Eric Cantona turneye çıkıyor: "The Rolling Stones ön grubum olabilir"

"Kral Eric", 4 şarkıdan oluşan "I'll Make My Own Heaven" EP'sinin çıkışını kutlamak için ilk turnesine çıkıyor

(YouTube/Eric Cantona)
(YouTube/Eric Cantona)
TT

Eric Cantona turneye çıkıyor: "The Rolling Stones ön grubum olabilir"

(YouTube/Eric Cantona)
(YouTube/Eric Cantona)

O, bir zamanlar Düşler Tiyatrosu'nda ışık saçıyordu. Old Trafford'a gönül verenler tarafından Kral Eric diye bilinen adam artık başka bir sahneyi aydınlatmaya hazırlanıyor ve tam da ona eşlik edecek grubu biliyor.

Bir zamanlar onu yakası kalkık ve adımlarında rock'n roll havasıyla o kutsal çimleri süslerken izleyen hayranları, Cantona'nın yeni müzikal yönüne güvenen bir adam olmasına şaşırmayacaktır.

Öyle ki, şarkıcılığa-söz yazarlığına soyunan Fransız forvet, mükemmel ön grubu çoktan bulduğunu düşünüyor ve şöyle diyor:

Elbette ben bir ana sanatçıyım... belki The Rolling Stones beni desteklemeye gelebilir.

Cantona, 4 şarkılık EP'si I'll Make My Own Heaven'ın çıkışını kutlamak için yakında ilk Birleşik Krallık turnesine çıkacak.

Sanata sevgisini uzun zamandır dışa vuran 57 yaşındaki Galyalı usta, 26 Ekim'den itibaren Manchester'daki Stoller Hall'da başlayacak bir dizi samimi konserde canlı performans sergileyecek.

20 Ekim Cuma günü Radio 4'un Today programında konuşan Cantona "Canlı performansım harika" dedi.

Elbette. Bunu biliyorsunuz! İki tutkum vardı: sanat ve spor. Ben de futbolla başladım... Derin bir kendini ifade etme ihtiyacı duyuyorum, bu yüzden futbolu bıraktığımda oyunculuğa başladım.

2009'da Cantona, Ken Loach imzalı Hayata Çalım At'a (Looking For Eric) konu olmuştu. Filmde kendisini oynayan Cantona, eski forvete takıntılı ve zor zamanlardan geçen bir Manchesterlı postacının gurusu ve yaşam koçuydu.

Bu yapım, Kerkenez (Kes) ve Ben Daniel Blake (I, Daniel Blake) gibi eleştirmenlerce beğenilen eserlerin arkasındaki Britanyalı yönetmene Cantona'nın önerdiği bir film fikrinden ortaya çıkmıştı.

Ancak belli ki Serge Gainsbourg ve Nick Cave gibi sanatçıların hayranı olan Cantona, sokağa çıkma yasağı sırasında gitarı yeniden eline almış. Cantona, "çok kötü" bir gitarist olduğunu itiraf etmesine rağmen, kendi özgün şarkılarını yazabilmek için "yeterince iyi" olduğunu söyledi.

İlginç bir şekilde Cantona, Fransızca'nın İngilizce kadar "müzikal olmadığını" iddia ederek, şarkı bestelerken neden bu iki dil arasında geçiş yapma eğiliminde olduğunu açıkladı. Cantona'nın EP'sinde iki İngilizce, iki Fransızca parça var.

Futbolu 30 yaşında bırakan Cantona, EP'sinde, 1995'te kendisine hakaret eden bir Crystal Palace taraftarına uçan tekme attıktan sonra herkesçe bilindiği gibi yaygın saldırı suçundan tutuklanmasına gönderme yaptığını da doğruladı.

Cantona, İngiliz futbolunda geçirdiği 6 sezonda 5 kez lig, 2 kez de FA Cup şampiyonluğu yaşadı. Dolayısıyla kalabalık seyircilerin önünde performans sergilemeye yabancı değil.

Cantona, EP'ye adını veren "I'll Make My Own Heaven" adlı şarkıda "Kahraman oldum, suçlu oldum" diyor.

BBC'ye konuşan Cantona, "Suç terminolojisiyle suçlu; kimseyi öldürmedim ama bir kez tutuklandım" dedi.

Şarkıda söylediğim bu: Kahraman oldum, suçlu oldum...

Aslında Cantona ve Stones, efsanevi rock grubunun uzun zamandır beklenen 24. albümü Hackney Diamonds'ı henüz piyasaya sürmesiyle birlikte gelecek hafta listelerdeki yerleri için yarışacak.

Gelecekteki kariyerine gelince, Cantona gelecek hafta Manchester ve Londra konserleri sırasında bir konser albümü kaydetmeyi planlıyor ve bir gün Old Trafford'a, "Düşler Tiyatrosu"na ana sanatçı olarak çıkmayı umuyor.

Cantona "Neden olmasın ki?" dedi.

C'est la vie (İşte hayat).

Independent Türkçe



Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
TT

Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)

David Cronenberg, elinden kaçan, daha doğrusu elinin tersiyle tüm gücüyle ittiği bir projeyle ilgili verdiği kararla gurur duyuyor: Flashdance.

Kanadalı sinemacı, bu yıl 29 Kasım'da başlayıp 7 Aralık'a dek sürecek Marakeş Film Festivali'ne katıldı.

Pazar günü festival kapsamında hayranlarının karşısına çıkan ve uzun yıllara yayılan kariyerinden bahseden usta sinemacı, "Yapımcılar Don Simpson ve Jerry Bruckheimer'ın Flashdance'i yönetmek için benim doğru kişi olduğuma tamamen ikna olmalarına şaşırabilirsiniz" diyerek ekledi:

Gerçekten, neden benim çekmem gerektiğini düşündüklerini bilmiyorum ve sonunda 'Hayır' demek zorunda kaldım. Onlara 'Eğer yönetirsem filminizi mahvederim' dedim!

O yıl iki film birden çekti

Flashdance, geceleri bir barda dans eden, gündüzleriyse bir inşaat firmasında kaynakçı olarak çalışan Alex Owens'ın hikayesini anlatıyordu. 

Film, gösterime girdiği yıl olan 1983'ün en çok hasılat elde eden üçüncü yapımı olmuştu. 

1980'lerin Hollywood klasiklerinden biri olarak kabul edilen filmin başrollerini Jennifer Beals ve Michael Nouri paylaşmıştı.

Flashdance'in yönetmen koltuğunda Adrian Lyne otururken, Cronenberg aynı yıl Ölüm Bölgesi (The Dead Zone) ve Videodrome'u çekmişti.

"Kendime Kan Baronu diyordum"

81 yaşındaki üretken sinemacı, "Çalışmalarım korkunç, çökmüş ve ahlaksız olduğu için saldırıya uğradı" derken bir yandan gülümsüyordu: 

Bunların hepsi iyi şeyler.

Şey (The Thing) ve Sinek (The Fly) filmlerinin yönetmeni, "Kendime o zamanlar Kan Baronu diyordum" diye ekledi: 

Ama en azından Kral olduğumu söylemedim, çok mütevazıydım.

Son filmi festivalde izleyiciyle buluştu

Cronenberg'in bilimkurgu türündeki yeni filmi The Shrouds, Cannes'dan sonra Marakeş Film Festivali'nde de izleyicilerle buluştu. 

Bilimkurgu draması, eşinin ölümünden sonra teselli bulamayan tanınmış bir iş insanının, insanların ölen sevdiklerinin mezarlarında çürümesini izlemesini mümkün kılan tartışmalı bir teknoloji icat etmesini konu alıyor.

Independent Türkçe, Variety, AV Club