Yeni The Walking Dead dizilerindeki büyük sorun: Neredeyse aynısını yaptılar

Daryl Dixon'ın üçüncü bölümü, serinin geleceği için büyük bir sorunu ortaya koydu

Hem Dead City hem de Daryl Dixon'ın ilk sezonları 6'şar bölümden oluşuyor (AMC)
Hem Dead City hem de Daryl Dixon'ın ilk sezonları 6'şar bölümden oluşuyor (AMC)
TT

Yeni The Walking Dead dizilerindeki büyük sorun: Neredeyse aynısını yaptılar

Hem Dead City hem de Daryl Dixon'ın ilk sezonları 6'şar bölümden oluşuyor (AMC)
Hem Dead City hem de Daryl Dixon'ın ilk sezonları 6'şar bölümden oluşuyor (AMC)

Konu benzersiz içerik yaratmak olduğunda The Walking Dead, benzersiz bir şeyler yapabileceği gibi başarısız da olabiliyor. Yeni spinoff Daryl Dixon'ın son bölümü için de durum böyleydi. 

Zombilerin davranışlarının çoğunun yürümeye ve yemek yemeye odaklı olması, olay örgüsünde boşluklar olmadan yeni özellikler sunmayı zorlaştırıyor. 

Bu da serinin uzun süreli hayranları için bazı tekrarlarla karşılaşabilecekleri anlamına geliyor. Ancak benzer şeyleri yeniden kullanmak iyi bir çözüm sayılmıyor.

İzleyici orijinallik görmek istiyor

Artık The Walking Dead evrenini genişleten daha fazla dizi olduğu için izleyiciler, kendilerini heyecanlandıracak orijinal içerikler görmek istiyor.

Genel olarak övgü dolu eleştiriler alan Daryl Dixon'ın üçüncü bölümü, izleyicilerin bu isteğini yerine getirmeyi maalesef başaramadı. 

Norman Reedus'ın canlandırdığı Daryl'ı merkeze alan yeni spinoff, Dead City'deki bir zombi sahnesini tekrarlayarak bu talebi karşılayamadı.

Daryl Dixon'ın "Paris Sera Toujours Paris" (Paris, Her Zaman Paris Olarak Kalacak) adlı bölümünde, Daryl ve Isabelle kaçmaya çalışırken zombiler binalardan düşmeye başlıyor.

Bu, Dead City'de Maggie ve Negan'ın New York sokaklarında koşarken çekilen görüntüsünün bir benzeriydi.

Dead City 12'den vurmuştu

Düşen zombi sahnesini Dead City'de izlemek ilginçti çünkü seyirciler daha önce The Walking Dead serisinde böyle görüntülerle karşılaşmamıştı. Ancak çok kısa süre sonra Daryl Dixon'da da benzer bir sahneyle karşılaşılması hayal kırıklığı yarattı.

Özgünlük eksikliği

Daryl Dixon'ın üçüncü bölümünün tekrar eden doğası, The Walking Dead'in geleceği açısından endişe verici. Eleştirmenlere ve dikkatli izleyicilere göre düşen zombi sahnesi, serideki koordinasyon ve özgünlük eksikliğinin altını çiziyor.

Yeni dizinin başarılı olabilmesi için, daha benzersiz ve sıra dışı anlar yaratması gerekiyor.

The Walking Dead'in spinoff'larının ikinci sezon onaylarını aldığı ve yeni dizi The Walking Dead: The Ones Who Live'in yapım aşamasında olduğu düşünülürse, tekrarlama sorunu seri için problem yaratacak gibi gözüküyor.

Independent Türkçe



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe