İran'da yaklaşık 3 milyon kişi "yalnız" yaşıyorhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4571336-i%CC%87randa-yakla%C5%9F%C4%B1k-3-milyon-ki%C5%9Fi-yaln%C4%B1z-ya%C5%9F%C4%B1yor
İran Stratejik Nüfus Araştırmaları Merkezi Başkanı Salih Kasımi, ülke genelinde hanehalkı sayısının yaklaşık 25 milyon olduğunu, 3 milyon civarı kişinin ise tek başına yaşadığını söyledi
Hamshahrionline haber sitesine konuşan İran Stratejik Nüfus Araştırmaları Merkezi Başkanı Salih Kasımi, yaklaşık 85 milyon nüfusa sahip İran'daki hanehalkı sayısı ve yalnız yaşayanlara ilişkin bilgi verdi.
Sosyal bilimler uzmanı Kasımi, "İran'da hanehalkı sayısı yaklaşık 25 milyon, 3 milyon civarı kişi ise tek başına yaşıyor" dedi.
Kasımi, son yıllarda ekonomik sorunlar nedeniyle bazı gençlerin ailelerinin yanına dönmelerine rağmen söz konusu sayıda düşüş görülmediğini belirtti
"Hanehalkı", aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı adreste yaşayan toplulukları ifade ediyor.
Japonya'da kendi kendini süren yolcu gemisi üretildihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5218553-japonyada-kendi-kendini-s%C3%BCren-yolcu-gemisi-%C3%BCretildi
Japonya'da kendi kendini süren yolcu gemisi üretildi
Japonya'nın Olympia Dream Seto feribotu bugünden itibaren yarı otonom navigasyona başlayacak (Nippon Vakfı)
Gelişmiş otonom navigasyon sistemine sahip, dünyada bir ilk olan yolcu feribotu Japonya'da görücüye çıktı. Duyuru, gemilerin ticarileştirilmesi projesinde yer alan Asya merkezli bir kâr amacı gütmeyen kuruluş tarafından tanıtıldı.
Olympia Dream Seto feribotu Okayama Prefektörlüğü'ndeki Shin-Okayama limanıyla Kagawa Prefektörlüğü'ndeki Tonosho limanı arasında yolcu taşıyacak ve bugünden itibaren yarı otonom olarak seyire başlayacak.
Azalan ve yaşlanan nüfus, Japonya'yı birçok alanda insan kaynakları kıtlığı kriziyle karşı karşıya bırakıyor.
Bu alanlardan biri de kıyı taşımacılığı sektörü; bazı tahminlere göre mürettebatın yarısından fazlası 50 yaşın üzerinde.
Japonya'da Honshu, Hokkaido, Kyushu ve Shikoku ana adalarıyla bağlantıda kalmak için günlük feribot seferlerine büyük ölçüde bağımlı birçok küçük ada var.
Kuruluş, internet sitesindeki açıklamada "Nippon Vakfı Tam Otonom Gemi Programı, kıyı taşımacılığı için tam otonom seyirin gösterim testlerini gerçekleştirmede dünyaya öncülük ediyor" diye belirtti.
Vakıf, testlerin başarısıyla "bu alanda teknolojik gelişme için daha fazla fırsat yaratmayı, Japonya'nın lojistik, ekonomi ve sosyal platformlarında yeniliği teşvik etmeyi ve ilgili teknolojik gelişmeyi desteklemeyi" amaçladığını açıkladı.
Uzak ada rotalarındaki mürettebat üyelerinin çoğu, rotanın hizmet verdiği bölgeden geliyor ve bu rotalarda mürettebat eksikliği olasılığı var. Bu durum, uzak ada rotalarında hizmetin azaltılmasını kaçınılmaz hale getirecek ve bu bölgelerde yaşayanları rahatsız edecektir. Tam otonom navigasyonun bu sosyal sorunları çözmenin bir yolu olduğuna inanıyoruz.
Nippon Vakfı yöneticisi Mitsuyuki Unno, Olympia Dream Seto yolcu feribotunun en erken gelecek ay sonuna kadar otonom navigasyon kullanarak ticari operasyonlara başlayacağını söyledi.
Teknoloji devleri, karayolu için sürücüsüz otomobiller ve diğer otonom araçlar geliştirme konusunda büyük adımlar atarken, denizlerde bu tür bir seyahat için hâlâ birçok engel bulunuyor.
Örneğin, kara ve deniz arasında telekomünikasyon altyapısının yetersizliği ve denizcilik gemileri için engelden kaçınma teknolojisinin nispeten daha az gelişmiş olması sözkonusu.
Ancak Nesnelerin İnterneti, yapay zeka ve görüntü analizinde dünya lideri olan Japonya'yla uzmanlar, otonom gemi navigasyonunun ülkede hayata geçebileceğini umuyor.
Mevcut projenin önceki bir aşamasında, 2020'yle 2022 arasında Tokyo Körfezi de dahil 5 şirket grubuna ait 6 gemi test edilmişti.
2026'ya kadar sürmesi beklenen projenin mevcut aşaması, çarpışmadan kaçınma ve gemilerin otomatik yanaşma (rıhtıma yanaşma) ve ayrılma (rıhtımdan ayrılma) süreçlerindeki gelişmelerle birlikte teknolojinin uygulanmasını iyileştirmeyi amaçlıyor.
Independent Türkçe
İnsanlar sanılandan 350 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakmaya başlamışhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5218552-i%CC%87nsanlar-san%C4%B1landan-350-bin-y%C4%B1l-%C3%B6nce-%C3%A7akmakta%C5%9F%C4%B1yla-ate%C5%9F-yakmaya-ba%C5%9Flam%C4%B1%C5%9F
İnsanlar sanılandan 350 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakmaya başlamış
Çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkaran pirit, 400 bin yıl önce ateş yakmak için kullanılmaya başlanmış (Craig Williams/British Museum)
İnsanların ateş yakmaya sanılandan 350 bin yıl önce başladığı ortaya çıktı.
Ateşi kontrol etmek, daha fazla türden gıdayı tüketme ve zorlu koşullarda hayatta kalma gibi beceriler kazandırdığı için insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri kabul ediliyor.
İnsanların yaklaşık 1 milyon yıl önce doğal yangınlardan elde edilen ateşi kullanmaya başladığı düşünülüyor.
Ancak ateşi kendilerinin yakmasının çok daha sonra gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bugüne kadar buna dair en eski örnek 50 bin yıl önceyi işaret ediyordu. Fransa'da keşfedilen el baltalarının, ateş yakmak için pirit gibi bir minerale tekrar tekrar vurulduğu belirlenmişti.
Bununla beraber odunları birbirine sürtme yöntemiyle ateş yakmanın, Fransa'daki çakmaktaşı ve pirit yönteminden çok daha eskiye dayandığına inanılıyor. Ancak odunlar organik materyal olduğu için buna dair net kanıtlara ulaşılamıyor.
British Museum araştırmacılarının liderliğindeki yeni bir çalışmada, Birleşik Krallık'ta (BK) 400 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakıldığını gösteren kanıtlar bulundu.
Bilim insanları BK'nin Barnham köyündeki eski bir kil ocağına odaklandı. 1900'lerin başlarında taş aletlerin keşfedildiği bu alanda ateş yakıldığına dair ilk işaretler 2014'te ortaya çıkmış ancak kesin bir sonuca varılamamıştı.
Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (10 Aralık) yayımlanan çalışmada iki küçük oksitlenmiş pirit parçası tespit edildi.
Araştırmacılar ateş yakmada kullanılan piritin bölgede son derece nadir olduğunu ve muhtemelen onlarca kilometre uzaktan getirildiğini söylüyor.
Barnham'da keşfedilen piritin ateş yakmak için kullanıldığı tespit edildi (Jordan Mansfield/Pathways to Ancient Britain Projec)
Jeokimyasal testler de bölgedeki kil tabakasının 700 derecenin üzerinde sıcaklıklara kadar ısıtıldığını gösteriyor. Bulgular tek seferlik bir kullanımdan ziyade, defalarca yakılan bir kamp ateşi veya ocağın varlığına işaret ediyor.
Çalışmanın ortak liderliğini üstlenen Rob Davis, "Bu olağanüstü keşif, bu dönüm noktasını yaklaşık 350 bin yıl geriye çekiyor" diyerek ekliyor:
Bunun muazzam sonuçları var. Ateşi yakma ve kontrol etme yeteneği, insan evrimini değiştiren pratik ve sosyal faydalarıyla insanlık tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri.
Bilim insanları buradaki ateşi Neandertallerin yaktığını tahmin ediyor. Makalenin yazarlarından Chris Stringer, "Elbette, türümüz (Homo sapiens) Afrika'da evrimleşirken, bu insanlar Britanya ve Avrupa'da yaşıyordu. Bizim türümüz de bu bilgiye sahip olabilir ancak elimizde kanıt yok" diye açıklıyor.
Ateşi kontrol etme becerisinin 400 bin yıl önce başlaması, insan evrimindeki kritik değişimlerde daha önemli bir rol oynamış olabileceğini düşündürüyor.
Bu beceri; ısınma, ışık, avcı hayvanlardan korunma gibi faydalar sunmanın yanı sıra insanların daha geniş bir yelpazedeki yiyecekleri işlemesine olanak tanıyarak hayatta kalma ihtimalini artırdı. Bu kazanımlar daha geniş grupları ve beyin gelişimini destekledi.
Davis, "Tüm bunlar bir araya gelerek insanların daha uyumlu olmasını, daha sert, daha soğuk ortamlara yayılmasını ve Britanya gibi kuzey enlemlerinde daha başarılı bir şekilde yaşamasını sağladı" diyerek ekliyor:
Ateş; sosyal etkileşimler, yiyecek paylaşımı, dil gelişimi, erken dönem hikaye anlatımı ve mit oluşturma için bir merkez haline geldi.
Dünyanın en büyük vampir temalı eğlence parkı Bükreş'te açılacakhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5218551-d%C3%BCnyan%C4%B1n-en-b%C3%BCy%C3%BCk-vampir-temal%C4%B1-e%C4%9Flence-park%C4%B1-b%C3%BCkre%C5%9Fte-a%C3%A7%C4%B1lacak
Dünyanın en büyük Drakula temalı eğlence parkı olması planlanan projeye, Romanya'nın başkenti Bükreş ev sahipliği yapacak.
1 milyar euroluk proje, birbirinden farklı 6 alanda, "her yaştan kişi için macera, hikaye anlatımı ve dünya standartlarında eğlenceyi harmanlayan" 40 farklı etkinliği barındıran sürükleyici bir deneyim sunacak.
Park 6 farklı bölgeye ev sahipliği yapacak. "Transilvanya"da hız trenleri, geleneksel bir köy ve orman yer alacak; "Drakula'nın Kalesi" ise kurgusal vampirin evinin bulunduğu yer olacak ve kalıntılar, labirent, göl ve "yarasa hız treni" ile tamamlanacak. "Aile Krallığı"nda ise "küresel kültürlerden çeşitli vampir ve doğaüstü yaratıklar" yer alacak.
Başka bir alandaki "Londra Şehri" bölgesi, "Viktorya dönemi Londra'sının karanlık cazibesini hayata geçirmeyi" vaat ediyor.
Bu bölge, vampir avı parkuru ve engelli parkur, Globe Tiyatrosu gondolu, göl tekneleri ve atlı araba pisti içeriyor.
"New Orleans Limanı"nda ise uluyan kurt adamlarla bir hız treni yarışı ve Mardi Gras karnaval oyunları yer alacak.
Dracula Land'in ayrıca kendine ait bir dijital evreni (metaverse) olacak ve ziyaretçiler hem dijital hem de fiziksel dünyada DraculaCoin jetonlarını kullanabilecek.
Bram Stoker'ın klasik romanı Drakula, kısmen Romanya'nın Karpat Dağları'nda geçiyordu, bu nedenle ülke uzun süredir vampirle ilişkilendiriliyor. Yazar, karakter için temel olarak geleneksel Avrupa folklorunu araştırmıştı.
Perakende satış ve yemek seçeneklerini de içeren 78 bin metrekarelik bu cazibe merkezi, Bükreş şehir merkezine 20 dakika ve Bükreş Henri Coandă Uluslararası Havalimanı'na 15 dakika uzaklıkta yer alacak.
Eğlence parkı, yaklaşık 1200 oda sunan üç Dracula temalı otelin yer aldığı büyük bir inşaat projesinin parçası. Proje kapsamında ayrıca bir aqua park ve termal spa, bir yarış pisti ve motorlu araç parkı, lüks bir alışveriş merkezi ve konserler, festivaller ve etkinlikler için uygun 22 bin 500 kişilik bir arena da yer alacak.
Resmi internet sitesine göre bu girişim turizm, teknoloji ve hizmet sektörlerinde 5 binden fazla doğrudan ve dolaylı iş imkanı yaratacak ve gelecek 10 yılda yaklaşık 5 milyar euroluk toplam ekonomik etki yaratacak.
İnternet sitesine göre resmi açılış 2027 kadar erken bir tarihte gerçekleşebilir ancak bilet fiyatları henüz kesinleşmedi.
Dracula Land'in kurucusu Dragoș Dobrescu yaptığı açıklamada, "Benim için Dracula Land ulusal bir proje; Romanya'nın sadece binalar veya basit gayrimenkul projeleri değil, simge yapılar inşa edebileceğinin ve etmesi gerektiğinin bir sembolü" dedi.
Independent Türkçe
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة