Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
TT

Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)

Sosyal medya kullanımı, özellikle gençler ve geç çocukluk dönemindeki çocuklar olmak üzere tüm aile üyeleri için bir tür günlük rutin haline geldi. Sanal da olsa sosyal ağların, gençleri psikolojik ve sosyal açıdan destekleyerek ve onları farklı yerlerdeki aile üyeleri ve sevdikleriyle bir araya getirerek duygusal farkındalıklarını geliştirmede önemli bir rol oynadığına şüphe yok.

Sosyal medya olgusunu ele alan çalışmaların çoğu esas olarak ergenler üzerindeki olumsuz etkisine odaklanmış olsa da, olumlu etkisi de yadsınamaz veya önemi küçümsenemez.

Sosyal iletişim

Bu alandaki en son çalışma bu yılın Ekim ayı başında Journal of Pediatrics'te yayımlandı ve Portekizli araştırmacılar tarafından Okul Çağındaki Çocuklarda Sağlık Davranışları üzerine yürütüldü. Bu araştırma 1998 yılından bu yana her 4 yılda bir Portekiz'de Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde yürütülüyor. Çalışmada, sosyal medyanın -çeşitliliğine rağmen- kontrol edilebilen bir araçtan başka bir şey olmadığını ve iyi ya da sağlıklı veya yıkıcı bir şekilde kullanılmasının, internetin ortaya çıkmasından önce meydana gelen herhangi bir gelişme gibi korkunç sonuçlara yol açtığı açıklandı.

Olumsuz etkilerden duyulan korku - her ne kadar tamamen anlaşılabilir ve haklı olsa da- abartılı olabilir ve çocuklar ve ergenler için bir tür gözdağı yaratarak onları bu uygulamalarla başa çıkmaya psikolojik olarak hazır hale getirir.

Araştırmacılar çalışmayı yaşları 11 ile 13 ve 15 ile 18 arasında değişen 7 bin 643 ortaokul ve lise öğrencisi üzerinde gerçekleştirdi. Katılımcı öğrenciler, sosyal medyayı takip etme ile ilgili anket sonuçlarına dayanarak, 3 ana gruba ayrıldılar: birincisi en az takip edilen ve bu araçlara bağımlı olan, ikincisi orta düzeyde kullanım grubu ve üçüncüsü aşırı kullanım ve yüksek bağımlılık grubu.

Öğrencilere kaç saat ve ne kalitede uyudukları, sürekli uyumakta zorlanıp zorlanmadıkları, ayrıca günlük olarak ne oranda ve ne kadar süre egzersiz yaptıkları, beslenme alışkanlıkları, gencin yalnız mı yoksa başkalarıyla mı birlikte olduğu, aile üyeleri ve arkadaşlarıyla tartışmaya girip girmediği soruldu.

Gerginlik ve endişe duyguları ve öfke durumunda sözlü veya fiili şiddet uygulama olasılıkları da sorulan diğer sorular arasında yer aldı.

Sağlık ve davranışsal yönler

Sonuçlar, sosyal medyaya yoğun bir şekilde güvenen ve onu takip etmek için daha fazla zaman harcayan gençlerin uyumakta zorluk çektiğini, başkalarıyla iletişim kurmakta sorun yaşadığını, aile ve arkadaşlarıyla uyumsuzluk yaşadığını, sıklıkla şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu ve çoğunun kötü ilişkilere sahip olduğunu gösterdi. Okuldaki öğretmenlerle ve gerçek toplantılardan çok çevrimiçi arkadaşlarla vakit geçirmeyi tercih ettikleri görüldü.

Erkeklerin aksine sosyal medyaya en çok bağımlı olanlar ise kızlardı. Daha büyük yaş grubundaki gençler de sosyal medyada çocuklardan daha fazla zaman geçiriyor; sigara, alkol ve yasaklı ilaç kullanımı gibi kendine zarar verme davranışlarına daha yatkın oluyorlardı.

Öte yandan, sosyal medyaya en az bağımlı olan gençlerin psikolojik durumlarının daha iyi olduğu, aileleri ve arkadaşlarıyla güçlü ve canlı ilişkiler kurdukları, uykusuzluk çekmedikleri ve organik sağlıklarının iyi olmasının yanı sıra öfke ve gerginlik gibi olumsuz duyguları daha iyi kontrol edebildikleri görüldü. Düzenli olarak daha uzun süre fiziksel aktivite yapmışlar, öğretmenleriyle iyi ilişkiler kurmuşlar ve çeşitli web sitelerini takip ederek vakit geçirmekten keyif almışlardı.

Çalışma, sosyal medyanın ergenleri etkileme derecesinde rol oynayan, başkalarına açık olmayı ve onlarla zorbalık ya da önyargı olmadan ilgilenmeyi teşvik eden çevre gibi dış faktörlerin yanı sıra ebeveynlerden ve akranlardan alınan psikolojik destek de dahil olmak üzere birçok faktör olduğunu doğruladı. İster okul arkadaşları ister aile üyeleri olsun. Çocuğun cinsiyeti, fiziksel aktivite oranı, psikolojik durumu ve maruz kaldığı baskılar gibi bireysel farklılıkların yanı sıra organik sağlığı, belirgin fiziksel kusurları ve ailenin mali ve sosyal düzeyi gibi her gence özgü faktörler de bulunuyor.

Çalışma, sosyal medyanın genç üzerindeki etkisini belirleyen şeyin kullanım yöntemi olduğunu, yani bu platformlarda geçirilen süreyi ve bununla uğraşmanın ne ölçüde bağımlılık yapıcı bir davranış olarak kabul edilebileceğini yalnızca bir eğlence ve insan iletişimi aracı olduğunu gösterdi. Ayrıca bu araçların çocuğun gerçek hayatını etkilediği yani onu çevreleyen toplumdan tamamen izole ettiği, başkalarıyla etkileşime girmeyi zorlaştırdığı ve gerçek arkadaş eksikliğini meydana getirdiği belirtildi.

Çalışma, gençlere psikolojik ve zihinsel sağlıklarını korumak için çeşitli sosyal medya mecralarını takip etmek ile diğer eğlence faaliyetleri arasında bir denge kurmaları ve gerçek ilişkilere alternatif olarak sanal ilişkilere güvenmemeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu. Araştırmacılar, sosyal medya kullanımının, aile üyeleri, öğretmenler ve arkadaşlarla olumlu ilişkiler gibi belirli korunma araçlarının eşlik etmesi halinde sağlıklı bir davranış olabileceğini doğruladı. Çalışma, ebeveynlere gencin psikolojik sağlığını korumak için gence psikolojik destek sağlamalarını, çocuklarıyla yeterince zaman geçirmelerini, onları takip etmelerini ve mümkün olduğunca birlikte yemek yemelerini tavsiye etti.

Dr. Hani Remzi Avd (Danışman çocuk doktoru)



Scarlett Johansson, Bill Murray'nin sette herkesi tedirgin ettiğini anlattı

Bill Murray ve Scarlett Johansson, Bir Konuşabilse...'de (Focus Features)
Bill Murray ve Scarlett Johansson, Bir Konuşabilse...'de (Focus Features)
TT

Scarlett Johansson, Bill Murray'nin sette herkesi tedirgin ettiğini anlattı

Bill Murray ve Scarlett Johansson, Bir Konuşabilse...'de (Focus Features)
Bill Murray ve Scarlett Johansson, Bir Konuşabilse...'de (Focus Features)

Scarlett Johansson 2003 yapımı romantik komedi Bir Konuşabilse...'de (Lost In Translation) Bill Murray'yle birlikte çalışmasını anlattı.

İkili, Sofia Coppola'nın Oscar ödüllü filminde, Tokyo'da yeni evli bir kadınla (Johansson) tanışan ve onunla anlamlı bir bağ kuran, sönmekte olan film yıldızını (Murray) konu alan filmde birlikte oynamıştı.

Johansson o sırada 17 yaşındaydı ve "zor bir durumda" olduğunu hatırladığı, o zamanlar 57 yaşındaki Murray'nin karşısında oynuyordu.

Vanity Fair'e yeni kapak konusu olarak verdiği röportajda, "Yönetmenimiz ve tüm ekip de dahil herkes onun etrafında diken üstündeydi çünkü o... Kendi şeyleriyle uğraşıyordu" dedi.

Johansson daha fazla ayrıntıya girmeden, daha önce hiç bu tür bir "kafa yapısında" bir aktörle çalışmadığını itiraf etti.

Black Widow'un 40 yaşındaki yıldızı, şubatta Saturday Night Live'ın 50. Özel Yıldönümü için 74 yaşındaki Murray'yle yeniden bir araya geldiklerini ve Murray'nin setteki diğer kişilere nazik davrandığını anlattı.

Johansson, "O artık çok farklı biri" dedi.

Bence hayat onu alçakgönüllü yaptı.

Murray'nin Aziz Ansari'nin ilk yönetmenlik denemesinin setinde karşılaştığı son uygunsuz davranış iddialarına atıfta bulunup bulunmadığı sorulduğunda Johansson şunları söyledi:

Kesinlikle, evet. Bu gerçekten çok kötüydü. Ama Kovid'in onun için zor bir şey olduğunu da biliyorum. Hayat, tüm bu şeyler onun bu tür bir davranıştan sorumlu tutulmasına yol açtı. Ama bakın ne diyeceğim. İnsanların değişebilmesi ne kadar da harika.

2022'de bir kadın set çalışanı Hayalet Avcıları (Ghostbusters) yıldızı hakkında şikayette bulunmuş ve onu bir maskenin arkasında kendisini öpmeye çalışmakla suçlamıştı. İddialar bir iç soruşturmaya yol açmış ve nihayetinde filmin süresiz şekilde askıya alınmasına neden olmuştu.

O dönemde Murray olayı bir "fikir ayrılığı" diye tanımlamış ve "Komik olduğunu düşündüğüm bir şey yaptım ve bu şekilde algılanmadı" demişti.

Ayrıca geçen ay tartışmalı olaya ışık tutarak şunları söyledi:

Birlikte çalıştığım, haftanın çeşitli günlerinde birlikte öğle yemeği yediğim biri, Kovid zamanıydı, hepimiz maske takıyorduk ve hepimiz bir odada mahsur kalmış bu çılgın sahneyi dinliyorduk. Beni bunu yapmaya iten neydi bilmiyorum.

"Bu daha önce başkasına yaptığım bir şeydi ve komik olduğunu düşündüm ve her seferinde komikti" diye iddia etti.

Maske takıyordum ve ona bir öpücük verdim, o da maske takıyordu. Ona dokunmadım ama sadece maskenin arkasından ona bir öpücük verdim. Ve o bir yabancı değildi.

Independent Türkçe