John Wick dizisinin sonu, serinin yeni filmlerini etkileyecek mi?

1970'lerde geçen dizi, John Wick efsanesini daha da genişletti

59 yaşındaki Keanu Reeves, 4 John Wick filminde de seriye adını veren suikastçıyı canlandırdı (Lionsgate)
59 yaşındaki Keanu Reeves, 4 John Wick filminde de seriye adını veren suikastçıyı canlandırdı (Lionsgate)
TT

John Wick dizisinin sonu, serinin yeni filmlerini etkileyecek mi?

59 yaşındaki Keanu Reeves, 4 John Wick filminde de seriye adını veren suikastçıyı canlandırdı (Lionsgate)
59 yaşındaki Keanu Reeves, 4 John Wick filminde de seriye adını veren suikastçıyı canlandırdı (Lionsgate)

Yeni John Wick dizisi The Continental, 22 Eylül'den itibaren Amazon Prime Video'da gösterime girmeye başladı. 

Üç bölümden oluşan dizinin oyuncu kadrosunda Colin Woodell, Mel Gibson, Peter Greene, Ayomide Adegun, Jeremy Bobb, Hubert Point-Du Jour, Jessica Allain, Mishel Prada, Nhung Kate ve Ben Robson yer alıyor.

Bu isimlere yardımcı rollerde Katie McGrath Ray McKinnon, Adam Shapiro, Mark Musashi ve Marina Mazepa da katılıyor. 

John Wick evreni genişliyor

Dizi, 1975 New York'unda geçiyor ve John Wick filmlerinde suikastçılar için güvenli bir sığınak olarak gösterilen The Continental otelinin ve Colin Woodell'ın canlandırdığı Winston Scott'ın geçmişini merkeze alıyor.

Serinin zaman çizelgesindeki bazı boşlukları dolduran The Continental, John Wick efsanesini genişleterek filmleri daha ilgi çekici hale getirirken aynı zamanda olay örgüsü değişikliklerini de beraberinde getiriyor.

Suç dünyasının temelini sarstı

Dizinin altın basma makinesiyle ilgili olay örgüsü ve Winston'ın oteli kontrol etmesiyle sonuçlanması, Yüksek Şura'nın yönettiği suç dünyasının temelini sarsıyor.

The Continental, altın sikke makinesinin Yüksek Şura'nın kaotik sistemdeki düzeni sağlama yöntemi olduğunu ortaya koyuyor. 

Makine, yeraltı suç dünyasında düzenin sağlanmasında hayati önem taşıyor çünkü sikkeler kuralları belirliyor ve ticaretin akışını kontrol ediyor.

The Continental'ın sonunda Yüksek Şura Yargıcı, Frankie'yi işe alanın kendisi olduğunu açıklıyor ve Winston onu öldürerek Yüksek Masa'ya, hoşlarına gitse de gitmese de The Continental'ın kontrolünü ele geçirdiği mesajını veriyor. 

Anahtar altın sikke makinesi mi?

Bu, Winston'ın John Wick'teki arka plan hikayesini detaylandıran ve altın paraların akışını kontrol edenin kuralları koyduğu dünyadaki hakimiyetini ortaya koyan güçlü bir mesaj olarak öne çıkıyor.

Altın sikke makinesi John Wick filmlerinde görünmese de dizi, Winston'ın onun yerini bildiğini ve tüm zaman boyunca koruduğunu gösterdi.

Eleştirmenlere göre, serinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği merakla beklenen 5. filminde, John Wick'in Yüksek Şura'yı alaşağı etmesinin anahtarı altın sikke makinesi olabilir. 

Independent Türkçe



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail