Bebeğine uyuşturucu adı veren gazeteci ortalığı karıştırdı

"Kimse onaylamaz sanmıştık"

Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
TT

Bebeğine uyuşturucu adı veren gazeteci ortalığı karıştırdı

Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)

Avustralyalı gazeteci Kirsten Drysdale, bebeğine metamfetamin adlı uyuşturucuyu öven bir isim vererek gündem oldu.

Avustralya'nın kamu yayımcısı ABC'de çalışan gazeteci, ülkesinde uygulanan isim yönetmeliğini test etmek için ilginç bir yönteme başvurdu.

Drysdale, ABC'nin What the FAQ adlı programında halktan en çok gelen sorulardan biri olan "Bebeğime hangi adları verebilirim?" sorusuna yanıt bulmak amacıyla, yeni doğum yaptığı çocuğuna "Metamfetamin Harika" ismini koydu.

Gazeteci, ülkenin güneydoğusundaki Yeni Güney Galler eyaletinde yer alan Doğum, Ölüm ve Evlilik dairesinin internet sitesine girerek, çocuğunun adını "Metamfetamin Harika" olarak kaydedilmesi için başvuru yaptı.

Drysdale, "Reddedileceğini varsayarak aklımıza gelen en uçuk ismi koyduk. Ancak durum öyle olmadı. Metamfetamin Süper adı gözden kaçtı ve onay aldı" dedi. 

Drysdale, "İleride bu hikayeyi çocuğuma kesinlikle anlatacağım" dedi (ABC)
Drysdale, "İleride bu hikayeyi çocuğuma kesinlikle anlatacağım" dedi (ABC)

Eşini buna ikna etmek için epey uğraştığını da belirten gazeteci, "Metamfetamin kelimesini gören birinin hiçbir şekilde buna onay vermeyeceğini düşündük ama yanılmışız" ifadelerini kullandı.

Eyaletteki söz konusu birimden kimliğini vermeyen bir yetkiliyse "Bu sıradışı isim maalesef gözden kaçmış" dedi. Yetkili, adın nasıl onay aldığına dair daha detaylı açıklama yapmadı. 

Drysdale, daha sonra kuruma tekrar başvurarak çocuğunun adını değiştirdiğini söyledi. Ancak yetkili, isim resmi olarak değiştirilse bile uygulama gereği çocuğun ilk onay alan adının da sistemde kalacağını belirtti.

Independent Türkçe



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe