Gladyatör'ün ulaştığı 51 yıllık rekora bir daha yaklaşan olmadı

Ridley Scott'ın 2000 yapımı destansı filmi, bu "istenmeyen" onuru taşıyor

Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
TT

Gladyatör'ün ulaştığı 51 yıllık rekora bir daha yaklaşan olmadı

Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)

Gladyatör (Gladiator), 2000'de olağanüstü bir başarı elde ederek En İyi Film Oscar'ını kazanmayı başarırken 51 yıllık bir rekoru da kırdı. 

Ridley Scott'ın yönetmen koltuğunda oturduğu film, gişede fırtına gibi eserek hem eleştirmenlerin hem de sinemaseverlerin beğenisini kazanmıştı.

12 adaylıkla Oscar'ın favorisiydi

503 milyon doların üzerinde hasılat yapan Gladyatör, tarihi epik türüne yeni bir soluk getirerek anında bir klasik haline geldi. 

Eleştirmenler filmi heyecan verici aksiyon sahneleri, otantik set tasarımları, güçlü performansları ve Gladyatör'ün tarihsel doğruluğu nedeniyle övdü. 

Replikleriyle birlikte müzikleri de tanınır hale gelen Gladyatör, 73. Akademi Ödülleri'nin de en büyük favorisi haline geldi.

Russell Crowe'un başrolde olduğu Gladyatör, toplam 12 adaylık elde ettikten sonra ödülleri silip süpürmeye hazır görünüyordu. 

Film, bunların hepsini kazanamasa da Ridley Scott'ın tarihi destanı toplamda 5 Oscar'ı eve götürmeyi başardı. 

1949'dan beri ilk kez oldu

Söz konusu Oscar olduğunda, En İyi Film genellikle En İyi Senaryo ve En İyi Yönetmen ödülleriyle birlikte gelir.

Gladyatör, En İyi Film ödülünü kazanmayı başardığında, istenmeyen bir rekora da imza atmıştı. 

Yarım yüzyılı aşkın süredir ilk kez En İyi Film ödülünü kazanan film, En İyi Yönetmen veya En İyi Senaryo ödüllerini kazanamadı. 

Bunu başaran son film 1949'da Kralın Tüm Adamları (All the King's Men) olmuştu. Scott, En İyi Yönetmen ödülünü Trafik'le (Traffic) Steven Soderbergh'e kaybetti.

Gözler Gladyatör 2'de

En İyi Özgün Senaryo ödülü de bir başka zamansız klasik Şöhrete Bir Adım'la (Almost Famous) Cameron Crowe'un olmuştu.

Yönetmen Ridley Scott, devam filmi Gladyatör 2'de yeniden yönetmen koltuğunda oturuyor. Scott'ın 2024'te gösterime girecek devam filmiyle Oscar lanetini kırıp kıramayacağı, hem eleştirmenler hem de sinemaseverler arasında merak konusu. 

Gladyatör 2'de Paul Mescal, Pedro Pascal, Denzel Washington ve Joseph Quinn gibi isimler rol alıyor.

Independent Türkçe



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe