Avrupa'daki en büyük dinozor iskeletlerinden biri İspanya'da bulundu

Avrupa'daki en büyük dinozor iskeletlerinden biri, İspanya'nın doğusundaki Valensiya bölgesinin Els Ports de Morella ilçesinde bulundu

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Avrupa'daki en büyük dinozor iskeletlerinden biri İspanya'da bulundu

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

İspanyol paleontolog Jose Miguel Gasulla, İspanyol basınına yaptığı açıklamada, Els Ports de Morella'da ortaya çıkarılan dinozor iskeletinin dev kemiklerinin 100 milyon yıldan fazla süredir, bölgeye has olan bataklıkların, büyük eğrelti otlarının altında çok iyi bir şekilde korunduğunu söyledi.

Günümüzden 145 milyon yıl önce başlayıp 66 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilen Alt Kretase dönemine ait olan dinozor çeşitlerinin bu bölgede olduğunun zaten bilindiğini aktaran Gasulla, son dinozor iskeletinin Avrupa'da bulunanların en büyüklerden biri ve İber Yarımadası'nda ortaya çıkarılan yeni bir tür olduğunu ifade etti.

Sauropoda olarak adlandırılan dinozor türüne ait olan söz konusu iskeletin, 1 metreden geniş omurları, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde bir uyluk kemiği olduğu belirtildi.

Bölgede toplamda dört dinozor iskeleti bulunduğu ve bunların üçünün yeni türe ait olduğu bilgisi paylaşıldı.

Gasulla, "Bu bölge İspanya'daki dinozor kalıntılarının incelenmesi açısından kilit bir öneme sahip. Ayrıca Avrupa'nın Alt Kretase dönemine ait en iyi kayıtlardan biri ve dinozorların çeşitliliğini genişleten bir yer. Buradan iyi haberler almaya alışığız. Uluslararası bilim toplumu için de büyük bir olay" açıklamasında bulundu.



İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
TT

İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)

Pek çok kişi havalimanlarında tuhaf veya agresif davranan kişilere denk gelmiştir. 

Özellikle öfkeli yolcuların problemli davranışlar sergilediği olaylar son yıllarda artıyor. Bunun karşısında havalimanında alkol servis edilmemesi gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor.

Ancak bu davranışların arkasında sadece alkol olmayabilir. Birleşik Krallık'taki Leeds Beckett Üniversitesi'nde psikoloji dersleri veren Steve Taylor, Conversation için kaleme aldığı yazıda bu meseleyi masaya yatırıyor. 

Taylor, bazı kişilerin uçma korkusundan dolayı gerildiğini ve bu nedenle agresif davranışlar sergileyebileceğini söylüyor. Ayrıca bazıları rahatlamak için içki içebiliyor ve bu da daha pervasız davranmalarına yol açıyor olabilir. 

Havalimanlarının gürültülü ve kalabalık ortamının da duruma pek fayda sağladığı söylenemez. 

Psikolog, bunların yanı sıra havalimanlarında zaman ve mekan algısının bulanıklaşmasının da rol oynadığını düşünüyor. 

Taylor, "Havalimanları şimdiki zamanın hoş karşılanmadığı bir yokluk bölgesidir. Herkesin dikkati geleceğe, uçuşlarına ve varış noktalarına ulaştıklarında onları bekleyen maceralara yönelir" diyerek ekliyor: 

Geleceğe bu kadar yoğun bir şekilde odaklanmak, özellikle uçuşlar rötar yaptığında hayal kırıklığı yaratıyor.

Havalimanlarında bulanıklaşan tek şey zaman ve mekan algısı değil. Bu ortamlarda insanların, tanımadıkları kişilerle sohbet etme ihtimali artıyor. 

Taylor'a göre sosyal sınırların esnediği bu ortam, toplumun normal kurallarının ortadan kalkmasına neden olabilir. 

Yazıda ayrıca başka bir ülkeye yapılan yolculuklarda, ulusal sınırların arasında kalmanın da davranışları etkileyebileceğine değiniliyor. Eğer farklı bir zaman dilimindeki bir yere seyahat ediliyorsa hem mekan hem zaman algısı daha fazla bozulabilir.

"Kendimizi zaman ve mekan üzerinden tanımlarız" diyen Taylor ekliyor:

Ayrıca kendimizi ülkemizle de tanımlarız. Bu tür işaretler olmadan kendimizi başıboş hissedebiliriz. 

Yapılan araştırmalar, bu türden oryantasyon bozulmalarının geçici olsa bile ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.

Diğer yandan Taylor, kimliği belirleyen şeylerden veya zamandan "azade olunan" havalimanlarının özgürleştirici bir etki de yaratabileceğini söylüyor.

Psikolog, "Bir dizide her hafta aynı karakteri canlandırmak zorunda kalan oyuncular gibi, rollerimizin güvenliğinden hoşlanıyoruz ancak kendimizi yeni zorluklarla test etmeyi ve esnetmeyi arzuluyoruz" diye yazıyor: 

Dolayısıyla normal rutinlerimizin ve ortamlarımızın dışına çıkmak canlandırıcı bir his veriyor. İdeal olan, havalimanında başlayan özgürlüğün yurtdışı maceralarımız boyunca devam etmesi.

Independent Türkçe, Conversation, Guardian, Human Studies