Taciz ettiği kadını uçakla takip eden pilot, aşağı domates fırlattı

Yaklaşık 4 yıl boyunca kadını taciz ettiği iddia edilen pilot, uçağı Facebook grubuna fotoğraf çekmek için kullandığını söyledi

Arnold'un 30 Kasım'da görülecek bir sonraki duruşmasına kadar herhangi bir uçağı uçurması da yasaklandı (Temsili / Wikimedia Commons)
Arnold'un 30 Kasım'da görülecek bir sonraki duruşmasına kadar herhangi bir uçağı uçurması da yasaklandı (Temsili / Wikimedia Commons)
TT

Taciz ettiği kadını uçakla takip eden pilot, aşağı domates fırlattı

Arnold'un 30 Kasım'da görülecek bir sonraki duruşmasına kadar herhangi bir uçağı uçurması da yasaklandı (Temsili / Wikimedia Commons)
Arnold'un 30 Kasım'da görülecek bir sonraki duruşmasına kadar herhangi bir uçağı uçurması da yasaklandı (Temsili / Wikimedia Commons)

New Yorklu 65 yaşındaki Michael Arnold, küçük uçağını bir kadının evinin üzerinde alçaktan uçurarak tacizde bulunduğuna yönelik suçlamaları kabul etmedi.

Arnold, dün Vermont'ta ağırlaştırılmış ısrarlı takip, tacizi önleme emrini ihlal, gözaltına direnme, kamu görevlisini engelleme ve polise yanlış bilgi verme suçlamalarıyla mahkemeye çıkarıldı.

Mahkeme heyeti, Arnold'u şikayetçi kadınla hiçbir şekilde temas kurmaması, evinden, iş yerinden ve tüm uçaklardan 91 metre uzakta durması şartlarıyla serbest bıraktı.

Uçaktan domates attı

Mahkeme evraklarında Arnold'un New York’un Schuylerville köyünde yaşayan kadını yaklaşık 4 yıldır takip ettiği ve hakkında uçuş yapmasını yasaklayan bir emrin de mevcut olduğu belirtiliyor.

Soruşturmayı yürüten yetkililer ayrıca, Arnold'un köy üzerinde alçaktan uçarken domates attığının da görüldüğünü ifade etti.

Salı günü 1976 model Cessna 180 tipi tek pistonlu uçağını bulundurduğu Vermont'taki havalimanına giderken gözaltına alındı.

Arnold polise verdiği ifadede kimseyi takip etmediğini söyledi. Ayrıca bir gün önce uçağını kullandığına yönelik iddiaları reddederek, ''yolcu'' olarak uçtuğunu söyledi.

Arnold, kadınla hiçbir teması olmadığını, eğer ona zarar vermek isteseydi bunu çok kolay bir şekilde yapabileceğini ama asla yapmadığını da savundu.

Facebook’taki bir topluluk sayfası için fotoğraf çekmek üzere Schuylerville köyü üzerinde uçtuğunu öne süren Arnold, Federal Havacılık İdaresi’nin kendisine uçamayacağını söylemediğini de iddia etti.

Fakat resmi belgelere göre, Arnold hakkında 30 Mayıs'ta, New York Saratoga'daki bir mahkemede çıkarılan, pilotun kadından, evinden, işyerinden uzak durması adına geçici koruma kararı mevcut.

Kararda, Arnold'un kadınla temas kurmaması, kendisini, ailesini ve iddia edilen suçun tanıklarını taciz etmekten, korkutmaktan, tehdit etmekten kaçınması emri yer alıyor.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature