Tinder'ın 500 dolarlık yeni özelliği, tacize yeşil ışık yakıyor

Kullanıcıların haftada iki kez, istediği herhangi birine mesaj göndermesine Tinder Select izin verecek (AP)
Kullanıcıların haftada iki kez, istediği herhangi birine mesaj göndermesine Tinder Select izin verecek (AP)
TT

Tinder'ın 500 dolarlık yeni özelliği, tacize yeşil ışık yakıyor

Kullanıcıların haftada iki kez, istediği herhangi birine mesaj göndermesine Tinder Select izin verecek (AP)
Kullanıcıların haftada iki kez, istediği herhangi birine mesaj göndermesine Tinder Select izin verecek (AP)

Aşka bir fiyat biçebilir misiniz? Aramızdaki romantikler bu fikre burun kıvırmak isteyecektir: Elbette hayır, hayattaki en iyi şeyler bedavadır ve buna düzenli bir ilişki de dahildir. Değil mi? Belki de öyle olmayabilir. Modern flört piyasasının karmaşıklığının boyutunu (bekar arkadaşlara sahip ya da bekar olan) herkes biliyor ve artık nihayet bunun bir çözümü var gibi görünüyor. Ancak bu size temizinden ayda 499 dolar gibi bir miktara mal oluyor.

Önceki ay Tinder en yeni ücretli üyelik seçeneğini duyurdu: Tinder Select. Uygulamanın kullanıcılarının yalnızca yüzde birinden daha azına sadece davet yoluyla sunulacak olan abonelik, kullanıcılarına daha fazla erişim sağlayarak "en çok aranan profiller" derlemesine katılmalarını sağlıyor, yani aşık olabilecekleri biriyle eşleşme olasılıkları bu sayede daha da yükseliyor; ne de olsa modern flört bir sayı oyunundan ibaret.

Böylece harcanabilir geliri çok fazla olanlar, kurumsal flört uygulaması endüstrisinin mekanizmasıyla kolayca baştan çıkarılabiliyor. Profilinize bir "SELECT" rozeti koyarak özel VIP statünüzü gösterebilmenin ek bir artısı da var zira görünüşe göre, bir randevu ayarlamak için yılda 6 bin dolar ödediğinizi herkese söylemek sizi daha çekici gösterecek. Ayrıca diğer kullanıcılar, kendi abonelik durumlarından bağımsız olarak "Seni Beğenenler" kısmında profilinizi bulanıklaşmadan görebilecek.

Fakat biraz daha tartışmalı olan başka bir özellik daha var. En aktif kullanıcılardan oldukları düşünülerek Tinder Select'e katılmalarına izin verilenler, kendileriyle eşleşmeyen kullanıcılara da mesaj gönderebilecekler. Evet, Tinder Select üyeleri, DM almayı devre dışı bırakmış (çokça reklamı yapılmayarak gizli bırakılan bir özellik) kullanıcılar haricinde ve haftada ikiyle sınırlı olmak üzere, istediği kişiyle iletişime geçebilecek.

Tinder Select'in bu özelliği, bir flört uygulamasında bulunmuş herhangi bir kadında tehlike çanlarını neredeyse hemen çaldıracaktır. Genellikle tüm süreç rızaya dayanır: Yalnızca karşılıklı olarak birbirinden hoşlanan iki kişi, sohbet etme imkanına sahiptir. Flört uygulamalarının olumsuz yönleri hakkında çok şey yazsam da ana akım uygulamaların çoğunda riayet ediliyor gibi görünen bu özelliği çok takdir ediyorum. Hatta uygulamada biriyle tanışmayı gerçek hayatta biriyle tanışmaktan daha iyi yapan tek şeyin bu olduğunu söyleyecek kadar ileri gidebilirim.

Şöyle bir düşünün. Sizin konuşması için açıkça rıza göstermediğiniz kimse size yaklaşamaz. Bu harika. Bu, hoşlanmadığınız birinden istenmeyen mesajlar almayacağınız veya ortaya çıkabilecek herhangi bir tacizle uğraşmak zorunda kalmayacağınız anlamlarına gelir. Tinder neden bu önlemleri göz ardı etmek ve Select üyeliği için ödeme yapabilecek zengin azınlık için her şeye açık bir oyun alanına dönüşmek istesin ki? Zaten gerçek hayatta onlara yeterince güç vermiyor muyuz?

Bence Tinder bunun farkında, bu yüzden de Select üyelerinin istenmeyen DM gönderebilme sayısına bir sınır koydu (haftada sadece iki kez). Yine de, bu özelliğin gerçek hayatta istenmeyen davranışlarla yeterince ve neredeyse kesinlikle uğraşan kadın kullanıcılar üzerinde orantısız bir etkisi olacağını düşünmeden edemiyorum. Sadece geçen ayı örnek verirsem; sözlü tacize uğradım, metroda uygunsuzca dokunuldum ve biri bana AirDrop aracılığıyla görüntüler göndermeye çalıştığı için trendeki vagonumu değiştirmek zorunda kaldım.

Demek istediğim şu: Bir flört uygulamasında istemediğim hiçbir şeyi deneyimlemek zorunda olmadığım gibi başka hiçbir kadın da mecbur değil. Haftada sadece iki mesaj olabilir ama asıl ana mesaj tehlikeli. Çünkü harcayacak ne kadar paranız olursa olsun, rıza almadan istediğini yapma konusunda hiç kimseye sanal ortamda veya gerçek hayatta yeşil ışık yakılmamalıdır. Umarız Tinder bunu yakında fark eder.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe