Kült korku filminin devamı 10 yıl sonra geliyor

2014 yapımı film, cinsel ilişkiye girdikten sonra gizemli bir varlık tarafından takip edilen genç kızı merkeze alıyordu

Peşimdeki Şeytan'da Maika Monroe'nun yanı sıra Jake Weary, Keir Gilchrist, Olivia Luccardi ve Lili Sepe rol alıyordu (Northern Lights Films)
Peşimdeki Şeytan'da Maika Monroe'nun yanı sıra Jake Weary, Keir Gilchrist, Olivia Luccardi ve Lili Sepe rol alıyordu (Northern Lights Films)
TT

Kült korku filminin devamı 10 yıl sonra geliyor

Peşimdeki Şeytan'da Maika Monroe'nun yanı sıra Jake Weary, Keir Gilchrist, Olivia Luccardi ve Lili Sepe rol alıyordu (Northern Lights Films)
Peşimdeki Şeytan'da Maika Monroe'nun yanı sıra Jake Weary, Keir Gilchrist, Olivia Luccardi ve Lili Sepe rol alıyordu (Northern Lights Films)

David Robert Mitchell, korku filmi Peşimdeki Şeytan'ın (It Follows) uzun zamandır beklenen devamını nihayet çekiyor. 

Mitchell, ilk filmin başrol oyuncusu Maika Monroe'yla yeniden bir araya geliyor. 

Monroe, 2014 yapımı kült filmde erkek arkadaşıyla seks yaptıktan sonra gizemli bir varlık tarafından avlanacağını öğrenen genç kadın Jay Height rolündeydi. Ölümden kurtulmanın tek yoluysa laneti başka birine aktarmaktı. 

30 yaşındaki aktris, They Follow adını taşıyacak devam filminde aynı karakteri bir kez daha canlandıracak.

İlk gösterimini Cannes'da yapmıştı

Peşimdeki Şeytan, yaklaşık 1 milyon dolarlık bütçeyle dünya çapında 21,9 milyon dolar hasılat elde etmişti. 

Gişe canavarı korku filminin devamı geliyor

İlk gösterimini 2014 Cannes Film Festivali'nde yapan film, eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar almıştı.

Peşimdeki Şeytan'ın yaratıcıları yıllar içinde bir devam filminden bahsetse de şimdiye kadar They Follow'un konusuyla ilgili somut bir ayrıntı açıklanmadı.

2017'de kurulan prodüksiyon şirketi Neon, Good Fear Content'le birlikte önümüzdeki yıl çekilmesi beklenen devam filminin ortak yapımcılığını üstleniyor. 

Neon, en çok Parazit (Parasite), Ben, Tonya (I, Tonya), Spencer, Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Portrait of a Lady on Fire) ve The Dünyanın En Kötü İnsanı (Worst Person in the World) gibi eleştirmenlerce beğenilen filmlerin dağıtımını yapmasıyla tanınıyor.

Mitchell'ın diğer filmleri arasında Andrew Garfield ve Riley Keough'nun başrolleri paylaştığı Gölün Altında (Under the Silver Lake) da yer alıyor.

Independent Türkçe



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe