Netflix'in yeni geriliminin yıldızı filmde bir kez bile gözünü kırpmamış

David Fincher'ın yönettiği filmde Michael Fassbender, bir seri katili canlandırıyor

Alexis Nolent ve Luc Jacamon'un çizgi romanından uyarlanan film, prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
Alexis Nolent ve Luc Jacamon'un çizgi romanından uyarlanan film, prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
TT

Netflix'in yeni geriliminin yıldızı filmde bir kez bile gözünü kırpmamış

Alexis Nolent ve Luc Jacamon'un çizgi romanından uyarlanan film, prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yaptı (Netflix)
Alexis Nolent ve Luc Jacamon'un çizgi romanından uyarlanan film, prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yaptı (Netflix)

Netflix'in yeni filmi The Killer'ın görüntü yönetmeni Erik Messerschmidt'e göre Michael Fassbender, filmde huzursuz bir seri katili başarıyla canlandırmak için her şeyi yaptı.

Yönetmen David Fincher'la sevilen dizi Mindhunter ve iki Oscarlı Mank'ta birlikte çalışan Messerschmidt, Britanya'nın köklü dergilerinden Empire'a yaptığı açıklamada Fassbender'ın "mükemmel bir oyuncu" olduğunu ve aktörün kamera önünde gözünü bile kırpmadığını söyledi.

Messerschmidt, profesyonel bir suikastçıyı canlandıran Fassbender için "Birinci kamera asistanı dikkat çekici bir şeyin altını çizdi: Aktör çekimler boyunca kamera karşısında bir kez bile gözünü kırpmadı" dedi.

Yönetmen Fincher ise şunları ekledi: 

Michael'ın gözleri çok şeyi ele veriyor. Zihninde birbiriyle çelişen pek çok şey tutabiliyor ve gözleri sizin bunlara erişmenizi sağlıyor.

Fincher, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Karakterin nihilizminin ilginç olduğunu düşündüm çünkü bu onun kendinden nefret etmesiyle bağlantılıydı. Sonra bu iç monolog hakkında düşünmeye başladım. Kendi kendine söylediği bir şey var. Bu, görünüşte kiralık bir seri katil olduğu için kendini daha iyi hissedebilmek amacıyla avını küçük düşürmenin bir yolu. Bunun ilginç olabileceğini düşündüm.

Fassbender da Fincher'la çalışmayı "büyük bir ayrıcalık ve onur" olarak gördüğünü söyledi ve yönetmeni "piyasadaki en iyi sinemacılardan biri" diye nitelendirdi:

David'in kalibresinde biriyle çalışmak benim için çok özel bir fırsattı.

Kamera karşısında göz kırpmama çabasının bazı oyunculuk tekniklerinin temel taşı olduğu biliniyor. Michael Caine, Teach Yourself Acting (Oyunculuğu Kendiniz Öğrenin) adlı kitabında gözlerin daima açık olmasını tavsiye ediyor:

Aklımda kalan tek şey, 'Gözlerini kırpma. Asla gözlerini kırpmamalısın'. 8 yıl boyunca gözümü kırpmamaya çalışarak dolaştım. Etrafımdaki insanlar, annem ve herkes delirdiğimi düşündü. Benim bir psikopat olduğumu düşünüyorlardı. İnsanların ödünü koparırdım.

Geçen gün oyunculuğu bıraktığını açıklayan usta aktör, rahatsız edici özelliği hakkında şunları eklemişti: 

Eğer gözünüzü kırpmazsanız, seyirciyi büyüleyebileceğinizi bilirsiniz. Mesele göz kırpmamak değil, sadece hareketsiz olmak. Hareketsizliğin bir ekonomisi ve gücü var.

The Killer, 10 Kasım'da Netflix izleyicileriyle buluşacak.

Independent Türkçe



100 tam puanlı yeni dizi şimdiden Adolescence'la kıyaslanıyor

Sırlarımız'da başroldeki Marie Bach Hansen'e (solda) Danica Curcic (sağda) eşlik ediyor (Netflix)
Sırlarımız'da başroldeki Marie Bach Hansen'e (solda) Danica Curcic (sağda) eşlik ediyor (Netflix)
TT

100 tam puanlı yeni dizi şimdiden Adolescence'la kıyaslanıyor

Sırlarımız'da başroldeki Marie Bach Hansen'e (solda) Danica Curcic (sağda) eşlik ediyor (Netflix)
Sırlarımız'da başroldeki Marie Bach Hansen'e (solda) Danica Curcic (sağda) eşlik ediyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puana sahip yeni İskandinav suç dizisi Sırlarımız'a (Reservatet) övgüler yağdırıyor. Derinlikli ve rahatsız edici atmosferiyle dikkat çeken dizi, şimdiden yılın en çok konuşulan yapımları Adolescence ve The White Lotus'la kıyaslanıyor.

Danimarka yapımı 6 bölümlük dizi, 15 Mayıs'ta yayına girmesine rağmen cinsiyet ve sınıf çatışmalarını ele alış biçimiyle kısa sürede büyük ses getirdi.

Hikaye, varlıklı bir Kopenhag mahallesinde yaşayan Filipinli dadı Ruby'nin kaybolmasıyla başlıyor. Komşusu Cecilie, olayın ardında karanlık bir sır olabileceğinden şüpheleniyor. Kendi dadısı Angel ve acemi polis memuru Aicha'yla birlikte soruşturmaya başlayan Cecilie, tahmin ettiğinden çok daha rahatsız edici gerçeklerle yüzleşiyor.

Dizi, Danimarkalı ödüllü senarist Ingeborg Topsøe tarafından kaleme alındı. Yönetmen koltuğunda ise 2010-2022'de izleyiciyle buluşan Danimarka yapımı kült politik dizi Borgen'le tanınan Per Fly oturuyor.

Rotten Tomatoes'da eleştirmenlerden tam puan alan Sırlarımız, izleyicilerin de övgüsünü topladı. Sosyal medyada dizi hakkında yapılan yorumlardan biri şöyle: 

Başta sıradan bir kayıp vakası gibi görünüyordu ama hikaye ilerledikçe sosyal ve cinsel tartışmaların iç içe geçtiği karanlık bir girdaba dönüştü. İzleyiciyi kendi önyargılarını da sorgulamaya iten rahatsız edici bir iş.

Bir diğer kullanıcı ise, "Sırlarımız iyi bir gerilim dizisi. Yine Avrupalıların, Amerikalıların abarttığı içeriklerden çok daha iyi işler çıkardığının kanıtı" yorumunu yaptı.

"Adolescence ve The White Lotus'la benzer temaları işliyor"

Collider da diziyi övgüyle karşıladı. İncelemesinde Sırlarımız'ı "Eğlenceli ama aynı zamanda sürükleyici ve güncel bir mini dizi" diye tanımlayarak ekledi: 

Bu yılın gündem belirleyen yapımları Adolescence ve The White Lotus'la benzer temaları işliyor ama kimi yerlerde karanlık hikayesini onlardan bile daha ustaca kullanıyor.

Toplamda üç saatten biraz fazla sürede izlenebilen dizinin başrolünde, 2019 yapımı Son Vermeer'de (The Last Vermeer) Guy Pearce'la birlikte rol alan Marie Bach Hansen yer alıyor. Kadroda ayrıca, başrolünde Mads Mikkelsen'in yer aldığı 2020 tarihli Körkütük'le (Druk) tanınan Lars Ranthe de bulunuyor.

Yönetmen Per Fly, diziyle ilgili "Parlak ve pürüzsüz yüzeyin altında kaynayan sırlar ve çatışmalar ilgimi çekti. Cephe çatladığında insan gerçeği nasıl ortaya çıkıyor, bunu görmek istedim" dedi.

Yapımcı ve senarist Ingeborg Topsøe ise "Bu türle oynamayı seviyorum çünkü izleyicinin tüm dikkatini istiyor" diyerek ekledi: 

Suç hikayesini bu ortamda anlatmak ise bana özellikle cazip geldi. Bakım ve samimiyetin, ev ortamında dadılar aracılığıyla dışarıdan sağlanması bizde ve çevremizdekilerde neyi harekete geçiriyor? En iyimizi mi, en kötümüzü mü ortaya çıkarıyor?

Independent Türkçe, Daily Mail, Mirror, Collider