Kruvaziyerle seyahat eden çift, gemideki sanat eserlerini çaldı

Galeriye elleri boş giren çift, dakikalar sonra ellerinde heykellerle galeriden çıkarken görüldü

Carnival Legend 2 binden fazla yolcu kapasitesine sahip (Reuters)
Carnival Legend 2 binden fazla yolcu kapasitesine sahip (Reuters)
TT

Kruvaziyerle seyahat eden çift, gemideki sanat eserlerini çaldı

Carnival Legend 2 binden fazla yolcu kapasitesine sahip (Reuters)
Carnival Legend 2 binden fazla yolcu kapasitesine sahip (Reuters)

Carnival Legend kruvaziyerinde geçen ay seyahat eden iki yolcunun yaklaşık 13 bin dolar değerinde sanat eseri çaldığı, ABD'deki mahkeme tutanaklarında iddia edildi.

FBI tarafından geçen hafta Maryland Bölge Mahkemesi'ne sunulan arama emrinde, yetkililerin hırsızlık ve çalıntı malların taşınmasıyla ilgili federal suçlamaları araştırdığı belirtildi. Halen kimse suçlanmadı.

Insider'ın haberine göre, kruvaziyer 24 Eylül'de ABD'nin Baltimore şehrinden Bermuda'ya doğru yola çıktı ve 30 Eylül'de geri döndü. 1 Ekim'de bir sanat müzayedecisi geminin sanat galerisindeki heykellerin kayıp olduğunu fark etti.

Mahkeme tutanaklarına göre 29 Eylül'de çekilen kamera görüntülerinde bir çiftin (bir kadın ve bir erkek) gece saat 2'de galeriye "elleri boş" girdikleri fakat birkaç dakika sonra "görünümü kayıp heykellerle uyumlu" eşyalarla çıktıkları görüldü.

ABC News'in haberine göre kaybolan heykellerden biri, Marcus Glenn'in arka planda bir kalp belirirken soyut piyano tuşlarına basan bir piyanisti tasvir eden ve 6 bin 600 dolar değerinde olan Tappin' the Keys for the Love adlı eseri. Kaybolan diğer parçaysa Robert Wyland'ın birbirine bakan iki deniz kaplumbağasını gösteren ve 6 bin 200 dolar değerinde olan Kiss the Sea adlı eser.

Mahkeme tutanaklarına göre, ilk soruşturmada güvenlik kameralarından tespit edilen adamın Facebook profili bulundu ve bir FBI ajanı, adamın geminin güvenlik görüntülerinde "aynı gibi gözüken beyaz frak gömleği, koyu renkli yelek giydiğini ve çizgili kravat taktığını" gösteren yeni bir fotoğrafı fark etti.

Eyaletin ABD Savcılığı sözcüsü ABC News'e yaptığı açıklamada, FBI'ın iki yolcunun evlerine çıkarılan arama emrini uyguladığını ve kayıp heykelleri ele geçirdiğini söyledi.

The Independent yorum almak için Carnival Kruvaziyer Şirketi ve Maryland'deki ABD Savcılığı'yla temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

Carnival'ın internet sitesindeki yönetici, gemilerinde "sürekli değişen bir güzel sanatlar koleksiyonu ve sınırlı sayıda baskı eserlerin" olduğunu ve "birçoğunun sanat müzayedeleri sırasında satın alınabileceğini" söylüyor.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature