John Wick'e benzetilen Nijerya yapımı gerilim Netflix'te rekor kırdı

Nollywood gerilimi, Netflix listelerinde zirveye yerleşti

Kara Kaplı Defter gösterime gireli yaklaşık üç hafta oldu ve film 70 milyondan fazla kez izlendi (Netflix)
Kara Kaplı Defter gösterime gireli yaklaşık üç hafta oldu ve film 70 milyondan fazla kez izlendi (Netflix)
TT

John Wick'e benzetilen Nijerya yapımı gerilim Netflix'te rekor kırdı

Kara Kaplı Defter gösterime gireli yaklaşık üç hafta oldu ve film 70 milyondan fazla kez izlendi (Netflix)
Kara Kaplı Defter gösterime gireli yaklaşık üç hafta oldu ve film 70 milyondan fazla kez izlendi (Netflix)

Afrika'nın en kalabalık ülkesi Nijerya'daki yolsuzluk ve polis şiddetinin sürükleyici hikayesini anlatan aksiyon gerilim filmi, Netflix listelerinde dünya çapında rekor kıran izlenme rakamlarına ulaştı. 

Bu başarı, Nijerya'nın hızla büyüyen film endüstrisinin gücünü ve potansiyelini hatırlattı.

Kara Kaplı Defter (The Black Book) fırtına gibi eserek platformun dünya çapında en popüler 10 İngilizce filmi arasında üç hafta geçirdi ve ikinci haftasında üç numaraya yükseldi.

69 ülkede ilk 10'a girdi

Netflix'e göre Kara Kaplı Defter, 22 Eylül'de gösterime girmesinden sadece 48 saat sonra 5,6 milyon kez izlendi ve ikinci haftasında 69 ülkede en çok izlenen ilk 10 filmden biri olmayı başardı.

Netflix, filmin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Haksız yere suçlanan oğlu için adaleti kendi sağlamaya karar veren, yas içindeki bir papaz yardımcısı, yozlaşmış polis çetesine karşı mücadele verir.

Yapımcı Editi Effiong, Associated Press'e yaptığı açıklamada, "Filmler izleyiciler için yapılır ve bir filmin izleyici kitlesi ne kadar büyük olursa, mesajınızın yayılma şansı da o kadar artar" dedi. 

Bizim için gerçek şu ki, Nijeryalılar tarafından yapılan ve Nijerya parasıyla finanse edilen bir filmi küresel hale getirdik.

Bollywood'un ardından ikinci

Nijerya'nın film endüstrisi Nollywood, 1990'lardan bu yana bir fenomen haline geldi. Nollywood, yılda ortalama 2 bin filmin gösterime girmesiyle, yapım sayısına göre Hindistan'dan sonra dünyanın en büyük ikinci film endüstrisi.

Nollywood'un son gişe canavarı Kara Kaplı Defter, Nijerya'nın teknoloji ekosistemindeki uzman ve kuruculardan oluşan bir ekibin desteğiyle finanse edilen 1 milyon dolarlık bir film. Aksiyon ve gerilim türündeki yapım, Effiong'un ilk uzun metrajlı filmi.

Kara Kaplı Defter, Nijerya'nın askeri rejimlerin muhalifleri istediği zaman öldürdüğü ve tutukladığı dönemden, polis şiddeti ve gücün kötüye kullanımının yaygınlaştığı günümüze kadar geçen 40 yıllık bir dönemde geçiyor.

John Wick benzetmesi

Effiong, AP'ye verdiği röportajda, "Bu kurgusal bir anlatı ama Nijerya böyleydi" dedi. Yönetmen, Nijerya'nın okullarda tarihini öğretme ve gençlerin ülkenin geçmişinin bugünü nasıl şekillendirdiğini anlamalarını sağlama konusunda iyi bir iş çıkarmadığına inanıyor.

Effiong, "Bir toplum sanatla olumlu yönde değiştirilmeli ve bu nedenle yapacağımız film aracılığıyla bu konuyu (polis şiddeti) yansıtmaya yönelik bir yönelimimiz vardı" dedi.

Bazıları filmin konusunun Amerikan aksiyon gerilim filmi John Wick'e benzediğini düşünüyor. Effiong, bunun şaşırtıcı ama gurur verici bir karşılaştırma olduğunu ve filmin başarısını da kanıtladığını söyledi.

Netflix'ten açıklama

Film aynı zamanda Nijerya'da ve Afrika genelinde film endüstrisinin potansiyeline işaret ettiği için de övgüyle karşılandı.

Netflix'ten yapılan açıklamada, "Afrika büyük yeteneklere sahip ve biz de Afrika içeriğine yatırım yapmaya ve her türden Afrika hikâyesini anlatmaya kararlıyız" denildi.

Effiong, Nijerya'da film endüstrisinin "şu anda dünyanın dikkatini çekmesi gereken bir noktada" olduğunu söyledi.

Effiong'a göre bunun nedeni "Kara Kaplı Defter'in siyahların, siyah oyuncuların, siyah yapımcıların, yüzde 100 siyahların parasının filmi olması ve küresel bir gişe rekortmeni haline gelmesi."

Independent Türkçe



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS