Yeni The Walking Dead dizisinin ikinci sezonu ne anlatacak?

Dizinin yaratıcısı, en heyecanlı yerinde biten sezon finalinin sonrası için ipucu verdi

54 yaşındaki Norman Reedus, 2010'da The Walking Dead kadrosuna dahil olduğundan beri Daryl Dixon karakterini canlandırıyor (AMC)
54 yaşındaki Norman Reedus, 2010'da The Walking Dead kadrosuna dahil olduğundan beri Daryl Dixon karakterini canlandırıyor (AMC)
TT

Yeni The Walking Dead dizisinin ikinci sezonu ne anlatacak?

54 yaşındaki Norman Reedus, 2010'da The Walking Dead kadrosuna dahil olduğundan beri Daryl Dixon karakterini canlandırıyor (AMC)
54 yaşındaki Norman Reedus, 2010'da The Walking Dead kadrosuna dahil olduğundan beri Daryl Dixon karakterini canlandırıyor (AMC)

The Walking Dead: Daryl Dixon'ın yaratıcısı David Zabel, ilk sezonun izleyiciyi merakta bırakarak biten finalinin, ikinci sezon için ne anlama geldiğini açıkladı. 

Dizinin aynı zamanda sezon finali olan 6. bölümü, pazar günü ekranlara geldi.

*Buradan sonrası sezon finaline dair spoiler içerir, bizden uyarması*

Bölümdeki son sahnede Daryl, kendisini eve götürecek tekneye doğru yürümeye başlamış ancak onu kıyıya kadar takip eden Laurent tarafından durdurulmuştu.

Dizinin yaratıcısına göre bu son sahne, Daryl'ın Fransa'da kalmak ya da Amerika'ya geri dönmek konusunda ne kadar kararsız olduğunu ortaya koyuyor.

Entertainment Weekly'ye konuşan Zabel, dizinin ikinci sezonunda Daryl'ın, yuvasının neresi olduğuyla ilgili iç çatışmasını keşfedeceğini açıkladı. 

Dizi sorumlusu, gelecek sezonda Daryl'ın nerede kalmak istediğine daha fazla odaklanılacağını açıkladı. 

Daryl'ın ikilemi

Daryl'ın kaderinin nasıl olacağını görmek için, hayranlara "ikinci sezonu mutlaka izlemeleri gerektiği" mesajını veren 57 yaşındaki senarist, sözlerini şöyle sürdürdü:

En başından beri ahlaki ikilem hep buydu. Bana göre, ilk sezonun sonunda Daryl için ikilem şu olmalıydı: Eve dönmek için çabalarken, bulunduğun yerde başka bir yuva yaratırsan ne olur? Bu onun için ilginç bir ahlaki sorun çünkü Judith, Carol, Connie ve tüm bu değer verdiği insanlara kavuşmaya çalışıyordu.

Daryl'ın istemeden de olsa Fransa'da aile ve yuva duygusunu benimsediğini söyleyen Zabel ekledi:

Bu da sahip olunması gereken güzel bir ikilem. Çok zor ama güzel bir şey ve Daryl'ın nasıl bir adam olduğunu anlatıyor.

Dizinin sezon finali, Daryl'ın nereyi "yuva" olarak benimseyeceğiyle ilgili yaşadığı çelişkinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Onu Amerika'ya götürebilecek tekneye rağmen Laurent'ın ortaya çıkması, gerçekten ne yapmak istediğini sorgulamasına neden oluyor. 

Fransa ikinci sezonda halen öne çıktığına göre Daryl, nerede yaşamak istediğinden emin olana kadar orada kalmaya karar vermiş gibi görünüyor.

Independent Türkçe



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe