Stephen King uyarlaması yeni korku filmi izlenme rekoru kırdı

Yönetmen devam filmini de çekmek istiyor

Filmin yönetmen koltuğunda Lindsy Anderson Beer oturdu (Paramount)
Filmin yönetmen koltuğunda Lindsy Anderson Beer oturdu (Paramount)
TT

Stephen King uyarlaması yeni korku filmi izlenme rekoru kırdı

Filmin yönetmen koltuğunda Lindsy Anderson Beer oturdu (Paramount)
Filmin yönetmen koltuğunda Lindsy Anderson Beer oturdu (Paramount)

Stephen King'in kitabından uyarlanan Pet Semetary (Hayvan Mezarlığı) filminin öncesini anlatan "Pet Semetary: Bloodlines" Paramount+'ta izlenme rekoru kırdı.

Stephen King'in 1983'te kaleme aldığı Hayvan Mezarlığı, ilk olarak 1989'da yönetmen Mary Lambert tarafından çekildi.

Kült korku filminin devamı niteliğinde olan ikinci yapımı da 1992'de beyazperdeye taşınmıştı.

Daha sonra 2019'da yeniden çekilen Hayvan mezarlığı, Dennis Widmyer ve Kevin Kolsch tarafından yönetilmişti.

2019'daki seyirciyle buluşan yapımın ön filmi Pet Semetary: Bloodlines 6 Ekim'de Paramount+'ta vizyona girdi.

Yönetmenliğini Lindsey Anderson Beer'ın yaptığı, 1969'da geçen filmde genç Jud Crandall'ın Jackson White doğaüstü güçlerini keşfetmesi anlatılıyor.

Bu son korku filminde "Tell Me Lies", "Mrs. Fletcher" adlı yapımlarla tanınan Jackson White'la birlikte Forrest Goodluck, Isabella LaBlanc, Natalie Alyn Lind rol alıyor.

Kötü eleştirilere rağmen izlendi

Film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 23 puan aldı.

Ancak bu puana rağmen Pet Semetary: Bloodlines, çevrimiçi izleme platformu Paramount+'ta ilk 30 günde en çok izlenen orijinal yapım olarak rekor kırdı.

Şirketten yapılan açıklamada, filmin ilk üç haftada elde ettiği başarının, "Teen Wolf: The Movie"nin rekorunu elinden aldığı belirtildi.

Öte yandan film 6 Ekim'de Paramount+'ta vizyona girmeden önce 29 Eylül'de Games Radar'a konuşan yönetmen Lindsey Anderson Beer, filmin devamını çekmek istediğini söylemişti. 

Pet Semetary: Bloodlines 2'ye henüz onay çıkmadı.

Paramount+, Türkiye'de hizmet vermiyor ve filmin de hangi platformda yayımlanacağı henüz belli değil.

Independent Türkçe



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe