre Akdeniz kasırgaları yılda bir veya iki kez meydana geliyor.

Kasırgalar doğudan batıya doğru hareket ederken, Akdeniz kasırgaları batıdan doğuya doğru hareket etme eğiliminde oluyor. Bu nedenle Daniel Kasırgası, Libya’ya ulaşmadan önce geçen hafta Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye’ye farklı şiddetlerde etki etti.

2016 ve 2018 yılları arasında Yunanistan kıyılarında üç Akdeniz kasırgası ortaya çıkarken, 2019’da İspanyol meteoroloji servisleri Balear Adaları ile Cezayir kıyıları arasındaki birini gözlemledi.

Eylül 2020’de Yunanistan’da saatte 120 kilometreye varan rüzgarlar etkili olmuş, Karditsa kasabasında üç kişi ölmüş, su baskınları, heyelanlar ve elektrik kesintileri yaşanmıştı. Sicilya ise 2021’de benzer bir fırtınaya maruz kalmıştı.

Fransız Meteoroloji Servisi, nadir olmaları nedeniyle Akdeniz kasırgalarından iklim dersi çıkarmanın zor olduğunu söylüyor.

Genel olarak uzmanlar, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle deniz yüzeyi sıcaklıklarının artmasının aşırı fırtınaları daha şiddetli hale getireceğini söylüyor.

Reading Üniversitesi’nden Prof. Dr. Liz Stephens, “İklim değişikliğinin Akdeniz kasırgalarının şiddetini artırdığına inanılıyor… İklim değişikliğinin bu tür fırtınalarla ilişkili yağış miktarını artırdığına inanıyoruz” diyor.

Bilim insanları, sanayi çağının başlangıcından bu yana insan faaliyetlerinin ürettiği aşırı ısının yüzde 90’ının okyanuslar tarafından emildiğine dikkat çekiyor.

Akdeniz’deki en yüksek sıcaklık, Avrupa’da bir dizi olağanüstü sıcak hava dalgasının yaşandığı Temmuz ayında kaydedildi.

Eylül ayı başında Doğu Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’ndaki yüzey suları normalden 2 ila 3 santigrat derece daha sıcaktı ve bu durumun Daniel Kasırgası daha şiddetli hale getirdiğine inanılıyor.

İngiltere Bristol Üniversitesi’nden İklim Bilimci Prof. Dr. Lizzie Kendon, Daniel Kasırgası’nın dünya ısındıkça ‘gelecekte bekleyebileceğimiz yıkıcı yağışların boyutunu gösterdiğini’ söylüyor.

Almanya’daki Leipzig Üniversitesi’nden iklim bilimci Karsten Haustein “Daniel Kasırgası bir Akdeniz kasırgasından oluştu. Bu, daha yüksek deniz yüzeyi sıcaklıklarının ve dolayısıyla insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olabilir” dedi.



Gökbilimciler Satürn'e çarpan nesneyi tanımlamak için yardım istiyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA
TT

Gökbilimciler Satürn'e çarpan nesneyi tanımlamak için yardım istiyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA

Gökbilimciler cumartesi günü Satürn'e çarpmış olabilecek gizemli bir cismin tanımlanması için yardım çağrısı yaparken bu, bir uzay cisminin gaz devine çarptığının kaydedildiği ilk örnek olabilir.

Araştırmalara göre Satürn'e ortalama her 3 bin 125 yılda bir büyük (çapı 1 kilometreden fazla) cisimler çarpıyor.

Veriler her yıl 7-8 küçük uzay taşının gezegene çarptığını gösterse de gökbilimciler bugüne kadar hiçbirini tespit edemedi.

Kozmik çarpışmalar, kayalık gezegenlerde kraterler bıraksa da Jüpiter ve Satürn gibi gaz devlerinde bu tür izlere rastlanmaz.

Ancak NASA çalışanı ve amatör gökbilimci Mario Rana'nın çektiği yeni bir görüntü, ilk kez Satürn'e bir uzay cisminin çarptığı gösteriyor gibi duruyor.

Gaz devlerinin dış katmanları hidrojen ve helyumdan oluştuğu için asteroit ya da kuyrukluyıldız çarpmaları hızla kaybolabiliyor.

Rana, Jüpiter ve Satürn'ün görüntülerini bilgisayar yazılımıyla analiz eden DeTeCt projesinde çalışıyor. Gökbilimcinin geçen cumartesi günü çektiği Satürn videolarında, görüntülerin sol tarafındaki soluk bir parıltı bir çarpma olayı gibi duruyor.

Profesyonel ve amatör gökbilimcilerden oluşan bir konsorsiyum olan Gezegensel Sanal Gözlemevi ve Laboratuvarı (Planetary Virtual Observatory and Laboratory/PVOL), alanın uzmanlarını Satürn'e olası çarpma olayını doğrulamaya ya da çürütmeye çağırıyor.

PVOL yaptığı açıklamada "Marc Delcroix, Mario Rana tarafından elde edilen bir video gözlemindeki birkaç karede yakalanan, Satürn'deki potansiyel bir çarpışmayı bildiriyor. Potansiyel çarpma çok zayıf ve doğrulanmamış" ifadelerini kullanıyor.

Çok kısa süreli çarpma parlaması Satürn'de 5 Temmuz 2025'te, evrensel saate göre 09.00'la 09.15 arasında meydana geldi. Satürn'ün o zaman diliminde çekilmiş diğer videolarını elde etmek çok önemli.

frgtyh
Satürn'e çarpması muhtemel asteroid veya kuyrukluyıldızı gösteren görüntüler (Mario Rana/PVOL)

PVOL bu zaman diliminde gözlem yapmış olabilecek gökbilimcileri de Delcroix'yla e-posta yoluyla ([email protected]) iletişime geçmeye ve ellerindeki verileri paylaşmaya çağırıyor.

Leicester Üniversitesi'nde gezegen bilimi alanında öğretim üyesi olan Leigh N. Fletcher da amatör uzay gözlemcilerine, çarpışmayla ilgili ellerinde olabilecek videoları paylaşmaları çağrısında bulunuyor.

Dr. Fletcher, BlueSky'da şöyle yazıyor:

Marc Delcroix ve ekibinin hafta sonu yaptığı çağrıyı yineliyorum: Ekip, Satürn'e 5 Temmuz'da evrensel saate göre 09.00'dan 09.15'e kadarki olası bir çarpışmayı doğrulamak/çürütmek istiyor. Amatör gözlemcilerin o saatte çektiği videolar, işin anahtarı olabilir.

Independent Türkçe