Breaking Bad'in yaratıcısı dizinin finalindeki sorunu açıkladı

Vince Gilligan, 10 yıl önce sona eren dizide Jesse Pinkman'la ilgili bir detayı eleştirdi

Tüm zamanların en iyi dizilerinden biri kabul edilen Breaking Bad, 16 Emmy kazanmıştı (AMC)
Tüm zamanların en iyi dizilerinden biri kabul edilen Breaking Bad, 16 Emmy kazanmıştı (AMC)
TT

Breaking Bad'in yaratıcısı dizinin finalindeki sorunu açıkladı

Tüm zamanların en iyi dizilerinden biri kabul edilen Breaking Bad, 16 Emmy kazanmıştı (AMC)
Tüm zamanların en iyi dizilerinden biri kabul edilen Breaking Bad, 16 Emmy kazanmıştı (AMC)

Breaking Bad'in yaratıcısı Vince Gilligan, sevilen karakter Jesse Pinkman'la ilgili yanlış ele alınan bir ayrıntıya değindi. 

AMC'nin 2008'den 2013'e kadar yayımlanan dizisi Breaking Bad, akciğer kanseri teşhisinin ardından ailesinin finansal geleceğini güvence altına almak isteyen kimya öğretmeni Walter White'ın uyuşturucu baronuna dönüşme sürecini anlatıyordu. 

Başlangıçta Breaking Bad'in ilk bölümlerinde öldürülmesi planlanan Jesse Pinkman karakteri o kadar sevilmişti ki tüm dizi boyunca hayatta kaldı.

Aaron Paul'un başarıyla canlandırdığı Pinkman karakteri, 2019'da El Camino: Bir Breaking Bad Filmi (El Camino: A Breaking Bad Movie) adlı devam filmi için de geri dönmüştü.

Dizinin sona ermesinden 10 yıl sonra Gilligan, Variety'ye verdiği röportajda Breaking Bad'in finalini değerlendirdi. 

Dizinin yaratıcısı, yazar arkadaşlarını övdükten sonra yanlış yansıttıkları bir ayrıntıyı açıkladı: Jesse'nin dişleri. 

Gilligan, Jesse kadar dayak yemiş ve uyuşturucu kullanmış birinin dişlerinin bu kadar mükemmel görünmemesi gerektiğini söyledi. 

"Dizinin her şeyiyle gurur duyuyorum ve bunun bir grup çalışması olduğunu vurgulamalıyım. Harika yazarlarım vardı ve her şeyi birbirine bağlamak için beynimizi çok zorladık" diyen Gilligan ekledi:

Sanırım yanlış yaptığımız tek şey Aaron Paul'un dişleriydi. Çok mükemmeller! O kadar dayak yiyen ve o kadar meth içen bir adamın dişleri bu kadar güzel görünmezdi. Ama Aaron gözleri yormuyor, bu da izleyenler için iyi oldu.

Independent Türkçe



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe