Bennu asteroidi Evren’in kökenini açıklığa kavuşturabilir

Bir NASA çalışanı Utah çölüne düşen ve içinde numunelerin bulunduğu kapsülü inceliyor (AFP)
Bir NASA çalışanı Utah çölüne düşen ve içinde numunelerin bulunduğu kapsülü inceliyor (AFP)
TT

Bennu asteroidi Evren’in kökenini açıklığa kavuşturabilir

Bir NASA çalışanı Utah çölüne düşen ve içinde numunelerin bulunduğu kapsülü inceliyor (AFP)
Bir NASA çalışanı Utah çölüne düşen ve içinde numunelerin bulunduğu kapsülü inceliyor (AFP)

Bir asteroitten şimdiye kadar toplanan en büyük ve bir NASA görevi kapsamında ilk örneği taşıyan kapsül, “Osiris-REx” sondası havalanmasından yedi yıl sonra, Dünya atmosferine hızlı bir giriş  yapmasının ardından Pazar günü ABD’nin Utah eyaletindeki çöle indi.

Yedi yıl önce fırlatılmasının ardından "OSIRIS-REx" 2020 yılında Bennu asteroidinden taş ve toz topladı ve ardından dönüş yolculuğuna başladı. NASA Başkanı Bill Nelson'a göre, sondanın bir kapsül içinde gönderdiği örnek, "Dünya'yı tehdit edebilecek asteroit türlerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacak" ve "güneş sistemimizin tarihinin başlangıcına" ve gezegenlerin nasıl oluştuğuna ışık tutacak yaklaşık 250 gram malzeme içeriyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, numunenin bugün Houston, Teksas'taki Johnson Uzay Merkezi'ne nakledilmesi planlanıyor ve burada kutu günler sürecek bir işlemle başka bir kapalı odada açılacak. NASA ilk sonuçları açıklamak üzere 11 Ekim'de bir basın toplantısı düzenlemeyi planlıyor.



İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
TT

İnsan hücrelerinde yeni bir organel keşfedildi

Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)
Çalışmanın yazarlarından Seham Ebrahim organeli, boynunda atkı olan bir kardan adama benzetiyor (Virginia Üniversitesi)

Araştırmacılar insan hücrelerinin içinde yeni bir organel keşfetti. 

Tıpkı organlar gibi organeller de hücre içinde belirli işlevleri yerine getirmek üzere özelleşmiş yapıları ifade ediyor. Örneğin mitokondri enerji üretiminden sorumluyken, endoplazmik retikulum proteinleri taşımak gibi görevleri üstleniyor. 

Virginia Üniversitesi ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'nden bilim insanları hücrelerin şeklini koruyan filamentleri incelerken, ürettikleri üç boyutlu görüntülerde sürekli karşılarına çıkan alışılmadık bir yapı olduğunu fark etti.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada hücrede belirli bir görevi yerine getirdiği düşünülen bu yapının daha önce tanımlanmamış bir organel olduğuna karar verildi.

Bilim insanları hemifüzom (hemifusome) adını verdikleri yapının insan hücrelerindeki proteinlerin ayrıştırılması, geri dönüştürülmesi ve dışarı atılmasında rol oynadığını tahmin ediyor.

Ekip kullanılan görüntüleme tekniği veya organelin küçük boyutu nedeniyle bugüne kadar gözden kaçmış olabileceğini düşünüyor. Çapı yaklaşık 100 nanometre olan hemifüzomun boyutu, küçük bir mitokondrinin yarısı bile değil.

Kriyo-elektron tomografi (cryo-ET) denen bir teknik kullanan ekip, bu sayede hücrelerin net görüntülerini oluşturmayı başardı. Hücrelerin dondurulmasını içeren bu yöntem, biyolojik yapıların bozulmadan görüntülenmesini sağlıyor.

Bilim insanları daha önce gözlemlemedikleri bir vezikül yapısını inceliyordu. Balon benzeri yapılar olan veziküller, hücrelerin içinde ve hücreler arasında protein ve hormon gibi maddeleri taşıyor.

Çalışmada iki katmanlı bir yağ bariyeriyle ayrılan iki vezikülün birbirine kaynaştığı gözlemlendi. 

Makalenin yazarlarından Seham Ebrahim, "Biyofizik açısından bile bu bir dönüm noktası" diyerek ekliyor: 

Çünkü biyofiziksel olarak veziküllerin bu hemifüzyon durumunda var olabileceği her zaman tahmin edilse de canlı bir hücrede ilk kez görüldü.

Araştırmacılar hemifüzyon iki çift tabakanın kısmi birleşmesi anlamına geldiği için organele hemifüzom adını verdi.

Ebrahim, yeni keşfedilen organelin, veziküllerin "bağlandığı ve kargo aktardığı" bir "yükleme iskelesi" görevi gördüğünü söylüyor.

Taşıma sürecinde daha önce bilinmeyen bu adım, çeşitli genetik hastalıklar hakkında kritik bilgiler sağlama potansiyeline sahip. 

Ancak hemifüzomun hücredeki rolünün net olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bilim insanları daha sonra genetik bozukluklara karşı yeni tedaviler geliştirilebileceğini umuyor. 

Ebrahim, "Bu daha başlangıç" diyerek ekliyor: 

Artık hemifüzomların var olduğunu bildiğimize göre, sağlıklı hücrelerde nasıl davrandıklarını ve işler ters gittiğinde ne olduğunu sormaya başlayabiliriz. Bu bizi karmaşık genetik hastalıkların tedavisi için yeni stratejilere götürebilir.

Independent Türkçe, Live Science, IFLScience, Nature Communications