Sinemaseverler ünlü yönetmenin Netflix'teki kısa filmine bayıldı

"Karar: Harika, 5/5"

Britanyalı yazar Dahl'ın 1977 tarihli kısa öyküsünden uyarlanan film, prömiyerini 1 Eylül'de 80. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
Britanyalı yazar Dahl'ın 1977 tarihli kısa öyküsünden uyarlanan film, prömiyerini 1 Eylül'de 80. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
TT

Sinemaseverler ünlü yönetmenin Netflix'teki kısa filmine bayıldı

Britanyalı yazar Dahl'ın 1977 tarihli kısa öyküsünden uyarlanan film, prömiyerini 1 Eylül'de 80. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
Britanyalı yazar Dahl'ın 1977 tarihli kısa öyküsünden uyarlanan film, prömiyerini 1 Eylül'de 80. Venedik Uluslararası Film Festivali'nde yaptı (Netflix)

Ünlü yazar Roald Dahl'ın meditasyondan elde edilen gücü anlatan kısa öyküsünün Netflix uyarlaması, izleyicilerden övgü dolu yorumlar aldı.

39 dakika uzunluğundaki Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü (The Wonderful Story of Henry Sugar), 27 Eylül'de yayın platformunda gösterime girdi.

Anderson 4 kısa öyküyü uyarladı

Film, 2009'da Dahl'ın Yaman Tilki'sini (Fantastic Mr. Fox) beyazperdeye taşıyan Amerikalı yönetmen Wes Anderson'ın uyarladığı 4 kısa öyküden biri.

Geçen ay birbiri ardına gösterime giren filmlerden 17 dakikalık Kuğu (The Swan) 28 Eylül'de, 17 dakikalık Fare Avcısı (The Rat Catcher) 29 Eylül'de ve 17 dakikalık Zehir (Poison) de 30 Eylül'de yayımlandı.

Ralph Fiennes, Benedict Cumberbatch, Dev Patel, Rupert Friend, Ben Kingsley ve Richard Ayoade gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu Anderson'ın kısa filmlerinde dönüşümlü olarak rol alıyor.

20 yıldır bu hayalle yaşıyor

Netflix, Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü'nün konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Kumarda hile yapmanın sıra dışı yollarını öğrenmek isteyen zengin bir adamı konu alan popüler Roald Dahl öyküsü, Wes Anderson uyarlamasıyla karşınızda.

Netflix hayran sitesi Tudum'a göre, yönetmen Wes Anderson çocukluğundan beri Roald Dahl'ın öykülerinden büyülenmiş ve 20 yıldır Şeker Henry'yi uyarlamayı düşünüyormuş. 

Amerikalı yönetmen, başlangıçta Dahl'ın büyüleyici sözlerini kullanmadan hikayeyi nasıl anlatacağını bilemeyerek zorlandığını itiraf etmişti.

54 yaşındaki Anderson, Netflix'e şunları söylemişti:

Sonunda ilham anını yakaladığımda, fikir şuydu: 'Dahl'ın hikayeyi anlatma biçimiyle de hikayenin kendisiyle ilgilendiğim kadar ilgileniyorum.' Eğer bunu onun sözcüklerini, onun betimlemelerini kullanarak yaparsam, o zaman belki nasıl yapacağımı biliyorumdur.

Anderson, Dahl'ın 4 kısa öyküsünü cesur ve öngörülemez şekilde yeniden tasarlamak için yola çıktı.

Roald Dahl hayranları uyarlamaya bayıldı

Oyuncular, Dahl'ın sözlerini doğrudan seyirciye okurken, set parçaları da bir tiyatro oyunundaymış gibi sahneye girip çıkıyor ve Anderson'ın kendine özgü estetiğine yeni bir bakış açısı getiriyor.

1990'da hayatını kaybeden Roald Dahl'ın hayranları, uyarlama hakkında övgü dolu yorumlarda bulundu.

"Şiddetle tavsiye ederim"

Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü'nü izleyen bir sinemasever şöyle yazdı:

Oldum olası nasıl meditasyon yapılacağını anlamaya çalışmışımdır ve geçenlerde Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü'nü izledim, meditasyonun yapabilecekleri inanılmaz!

Bir başka izleyiciyse yorum yapmak için filmin bitmesini bile beklemedi:

Şeker Henry'nin İnanılmaz Öyküsü şu ana kadar harika. Altyazılı izlemenizi tavsiye ederim çünkü hikayeyi anlatmak için kelimeleri kullanma şekilleri çok güzel.

Bir hayran uyarlamaya "5 üzerinden 5" yıldız vererek şunları yazdı: 

Karar: Harika, 5/5. Görüntü olmadan sadece sesini dinleseniz bile son derece iyi vakit geçireceğinizden eminim.

Bir başka izleyici de şunları ekledi: 

Kurgu olmasına rağmen zihin eğitimi hakkında gerçekten ilgi çekici bir hikaye. Şiddetle tavsiye ederim.

Bir diğer izleyici de şöyle dedi:

Benedict Cumberbatch'in bir Wes Anderson filmine ya da bu durumda kısa filme eldiven gibi rahatça uyacağını biliyordum. Çok hızlı ilerliyor ama sağlam bir hikaye ve nefis görseller var. Lanet Netflix. 8/10.

Independent Türkçe



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS