Ergenlerdeki kronik yorgunluğun önemsenmesi gerekiyor

Ergenlerdeki kronik yorgunluğun nedenleri bilinmiyor ve dış enfeksiyon veya psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklanabilir

Ebeveynlerin sandığının aksine aslında ‘kronik yorgunluk sendromu’ diye bir olgu var
Ebeveynlerin sandığının aksine aslında ‘kronik yorgunluk sendromu’ diye bir olgu var
TT

Ergenlerdeki kronik yorgunluğun önemsenmesi gerekiyor

Ebeveynlerin sandığının aksine aslında ‘kronik yorgunluk sendromu’ diye bir olgu var
Ebeveynlerin sandığının aksine aslında ‘kronik yorgunluk sendromu’ diye bir olgu var

Çoğu durumda ebeveynler, gençlerin sürekli yorgunluk şikayetlerine bir dereceye kadar hafife alma ve ciddiye almama ile yaklaşırlar zira bu şikayetlerin sadece tembellik ve ihmalden kaynaklandığını, bir gencin uzun süre yorgunluktan şikayet etmesinin mantıksız olduğunu düşünürler.

Kronik yorgunluk sendromu

Gerçek şu ki, ebeveynlerin düşüncelerinin aksine, aslında 1988 yılında ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından başlı başına bağımsız bir hastalık olarak tanımlanan ‘Kronik Yorgunluk Sendromu (Chronic Fatigue Syndrome)’ adı verilen bir tanım var.

ASDF
Kronik yorgunluğun gerçek nedeni bilinmiyor

Doktorlar, hastalığın temel fiziksel belirtisinin sürekli, açıklanamayan yorgunluk olduğunu, fiziksel ve entelektüel düzeyde günlük performansta ciddi bozulmalara neden olduğunu, konsantrasyonu etkilediğini, çeşitli fiziksel semptomlarla bağlantılı olduğunu ve dinlenmeyle geçmediğini belirtti. Söz konusu sendrom en sık orta ve geç ergenlik çağındaki çocuklarda, yani 12 ila 18 yaş arasında görülüyor, ancak her yaşta, hatta yetişkinlerde bile ortaya çıkabilir ve kadınlarda görülme sıklığı erkeklerden 3 kat daha fazladır.

Sebebi bilinmiyor

Hastalığın ana nedeni henüz bilinmese de bu semptomların belirli bir virüs (Epstein-Barr) enfeksiyonunun sonucu olduğunu belirten teori de dahil olmak üzere, hastalığı açıklamaya çalışan bazı teori ve hipotezler bulunuyor. Birçok hasta, grip gibi viral bir enfeksiyona veya başka herhangi bir küçük enfeksiyona yakalandıktan sonra sürekli bir yorgunluk hissi yaşadıklarını söylüyor. Enfeksiyonun bir sonucu olarak beyaz kan hücrelerinin sayısında da değişiklikler olur, bu da söz konusu duruma bakteriyel bir enfeksiyonun neden olabileceğini gösteriyor. Bazı gençler ise depresyon, anksiyete ve psikolojik durumlarının azalmasıyla semptomların şiddetinin arttığını söylüyor. Bazı ailelerde hastalığın yayılmasında genetik bir faktörün rol oynadığını öne süren teoriler de bulunuyor.

Tanı için spesifik bir yöntem yok

Hastalığı doğrulamak için spesifik bir tanı yöntemi yoktu. Tanı klinik duruma ve tıbbi öyküye bağlıdır. Açıklanamayan yorgunluğun 3 ila 6 ay arasında değişen bir süre devam etmesi ve ağrının belirli özelliklerine ek olarak egzersiz yaptıktan veya ders çalışmak gibi zihinsel işler yaptıktan sonra daha da kötüleşiyor ise tanı konur.

Çoğu vaka sporadiktir ve diğer ikincil vakalarla bağlantılı değildir. Hastalığın, kan ürünleri veya enfeksiyon yoluyla herhangi bir şekilde bir kişiden diğerine bulaştığına dair bir kanıt yoktur. Hastaların büyük çoğunluğuna durumlarıyla ilgili tanı konulamamaktadır zira semptomlar geçici olarak soğuk algınlığı veya kas ağrıları gibi tedavi edilir.

Hastaların yarısı psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip

Kronik yorgunluk sendromundan mustarip hastaların neredeyse yarısı çoğunlukla başta anksiyete ve depresyon olmak üzere psikolojik bozuklukların kriterlerini karşılıyor. Ayrıca hastalar daha yüksek psikolojik stres oranlarına sahipler. Fiziksel yorgunluk açıkça zihinsel ve sinirsel yorgunlukla bağlantılı olduğundan, bu onları bilişsel olarak da etkiler. Semptomların şiddeti hafif yorgunluktan okula gidememeye yol açabilecek şiddetli ağrıya kadar farklılık gösterir. Toplamda, hastalıktan mustarip öğrencilerin üçte ikisi, ağrılı semptomlar ortadan kalkana kadar art arda iki haftadan fazla süreyle okulu kaçırabilir.

Çeşitli vücut sistemlerinde semptomlar

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre hastaların çoğunda, rahatsız edici rüyaların yanı sıra, uyku sırasında birkaç kez uyanma, ne kadar uyursa uyusun kendini rahat hissetmeme, gün içinde uykulu hissetme gibi uyku güçlüğü ile başlayan, çeşitli vücut sistemlerinde birçok semptom görülüyor. Gencin baş dönmesi ve mide bulantısı hissetmesi nedeniyle eklem veya kas ağrısı ve baş ağrılarının yanı sıra dik durmada zorluklar da ortaya çıkabilir. Bazen yemek yedikten sonra şişkinlik, mide ağrısı, hızlı kalp atışı ve nefes darlığı gibi hisler ortaya çıkar. Kızlarda hormonal dengesizlik meydana gelir, adet döngüsü düzensiz olur ve ağrılı hale gelir. Ayrıca kiloda değişimin yanı sıra sık sık boğaz ağrısı ve lenf düğümlerinin iltihaplanması gibi bağışıklık sistemiyle ilgili sorunları da görülür.

Teşhis ve tedavi

CDC, doktorlara sendromu sadece romatizma veya sinir iltihabının bir belirtisi olarak değil, bağımsız bir hastalık olarak düşünmelerini tavsiye etti. Bu bağlamda gence “Ne zamandır bu acıyı hissediyorsun? Dinlendikten sonra kendini daha iyi hissediyor musun? Ağrının daha kötü ya da daha iyi hale gelmesine neden olan nedir? Açıkça düşünebiliyor musun? Ders çalışmanın zorlukları var mı? Başın dönüyor mu veya hiç ayakta dururken düştün mü?” gibi soruların sorulması gerekiyor.

Tedavi çoğunlukla şiddetli ağrı durumunda hafif ağrıkesiciler gibi semptomların şiddetini azaltmaya yöneliktir. Gençlere, spor aktiviteleri ve zihinsel çabalar da dahil olmak üzere normalden daha fazla çaba sarf etmeleri durumunda, yorgunluk ataklarını önlemek için efor ve dinlenmeyi dengeleme yöntemleri öğretilmelidir. Uyku sorunlarına gelince, uyku ilacı kullanmamalı, uyku tıbbı konusunda uzmanlaşmış bir merkeze başvurulmalıdır.



Güney Kore'de gündüz diskosu modası

Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
TT

Güney Kore'de gündüz diskosu modası

Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)
Seoul Morning Coffee Club adlı mekandaki etkinliklere ülkedeki yabancılar da ilgi gösteriyor (Kim Keun Young/SMCC)

İçki tüketiminin fazlalığıyla bilinen Güney Kore'de yeni nesiller eğlenmek için gündüz partilerine gidiyor. 

Sabah 8'de başlayan etkinliklerde alkol yerine kafein tüketen gençler böylece hem güne enerjik başlıyor hem de akşamdan kalmalık yaşamıyor. 

Mekandaki ses seviyesini düşük bulanlar, kulaklık takarak sesini yükselttikleri müzikle dans edebiliyor.

Washington Post, bu partilere katılan kişilerle konuştu.

Amerikan gazetesi, Asya ülkesinde Z kuşağının önceki nesillere göre sağlıklı yaşamı daha çok benimsediğini bildiriyor. 

32 yaşındaki Kim Hyo-hee, arkadaşlarıyla birlikte 5 bin metre koştuktan sonra gündüz diskosuna geldiğini söylüyor:

Gençken gece kulüplerine giderdim ama çok yorucu, içki içmek gerekiyor. Burada temiz bir eğlence var. Kalp egzersizi de yapılmış oluyor. Güne müthiş hissederek başlıyorum.

36 yaşındaki Kim Go-yang da şu yorumu yapıyor:

Güney Kore'nin içkisiz eğlenebilecek daha fazla etkinliğe ihtiyacı var. Sürekli içmenin manası ne? En nihayetinde başını derde sokuyorsun.

Bu etkinliklerden birinde plakların başına geçen DJ Minji de gündüz partilerini sevenlerden:

Bazıları parti kültürüne olumsuz bakıyordu. Müzikseverler de bu algı yüzünden yeterince eğlenemiyordu. O yüzden bu değişimi çok iyi karşılıyorum.

Washington Post bu tarz aktivitelerin Avrupa, ABD, Avustralya ve Singapur gibi yerlerde de popüler olduğunu aktarıyor. 

Ancak iş hayatında da içkinin önemli yer kapladığı Güney Kore'nin böyle bir adım atmasının daha dikkat çekici olduğu savunuluyor. 

Zira profesyonel hayatta katı hiyerarşinin bulunduğu ülkede çalışanlar iş partileriyle kaynaşıp çevre ediniyor.

Asya ülkesinde alkol tüketimine dair önemli görgü kurallarının bulunduğu, çocukların dillerinden düşmeyen APT. şarkısının da aslında bir içki oyununa dayandığı hatırlatılıyor. 

Diğer yandan son anketler, bazı patronların çalışanlarını içki içmeye zorladığı partilere gençlerin pek de sıcak bakmadığını gösteriyor. 

Ülkedeki resmi kayıtlara göre de alkol tüketimi azalıyor. 2011'den 2023'e kişi başı alkol tüketiminde yaklaşık yüzde 15'lik bir düşüş görüldü. 

Independent Türkçe, Washington Post, Korea Herald


Avatar 3, 2025'in sonuna damga vuruyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar 3, 2025'in sonuna damga vuruyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Avatar evreninin yeni halkası Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash), ikinci hafta sonunda da izleyicinin ilgisini koruyarak 2025'i gişenin zirvesinde kapatmaya hazırlanıyor.

Film, cuma-pazar döneminde yaklaşık 60 milyon dolar hasılat elde ederek ikinci hafta sonunda yüzde 33'lük bir düşüş yaşadı. Nihai rakamlar, bugünün performansına göre netleşecek.

Bu performans, 2022 yapımı Avatar: Suyun Yolu'nun (Avatar: Way of Water) ikinci hafta sonunda yaşadığı yüzde 52'lik düşüşten daha iyi bir tablo ortaya koyuyor. Ancak 2009'daki ilk Avatar'ın ikinci hafta sonunda yalnızca yüzde 1,8 gerilemiş olması hâlâ aşılamayan bir rekor olarak duruyor.

Noel tatilinin etkisiyle Ateş ve Kül'ün Kuzey Amerika'daki 4 günlük hasılatı 84 milyon dolara ulaştı. Film, ikinci cuma gününde 3 bin 800 salonda 22,6 milyon dolar topladı. Pazar günü itibarıyla ABD toplamının 213,7 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Yapım, küresel ölçekte ise şimdiden 500 milyon dolar barajını aşmış durumda.

Filmin ikinci hafta sonunda izleyici profili de güçlü seyrini sürdürdü. Genel izleyici oranı yüzde 88 olarak ölçülürken, ebeveynler yüzde 7, 12 yaş altı çocuklar ise yüzde 4'lük paya sahip oldu. 

İzleyicilerin yüzde 52'sini çocuklarıyla birlikte gelen anneler oluşturdu. Ebeveynler, 3 saat 17 dakikalık süreye sahip film için yüzde 90 oranında "kesinlikle tavsiye ederim" yanıtını verdi. 

Çoğunluğu erkeklerden oluşan çocuk izleyiciler ise filme yüzde 62 oranında "hemen izlenmeli" değerlendirmesinde bulundu. Genel izleyicide "kesinlikle tavsiye ederim" oranı yüzde 70 olarak kaydedildi. 

Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından gelişen olaylara odaklanıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Yarım asırlık korku klasiği Jamie Lee Curtis'i nasıl teğet geçti?

William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
TT

Yarım asırlık korku klasiği Jamie Lee Curtis'i nasıl teğet geçti?

William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)
William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanan iki Oscarlı Şeytan, 12 yaşındaki Regan'ın hikayesini anlatıyor (Warner Bros.)

Jamie Lee Curtis, film yıldızı annesinin tercihi sayesinde çocuk yaşta korku filmlerinde rol almadığını söylüyor.

Curtis, kısa süre önce The Drew Barrymore Show'a konuk olarak, bir yapımcının kendisini ikonik korku filmi Şeytan (The Exorcist) için seçmelere çağırmak istediğini anlattı. Ancak annesi Janet Leigh, o dönem 12 yaşında olan kızını erken yaşta şöhretten ve dünyanın en korkutucu filmlerinden birinde oynamanın yaratabileceği olası travmalardan korumak için bu teklifi reddetti.

Curtis, süreci şöyle anlattı:

Yapımcı annemi arayıp, 'Şeytan adlı kitabın film uyarlamasını yapıyorum. Jamie'nin seçmelere girmesine izin verir misiniz?' dedi. O sırada muhtemelen 12 yaşındaydım; sevimliydim, biraz da afacan sayılırdım. Ama annem net bir şekilde 'Hayır' demişti.

Curtis, programın sunucusu Drew Barrymore'a da şu sözlerle seslendi:

Şükürler olsun ki annem, gerçekten çocukluğumu yaşamamı istedi. Senin sahip olamadığın bir şeydi bu. Sana bu seçenek tanınmadı.

Barrymore, ilk rolünü henüz 7 yaşındayken E.T.'de (E.T. The Extra-Terrestrial) Elliot'ın küçük kız kardeşini canlandırarak almıştı.

1973 yapımı Şeytan'da, şeytan tarafından ele geçirilen Regan karakterini ise Linda Blair canlandırmıştı. Blair, bu rolle 1974'te En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti.

Jamie Lee Curtis ise ilerleyen yıllarda korku türüyle özdeşleşen bir isim haline geldi. Oyuncu, 19 yaşındayken 1978 yapımı klasik Yabancı'yla (Halloween) büyük çıkış yakaladı. Ardından Sis (The Fog), Prom Night ve Dehşet Treni (Terror Train) gibi yapımlarda rol aldı. 

Curtis, son olarak 1978'de hayat verdiği Laurie Strode karakterini, 2022'de gösterime giren Cadılar Bayramı Sona Eriyor'la (Halloween Ends) yeniden canlandırdı.

Independent Türkçe, Variety, People