Marvel Stüdyoları'nın çöküşü: Yeni film gişede çakıldı

Marvel Sinematik Evreni'nin 33. filmi, eleştirmenleri de tatmin etmedi

The Marvels'ın bütçesi 220 milyon dolar (Marvel Stüdyoları)
The Marvels'ın bütçesi 220 milyon dolar (Marvel Stüdyoları)
TT

Marvel Stüdyoları'nın çöküşü: Yeni film gişede çakıldı

The Marvels'ın bütçesi 220 milyon dolar (Marvel Stüdyoları)
The Marvels'ın bütçesi 220 milyon dolar (Marvel Stüdyoları)

10 Kasım Cuma günü gösterime giren The Marvels, Marvel Sinematik Evreni için yeni bir dibe vuruşu simgeliyor.

Film, Brie Larson'ın eski savaş pilotu süper kahraman Carol Danvers'ı seriye kazandırdığı 2019 yapımı Captain Marvel'ın doğrudan devamı niteliğinde. 

Devam filminde Captain Marvel'ın güçleri Iman Vellani'nin canlandırdığı Bayan Marvel ve Teyonah Parris'in hayat verdiği Monica Rambeau'yla karışıyor. Bu durum, tehlikeli bir tehdit ortaya çıktığında üçlüyü birlikte çalışmaya zorluyor.

Deadline'ın aktardığına göre The Marvels'ın ABD'deki üç günlük toplam hasılatı, ilk tahminlerin alt sınırına dayanarak 47 milyon dolarda kaldı.

En kötü açılışı yaptı

ABD dışındaysa 63 milyon dolar hasılat getiren film, dünya çapında toplam 110 milyon dolarlık kazanç elde edebildi.

Bu hasılat, herhangi bir Marvel Sinematik Evreni filmi için resmen en kötü açılış hafta sonunu işaret ediyor.

2008'de Marvel Sinematik Evreni'nin ikinci filmi The Incredible Hulk, ABD'de 55,4 milyon dolarlık hasılatla açılmıştı. 47 milyon dolarla The Marvels, onun da gerisinde kalmış oldu.

İlklerin filmi

The Marvels'a bilet alanların yüzde 61'ini erkekler oluştururken hasılatın yüzde 45'i Imax ve diğer geniş formatlı ekranlardan geldi.

Marvel Sinematik Evreni'nin 33. filmi The Marvels, üç kadın başrol oyuncusuna sahip olmasıyla süper kahraman filmleri açısından bir ilki işaret ediyor. 

Eleştirmenler de kararsız

Bir Marvel Stüdyoları yapımını yöneten ilk siyahi kadın olan 34 yaşındaki Nia DaCosta'nın imzasını taşıyan film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da da ortalama bir puan alabildi. 

Hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler alan film, şimdilik 100 üzerinden 62 puana sahip. The Marvels'ın izleyici puanıysa eleştirmenlerinkine göre daha yüksek. Binden fazla kullanıcının yorumlarına göre film 83 puanda.

Independent Türkçe



Adım adım Oscar'a: Epik aksiyon ödül zincirine bir halka daha ekledi

Savaş Üstüne Savaş, eski devrimci Bob'un, yıllar öncesinde örgütlerini bitirmeye ant içmiş bir devlet görevlisine karşı kızını korumaya çalışmasını konu ediniyor (Warner Bros. Pictures)
Savaş Üstüne Savaş, eski devrimci Bob'un, yıllar öncesinde örgütlerini bitirmeye ant içmiş bir devlet görevlisine karşı kızını korumaya çalışmasını konu ediniyor (Warner Bros. Pictures)
TT

Adım adım Oscar'a: Epik aksiyon ödül zincirine bir halka daha ekledi

Savaş Üstüne Savaş, eski devrimci Bob'un, yıllar öncesinde örgütlerini bitirmeye ant içmiş bir devlet görevlisine karşı kızını korumaya çalışmasını konu ediniyor (Warner Bros. Pictures)
Savaş Üstüne Savaş, eski devrimci Bob'un, yıllar öncesinde örgütlerini bitirmeye ant içmiş bir devlet görevlisine karşı kızını korumaya çalışmasını konu ediniyor (Warner Bros. Pictures)

Savaş Üstüne Savaş (One Battle After Another) yükselişini sürdürmekle kalmıyor, her geçen gün daha da ivme kazanıyor.

Paul Thomas Anderson'ın Thomas Pynchon'ın Vineland adlı romanından yaptığı uyarlama, Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği'nin (LAFCA) gözdesi oldu ve En İyi Film, En İyi Yönetmen ve Teyana Taylor'a verilen En İyi Yardımcı Oyuncu ödülleriyle üç büyük başarıya imza attı.

Sinemanın yıl içindeki en önemli yapımlarını seçmek üzere düzenlenen 51. yıllık toplantıda Savaş Üstüne Savaş, geçmişte Ölümcül Tuzak (The Hurt Locker), Spotlight, Ay Işığı (Moonlight), Parazit (Gisaengchung) ve son olarak Anora gibi Oscar'daki büyük başarıların habercisi olan LAFCA'nın bu yılki favorisi oldu.

Her ne kadar yenilikçi ve cesur seçimleriyle tanınsa da grubun sezgileri çoğu zaman Hollywood'un en prestijli ödülleriyle örtüşüyor. 

2009'dan bu yana, LAFCA'da En İyi Yönetmen seçilen 6 isim daha sonra Oscar'da da aynı ödülü kazandı: Ölümcül Tuzak'la Kathryn Bigelow, Yerçekimi'yle (Gravity) Alfonso Cuarón, Suyun Sesi'yle (The Shape of Water) Guillermo del Toro, Parazit'le Bong Joon Ho, Nomadland'le Chloé Zhao ve Köpeğin Pençesi'yle (The Power of the Dog) Jane Campion. 

Geçen yıl LAFCA'da en iyi film seçilen Anora, daha sonra 97. Akademi Ödülleri'nde de aynı unvana ulaşmıştı.

Bu yılın En İyi Başrol Performansı ödülü iki oyuncu arasında paylaştırıldı: Richard Linklater'ın Mayi Ay (Blue Moon) filminde Broadway efsanesi Lorenz Hart'ı canlandıran Ethan Hawke ve Mary Bronstein'in kara komedisi Bacaklarım Olsaydı Seni Tekmelerdim'de (If I Had Legs I'd Kick You) hayatı altüst olan bir terapisti canlandıran Rose Byrne.

Savaş Üstüne Savaş, Ulusal Eleştiri Kurulu, New York Film Eleştirmenleri Birliği ve Gotham ödüllerinden de En İyi Film seçilerek ayrılmıştı.

Film, Bob Ferguson adlı eski bir devrimcinin hikayesini anlatıyor. Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Ferguson, kızı Willa'yla gözlerden uzak bir yaşam sürerken eski bir düşmanı ortaya çıkıyor ve aileyi parçalamakla tehdit ediyor. Filmde Sean Penn, Benicio del Toro, Regina Hall ve Teyana Taylor da rol alıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


36 yıllık kült filmin perde arkası: Onun acısını görebiliyordum

Yönetmen koltuğunda Peter Weir'ın oturduğu Ölü Ozanlar Derneği, senarist Tom Schulman'a Oscar kazandırmıştı (Touchstone Pictures)
Yönetmen koltuğunda Peter Weir'ın oturduğu Ölü Ozanlar Derneği, senarist Tom Schulman'a Oscar kazandırmıştı (Touchstone Pictures)
TT

36 yıllık kült filmin perde arkası: Onun acısını görebiliyordum

Yönetmen koltuğunda Peter Weir'ın oturduğu Ölü Ozanlar Derneği, senarist Tom Schulman'a Oscar kazandırmıştı (Touchstone Pictures)
Yönetmen koltuğunda Peter Weir'ın oturduğu Ölü Ozanlar Derneği, senarist Tom Schulman'a Oscar kazandırmıştı (Touchstone Pictures)

Ethan Hawke, 18 yaşındayken bile Ölü Ozanlar Derneği'ndeki (Dead Poets Society) rol arkadaşı Robin Williams'ın içten içe bir sorunla boğuştuğunu fark ettiğini söylüyor.

1989'da çekilen ve daha sonra klasikleşen filmdeki günlerini anımsayan oyuncu, CBS Sunday Morning'den Tracy Smith'e, Williams'ın 2014'teki intiharının bugün filme bakışını değiştirmediğini söyledi. Bunun nedenini ise şöyle açıkladı:

Onun duygusal hayatının ne kadar karmaşık olduğunun o zaman da farkındaydım.

İçe kapanık yatılı okul öğrencisi Todd Anderson rolünü kaptığında Hawke'un yalnızca bir uzun metraj filmi vardı: 1985'te gişede başarısız olan bilimkurgu filmi Explorers. 

Williams da henüz kariyerinin zirvesinde değildi ancak Temel Reis (Popeye) ve Garp'ın Küçük Dünyası (The World According to Garp) gibi filmlerdeki performanslarıyla sevilen, gişede başarı garantisi olan bir yıldız haline gelmişti.

Fakat Hawke, Williams'ın hayatında her şeyin göründüğü kadar parlak olmadığını çabucak anlamıştı.

"Ailemde depresyonla mücadele eden birçok kişi olduğu için, onun gücünün ve karizmasının bir bedeli olduğunu hemen anladım" diyen Hawke, Williams'ı "bulunduğu ortamdaki enerjiyi olağanüstü bir duyarlılıkla hissedebilen, derin hassasiyete sahip biri" diye tanımladı.

Hawke, sette yaşanan bir anı da paylaştı:

Bir sahnede doğaçlama yapıyordu; set kahkahalara boğuluyor, ona övgüler yağdırılıyordu. Ama sonra su ya da bir simit almaya gittiğimde onu bir köşede saklanırken gördüm. Karanlıkta, tek başınaydı. O zaman 'Tamam' dedim, 'Şimdi daha iyi anlıyorum.' Çok fazlaydı. Onu yıpratıyordu.

Williams, Ölü Ozanlar Derneği'nde katı kurallarıyla bilinen bir yatılı okulda genç öğrencilerini hayallerinin peşinden gitmeleri için cesaretlendiren İngilizce öğretmeni John Keating rolündeydi. Öğrencileri ise Hawke, Josh Charles ve Robert Sean Leonard gibi isimler canlandırmıştı.

Hawke, filmdeki ilişki dinamiğinin hayatında da karşılık bulduğunu ve Williams'ın zamanla kendisi için gerçek bir mentor haline geldiğini daha önce Vanity Fair'a verdiği bir röportajda anlatmıştı:

Robin Williams senaryoya bağlı kalmazdı. Bunu yapabileceğini bilmiyordum. Aklına bir fikir geldiğinde hemen denerdi. İzin falan istemezdi. Ve bu benim için yepyeni bir kapı araladı; oyunculuğun böyle bir oyun alanına dönüşebileceğini öğrendim.

CBS Sunday Morning'e konuşan Hawke, filmi bugün izlediğinde neler hissettiğini şöyle anlattı:

O günlerde tanıdığım adamın ruhunu düşünüyorum; ne kadar güçlü olduğunu... Ve kendi zihninin fırtınasına rağmen bizim için, başkaları için nasıl ayakta durduğunu. Ona büyük bir hayranlık duyuyorum.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline, Vanity Fair, CBS Sunday Morning


Söylentilere son nokta kondu: Alien ve Predator yeniden buluşacak mı?

Yaratık (Alien) evreninin uzantısı niteliğindeki Alien: Earth, insan-robot melezi Wendy'ye hayat veren Sydney Chandler'ı başrole taşıyor (FX)
Yaratık (Alien) evreninin uzantısı niteliğindeki Alien: Earth, insan-robot melezi Wendy'ye hayat veren Sydney Chandler'ı başrole taşıyor (FX)
TT

Söylentilere son nokta kondu: Alien ve Predator yeniden buluşacak mı?

Yaratık (Alien) evreninin uzantısı niteliğindeki Alien: Earth, insan-robot melezi Wendy'ye hayat veren Sydney Chandler'ı başrole taşıyor (FX)
Yaratık (Alien) evreninin uzantısı niteliğindeki Alien: Earth, insan-robot melezi Wendy'ye hayat veren Sydney Chandler'ı başrole taşıyor (FX)

Noah Hawley'nin büyüleyici yeni bilimkurgu-korku dizisi Alien: Earth, Yaratık (Alien) evreninin mitolojisine getirilen en şaşırtıcı yorumlardan biri olarak öne çıkıyor. Peki Hawley, iki evreni bir araya getiren Alien Predator'e Karşı (Alien vs. Predator / AVP) tarzı bir buluşmaya kapı aralayacak mı?

Fargo ve Legion'la modern televizyonun ustalarından biri kabul edilen Hawley, FX dizisinde iki evrenin buluşmasına yönelik söylentileri sonunda yanıtladı. 

Bu söylentiler, Predator serisinin son filmi Predator: Vahşi Topraklar'da (Predator: Badlands) yer alan bir Yaratık göndermesinin ardından iyice alevlenmişti.

Hawley; Jason Bateman, Sean Hayes ve Will Arnett'in sunduğu SmartLess podcast'inde soruya şöyle yanıt verdi:

Hayır, sanmıyorum; en azından dizi için böyle bir plan geçerli değil. Prey'i ve Vahşi Topraklar'ı çeken Dan Trachtenberg, Predator serisinde harika bir iş çıkarıyor. Kendi yol haritasını açıkça ortaya koymuş durumda.

58 yaşındaki Hawley ayrıca, "Dan'le tanıştım" diyerek şu ifadeleri ekledi: 

O kulvarda herhangi bir ortak çalışma yürütmüyoruz, dolayısıyla böyle bir evren kesişmesi şu an planlarım arasında değil.

Bilimkurgu evrenleri ilk kez 1989 tarihli bir Yaratık çizgi romanında kesişmişti. Bir yıl sonra 1990 yapımı Av 2 (Predator 2), kısa ama akılda kalıcı bir sahnede bir xenomorph kafatası göstererek bu bağlantıyı sinemaya taşımıştı. 

Bu kameonun ardından iki uzun metraj ortak evren filmi gelmişti: 2004 yapımı Alien Predator'e Karşı ve onun 2007 tarihli devamı Aliens vs. Predator: Requiem.

Kısacası, Alien: Earth kendi yolunda ilerlerken Hawley, Yaratık evrenini gelecekte genişletmek yerine derinleştirmeyi tercih ettiğini net biçimde ortaya koyuyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline, SmartLess