Nadir görülen bir böbrek kanserinin genetik kodları çözüldü

Böbrek kanseri için henüz ilaçlı bir tedavi yöntemi geliştirilemezken sadece ameliyat tedavisi uygulanabiliyor (Shutterstock)
Böbrek kanseri için henüz ilaçlı bir tedavi yöntemi geliştirilemezken sadece ameliyat tedavisi uygulanabiliyor (Shutterstock)
TT

Nadir görülen bir böbrek kanserinin genetik kodları çözüldü

Böbrek kanseri için henüz ilaçlı bir tedavi yöntemi geliştirilemezken sadece ameliyat tedavisi uygulanabiliyor (Shutterstock)
Böbrek kanseri için henüz ilaçlı bir tedavi yöntemi geliştirilemezken sadece ameliyat tedavisi uygulanabiliyor (Shutterstock)

İngiltere merkezli Wellcome Sanger Enstitüsü’den araştırmacıların başını çektiği, çeşitli ülkelerden uzmanların yer aldığı bir ekip, nadir görülen bir böbrek kanseri türüyle ilgili bir çalışma yaptı. Böbrek kanserinde doktorların ameliyat önermemesi durumunda alternatif tedavi olabilecek yeni bir ilaç geliştirilmeye çalışıldı. Dün Nature Communications dergisinde yayımlanan raporun sonuçlarına göre, reninoma (jukstaglomerüler hücreli tümör/JGHT) adlı nadir görülen bir böbrek kanseri türünün genetik kodu ilk kez tamamen deşifre edildi.

Reninoma, tüm dünyada şimdiye kadar bildirilen yaklaşık 100 vakayla insanlarda en nadir görülen kanserlerden biri. Tedavisinde genellikle ameliyata başvuruluyor. Ancak bu yöntem sonucu kanser, hastada yüksek tansiyona neden olabiliyor ya da yayılabilen kötü huylu tümörlere dönüşebiliyor.

Yalnızca ameliyatlı tedavi yönteminin olduğu böbrek tümörü için halen bir ilaç tedavisi geliştirilebilmiş değil. Çalışmanın sonuçları açıklanmadan önce bu kanser türüne hangi genetik hatanın neden olduğu bilinmiyordu.

zxsc
Reninoma, insanlarda en nadir görülen kanserli tümörlerden biridir (Public domain)

Araştırmanın başyazarlarından Wellcome Sanger Enstitüsü'nün kıdemli üyesi Dr. Sam Behjati, “Çalışmadan elde ettiğimiz sonuçlar, bu kanser türünün kaynağını keşfetmeyi başarmamızdan ötürü çok önemli. Çok nadir olmasına rağmen bu kanser türü üzerinde daha önce neredeyse hiç araştırma yapılmamıştı” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Behjati, sözlerini şöyle sürdürdü:

Sadece böbrek kanserinin genetik kodunu kırmadık, aynı zamanda onu tetikleyenin ilaçlarla çözülebileceğini de ortaya koyduk. Bu sonuçlar, kanserli tümörleri ameliyatla alınamayan hastalar için son derece önemli olabilir.

Araştırmacılar, bu nadir görülen kanserin, ‘NOTCH1’ adı verilen ve yaygın olarak bilinen bir kanser geninin, genetik kodundaki spesifik bir hatadan kaynaklandığını buldu.

Yine araştırmanın baş yazarlarından Wellcome Sanger Enstitüsü’nden Dr. Taryn D. Treger, bu nadir görülen böbrek kanserinin sebeplerinin ilk kez ortaya çıkarıldığını belirterek, “Çalışmamızın yeni tedavilerin önünü açacağını umuyoruz” dedi.

Ekip, ileri genomik teknikleri kullanarak biri genç bir yetişkine, diğeri bir çocuğa ait olmak üzere iki kanser örneğini inceledi. Elde edilen bulgular, ameliyatın tedavi için tercih edilebilecek bir seçenek olmadığı hastalara çare olabilir. Sonuçlar, hastaların tedavisinde bu geni hedef alan mevcut ilaçların kullanılabileceğine işaret ediyor.

Ekipte yer alan İngiltere’deki Great Ormond Street Hastanesi'nden Dr. Tanzina Chowdhury ise şunları söyledi:

Böbrek tümörleri olarak bilinen nadir görülen böbrek kanserleri, geleneksel kanser tedavilerine yanıt vermez. Şu an bilinen tek tedavi yöntemi ameliyat. Çalışmamız, üzerinde iyi araştırılmış spesifik bir genin bu nadir türdeki kanseri tetiklediğini gösterdi. Eğer bu geni hedef aldığı bilinen ilaçları kullanırsak, ameliyat gibi yan etkileri yüksek tıbbi yöntemlere ihtiyaç duymadan hastayı tedavi edebiliriz.

Öte yandan Dr. Behjati, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sözlerini şöyle sürdürdü:

Nadir kanser türlerinin incelenmesi ve tetkiki zordur. Diğer kanser türlerine yakalanmış olan hastalar bu çalışmadan faydalanamayabilir. Ancak burada son derece nadir görülen bir tümör türü hakkındaki algımızı yeniden şekillendiren son teknolojinin bilim alanındaki güçlü bir örneğine sahibiz. Önümüzde hastaların sağlığı açısından faydalı olabilecek bir keşif var. Bu tür son derece nadir görülen tümörlerin genetik kodlarını çözmek için incelemeye devam edeceğiz. Böylece daha fazla yeni tedavi yöntemi geliştirilmesini umuyoruz.



Kovid-19 enfeksiyonu kalp için aşıdan daha tehlikeli

Kovid-19 enfeksiyonu kalp için aşıdan daha tehlikeli
TT

Kovid-19 enfeksiyonu kalp için aşıdan daha tehlikeli

Kovid-19 enfeksiyonu kalp için aşıdan daha tehlikeli

Bu ayın ilk haftasında The Lancet Child and Adolescent Health dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, Kovid-19'a (koronavirüs) yakalandıktan sonra uzun bir süre kalp sağlığına yönelik hastalık riskleri olduğu ortaya koydu. Çalışmada bu risklerin virüse karşı aşı olmanın getirdiği risklerden çok daha büyük olduğu vurgulandı.

14 milyon çocuğun ve ergenin verileri analiz edildi

İngiltere'nin Edinburgh şehrinin Cambridge ilçesindeki University College London (UCL) üniversitesinden araştırmacılar, 18 yaşın altındaki 14 milyon çocuk ve ergen üzerinde yapılan bu çalışmanın, bu yaş aralığında türünün en kapsamlısı ve en büyüğü olduğunu açıkladı.

Bilim insanları, İngiltere’de 1 Ocak 2020 ile 31 Aralık 2022 tarihleri arasında bu hastalıkla ilgili elektronik ortama aktarılan sağlık verilerini analiz etti ve bu grupta hastalığın ortaya çıkmasıyla ilişkili tüm koşulları, tanı konulduğu andan itibaren iyileşme süresini ve komplikasyonların ortaya çıkıp çıkmadığını inceledi. Ayrıca, çocukların yaklaşık yüzde 98'ini kapsayan, kullanılan aşı türünü de araştırdılar.

Kovid-19 aşısı ve kalp kası iltihaplanması riski

Araştırmacılar, farklı Kovid-19 aşıları ile kalp kası iltihaplanması (miyokardit) riski arasındaki ilişkinin, aşı yapıldıktan sonra riskin kısa vadede artmasıyla bağlantılı olduğunu ve virüs enfeksiyonu gibi uzun vadeli bir durum olmadığını doğruladı.

Kanın pıhtılaşması ve trombositler

Şarku’l Avsat’ın The Lancet Child and Adolescent Health dergisinden aktardığına göre çalışmada Kovid-19 enfeksiyonundan kaynaklanan özellikle kalp ve kan damarları ile ilgili olarak, arter ve venlerdeki kan pıhtıları, düşük kan trombosit seviyeleri, kalp kası iltihabı veya kalbi çevreleyen doku iltihabı ve çeşitli iltihaplı durumlar dahil olmak üzere nadir komplikasyonların tüm kısa ve uzun süreli riskler ele alındı. Ayrıca, bunu önlemek için kullanılan aşı da incelendi.

Kovid-19 sonrası kalp hastalığından kaynaklanan komplikasyonlar nadir olmakla birlikte, çocuklar ve ergenlerde enfeksiyon sonrası kalp problemleri geliştirme olasılığı yetişkinlere göre daha yüksekti. Bu riskler bu grupta yetişkinlerden çok daha uzun süre devam etti.

Bu dönemde, yaklaşık 3,9 milyon çocuk ve ergene ilk kez Kovid-19 teşhisi koyuldu. Bunların 3,4 milyonuna çalışma süresince (5 ila 18 yaş grubu için kullanılan başlıca aşı olan) Pfizer-BioNTech aşısından bir doz yapıldı.

Risk oranı

Kovid-19 teşhisi konulmasından sonra, riskler ilk dört hafta içinde en yüksek seviyedeydi ve Kovid-19 teşhisi konmamış çocuk ve ergenlere kıyasla birçok vakada bu oran 12 aya kadar yüksek seviyede kaldı.

Buna karşın araştırmacılar, aşılama sonrasında bu hastalığa yakalanmamış çocuk ve ergenlere kıyasla, sadece ilk dört hafta boyunca miyokardit riskinde kısa süreli bir artış gözlemlediler. Risk daha sonra çalışma döneminin başlangıcındaki seviyeye geri döndü.

Kovid-19 enfeksiyonu altı ay içinde, teşhis konulan 100 bin çocuk ve ergen başına 2,24 ek miyokardit vakasına neden oldu. Aşılananlar arasında ise 100 bin çocuk ve ergen başına sadece 0,85 ek vaka görüldü.

Kovid-19 enfeksiyonunun yol açtığı riskler, aşının yol açtığı komplikasyonlardan daha fazla

Çalışmada elde edilen bulgulara göre kalp problemleri ve kanda pıhtılaşma gibi tıbbi komplikasyon riskleri, aşıdan sonra olduğundan daha şiddetli ve uzun süreli olarak Kovid-19 enfeksiyonundan sonra ortaya çıkıyor. Başka birkaç çalışma daha Kovid-19 aşılarının çocukları bu virüsün enfeksiyonundan etkili bir şekilde koruduğunu ve teşhis alsalar bile semptomların o kadar şiddetli olmadığını gösterdi.


Efsanenin hayatını anlatan film 24 saatte rekor kırdı

Efsanenin hayatını anlatan film 24 saatte rekor kırdı
TT

Efsanenin hayatını anlatan film 24 saatte rekor kırdı

Efsanenin hayatını anlatan film 24 saatte rekor kırdı

Michael Jackson biyografisi Michael, ilk fragmanıyla sinema tarihine geçti.

Lionsgate imzasıyla 24 Nisan 2026'da vizyona girmesi planlanan yapım, pop müzik efsanesinin hayatını ele alacak.

Londra merkezli data ölçüm şirketi WaveMetrix tarafından 8 Kasım'da açıklanan verilere göre fragman, ilk 24 saatinde dünya çapında 116,2 milyon izlenmeye ulaşarak rekor kırdı. 

Böylece Michael'ın merakla beklenen ilk tanıtımı, Lionsgate'in yayımladığı fragmanlar arasında en yüksek izlenmeye ulaştı.

Aynı zamanda, sinema tarihinde en çok izlenen müzik biyografisi ya da konser filmi fragmanı olmayı başardı.

Adalet (The Equalizer) serisi ve İlk Gün'le (Training Day) tanınan Antoine Fuqua'nın yönettiği biyografik filmin tanıtımı, ilk 24 saatte Taylor Swift: The Eras Tour ve Bohemian Rhapsody gibi yapımların fragmanlarını geride bıraktı.

Fragman ayrıca, ilk 6 saatte 30 milyon izlenmeyi aştı. Bu da aynı zaman diliminde, John Wick 4 (John Wick: Chapter 4) fragmanından yüzde 50 daha fazla izlenme demek.

"Pop'un Kralı" diye anılan Jackson'ı, ünlü sanatçının 29 yaşındaki yeğeni Jaafar Jackson canlandırıyor.

Gelecek haftadan itibaren sinemalarda tamamı gösterilecek fragmanda, Jackson'ın çocukluğunun yanı sıra en ünlü performansları ve müzik videolarındaki bazı anları içeren görüntüler yer alıyor.

Resmi özette filmin konusu şöyle açıklanıyor:

Film, Michael Jackson'ın müziğin ötesindeki hayatını anlatıyor. Jackson Five'ın solisti olarak keşfedilen olağanüstü yeteneğinden, dünyanın en büyük eğlence ikonlarından biri olma yolculuğuna kadar uzanan hikayesini takip ediyor. Hem sahne dışındaki yaşamından hem de solo kariyerinin en ikonik performanslarından kesitler sunarak, izleyicilere daha önce hiç olmadığı kadar yakından bir Michael Jackson portresi çiziyor. Hikaye burada başlıyor.

Oyuncu kadrosunda ayrıca Nia Long, Coleman Domingo ve Miles Teller yer alıyor. Senaryoyu ise üç kez Oscar adayı John Logan kaleme aldı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporer, Deadline

 


38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti

38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti
38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti
TT

38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti

38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti
38 yıllık serinin 9. filmi tarih yazdı: Rekorları altüst etti

Küresel gişede 80 milyon dolarlık hasılata ulaşan Predator: Vahşi Topraklar (Predator: Badlands), 40 yıla yaklaşan serinin en büyük açılışını yaptı.

Shane Black imzalı 2018 yapımı The Predator, önceki rekoru 73,5 milyon dolarla elinde tutuyordu.

Vahşi Topraklar'ın hasılatının 40 milyon doları Kuzey Amerika'dan, 40 milyon doları ise 52 uluslararası pazardan geldi. 

Yapım aynı zamanda, 2004 tarihli Alien Predator'e Karşı'nın (AVP: Alien vs. Predator) 38 milyon dolarlık hasılatını geride bırakarak serinin ABD'deki en iyi açılışını yaptı. 

Uluslararası pazarda ise 48,9 milyon dolarla açılış yapan The Predator'ın ardından ikinci sırada yer alıyor. 

Predator: Vahşi Topraklar, Çin'de 7,4 milyon dolar, Birleşik Krallık'ta 3,2 milyon dolar ve Meksika'da 2,3 milyon dolar kazandı.

Serinin 9. halkası, Disney'in 20th Century Fox'u satın almasından bu yana sinemaya gelen ilk Predator filmi. 

Serinin başlangıç noktası, başrolünde Arnold Schwarzenegger'ın yer aldığı 1987 yapımı Av'dı (Predator). 

44 yaşındaki Trachtenberg, 2022 yapımı Prey ve bu yıl haziranda Disney+'ta yayımlanan animasyon Predator: Killer of Killers'tan sonra Vahşi Topraklar'la bir kez daha yönetmen koltuğuna döndü. 

105 milyon dolara mal olan film, klanı tarafından dışlanan bir uzaylıyla beklenmedik müttefikinin tehlikeli yolculuğunu konu alıyor. Filmin başrollerinde Dimitrius Schuster-Koloamatangi ve Elle Fanning yer alıyor.

Vahşi Topraklar'ın başarısında olumlu eleştiriler ve seyircilerden gelen övgü dolu yorumlar etkili oldu. Ayrıca serinin önceki filmlerinin aksine 13 yaş sınırına sahip olması, ailelere de hitap etmesini sağladı.

Medya ölçüm ve analiz şirketi Comscore'un piyasa trendleri direktörü Paul Dergarabedian, "Predator: Vahşi Topraklar, sinema pazarının ne kadar dinamik ve öngörülemez olabileceğini gösteriyor. Sektörü yeniden hareketlendirmek için bazen tek bir başarı yeter" diyerek ekledi: 

Bu film, kasımın sektör için son yılların en iyi dönemlerinden biri olacağının habercisi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline