II. Dünya Savaşı'nda Amerikan askerinin çaldığı 300 yıllık tablo bulundu

1700'de Viyana'da doğan Johann Franz Nepomuk Lauterer, aynı şehire 1733'te hayatını kaybetmişti (AP)
1700'de Viyana'da doğan Johann Franz Nepomuk Lauterer, aynı şehire 1733'te hayatını kaybetmişti (AP)
TT

II. Dünya Savaşı'nda Amerikan askerinin çaldığı 300 yıllık tablo bulundu

1700'de Viyana'da doğan Johann Franz Nepomuk Lauterer, aynı şehire 1733'te hayatını kaybetmişti (AP)
1700'de Viyana'da doğan Johann Franz Nepomuk Lauterer, aynı şehire 1733'te hayatını kaybetmişti (AP)

II. Dünya Savaşı'nda Amerikalı bir askerin çaldığı 300 yıllık tablo, Almanya'ya iade edildi.

Avusturyalı ressam Johann Franz Nepomuk Lauterer'in "İtalyan Manzarası" adlı 18. yüzyıla ait tablosu, dün FBI tarafından Şikago'daki Almanya Konsolosluğu'na götürüldü. 

Şikago'da yaşayan ve kimliği paylaşılmayan bir kişinin, çalıntı sanat eserlerinin takibini yapan Art Recovery International şirketiyle geçen yıl iletişime geçerek, 1945'ten beri bulunamayan tablonun kendisinde olduğunu söyledi. 

Şirketin kurucusu Christopher Marinello, söz konusu kişinin tablo karşılığında para istediğini fakat firmanın politikasına uymadığı gerekçesiyle bunu reddettiklerini belirtti. 

Marinello, kendileriyle iletişime geçen kişinin, II. Dünya Savaşı'nda çatışmalara katılan amcasının savaştan dönerken tabloyu yanında getirdiğini söylediğini aktardı. 

Firma sahibi, daha sonra FBI'ın ve avukatların da devreye girmesiyle tablonun herhangi bir para ödenmeden geri alındığını ifade etti. 

İki tabloluk bir yapıtın parçasını oluşturan resmin, Almanya'nın Bavyera eyaletindeki Münih şehrinde yer alan Alte Pinakothek adlı müzede yakında sergileneceği bildirildi. 

Müzenin baş küratörü Bernd Ebert, tabloların II. Dünya Savaşı'ndan beri ilk kez birlikte sergileneceğini söyleyerek, "Bu bizim için çok heyecan verici" dedi.

Independent Türkçe, AP, Times of Israel



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature