Netflix kullanıcıları yeni dizi için "Mutlaka izlenmeli" dedi

Üç bölümden oluşan belgesel için "şahane" ve "çok eğlenceli" yorumları yapıldı

Belgeselin yönetmenliğini Sebastian Smith üstleniyor (Netflix)
Belgeselin yönetmenliğini Sebastian Smith üstleniyor (Netflix)
TT

Netflix kullanıcıları yeni dizi için "Mutlaka izlenmeli" dedi

Belgeselin yönetmenliğini Sebastian Smith üstleniyor (Netflix)
Belgeselin yönetmenliğini Sebastian Smith üstleniyor (Netflix)

Kötü şöhretli bir gangsterin hayatını konu alan belgesel dizi, Netflix'te gösterime girdikten sonra izleyicilerin beğenisini kazandı.

Ünlü mafya babası John Gotti'nin yükselişini ve düşüşünü konu alan Gotti'yi Yakalamak (Get Gotti) 24 Ekim'de yayımlandı.

Netflix, belgeselin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Korku Şehri'nin (Fear City) yapımcılarının imzasını taşıyan bu belgesel dizisi, FBI'ın ünlü mafya babası John Gotti'yi alt etme mücadelesini kanunun her iki tarafının gözünden anlatıyor.

2002'de 61 yaşındayken gırtlak kanserinden ölen Gotti, 1992'de şartlı tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Gambino suç ailesi üyesi, tutuklanmasına ve mahkum edilmesine yol açan 5 cinayet, haraç toplama, cinayet komplosu, yasadışı kumar, rüşvet ve adaleti engelleme gibi suçlar işlemişti.

Hayatının büyük bir bölümünü hücre hapsinde geçiren ve günde sadece bir saat hücresinden çıkmasına izin verilen mafya babasının son temyiz başvurusu 1994'te Yüksek Mahkeme tarafından reddedilmişti.

"Harika bir belgesel"

Üç bölümden oluşan Gotti'yi Yakalamak, FBI'ın New Yorklu mafya babasını yakalamak için yıllar süren mücadelesine odaklanıyor ve davaya yakın kişilerle yapılan röportajlara yer veriyor. 

Uzunluğu 47 ila 58 dakika arasında değişen her bölüm, Gotti'nin mahkumiyetine giden yılları anlatıyor.

Gerçek suç meraklıları yeni belgeseli izledikten sonra düşüncelerini paylaşmak için sosyal medyaya akın etti.

"Mutlaka izlenmeli" dedikleri diziyi öven izleyiciler, belgeseli meraklılarına tavsiye etmekten geri durmadı.

Bir izleyici, dizi için "Harika bir belgesel" ifadesini kullanırken bir diğeri de şöyle dedi:

Eğer mafya dizileri/filmleri seviyorsanız Netflix'teki Gotti'yi Yakalamak'ı kesinlikle tavsiye ederim.

Etkilenen bir başka hayransa şöyle bir tweet attı: 

Netflix'teki Gotti'yi Yakalamak mutlaka izlenmeli. Bu tarz belgesellere bayılıyorum.

Bir sosyal medya kullanıcısı dizi için "şahane" yorumunu yaparken bir diğeri "çok eğlenceli" olduğunu söyledi.

"Usta işi"

Bir gerçek suç hayranı da şöyle yazdı: 

John Gotti hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum ama Netflix'teki Gotti'yi Yakalamak yanıldığımı kanıtladı. Etkileyici.

Köklü müzik ve popüler kültür dergisi Rolling Stone da Netflix'in belgeseliyle ilgili tweet atarak diziden övgüyle bahsetti: 

Hızlı ve usta işi, iyi kaynaklara dayanıyor, kanunun her iki tarafındakilere de yer veriyor.

Independent Türkçe



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS