Seinfeld'in George'undan meşhur diziyle ilgili söylentilere yanıt

Jerry Seinfeld, 25 yıl önceki tartışmalı finali içeren yeni bir projenin yolda olabileceğini duyurmuştu

İlk bölümü 5 Temmuz 1989'da NBC'de gösterilen dizi, 14 Mayıs 1998'de ekranlara gelen finalle sona ermişti (NBC)
İlk bölümü 5 Temmuz 1989'da NBC'de gösterilen dizi, 14 Mayıs 1998'de ekranlara gelen finalle sona ermişti (NBC)
TT

Seinfeld'in George'undan meşhur diziyle ilgili söylentilere yanıt

İlk bölümü 5 Temmuz 1989'da NBC'de gösterilen dizi, 14 Mayıs 1998'de ekranlara gelen finalle sona ermişti (NBC)
İlk bölümü 5 Temmuz 1989'da NBC'de gösterilen dizi, 14 Mayıs 1998'de ekranlara gelen finalle sona ermişti (NBC)

Popüler sitcom Seinfeld'de George Costanza karakterini canlandıran Jason Alexander, dizinin yeniden başlayabileceği söylentilerine şaşkınlıkla yanıt verdi. 

1989'dan 1998'e kadar ekranlara gelen durum komedisi, Jerry Seinfeld'in kurgulanmış bir versiyonunun, arkadaşları George, Elaine ve Kramer'la maceralarını anlatıyordu. 

Tartışmalı finalin üstünden 25 yıl geçti

7 Ekim'de, tartışmalı dizi finalinden tam 25 yıl sonra, dizinin ortak yaratıcısı ve başrol oyuncusu Jerry Seinfeld, bir stand-up gösterisinin soru-cevap bölümünde gizli bir Seinfeld projesinin yolda olduğunu söylemişti. 

69 yaşındaki Seinfeld, fazla ayrıntı vermeyerek şöyle demişti:

Bu sonla ilgili bir şeyler olacak. Ve tam da sizin düşündüğünüz şeyi Larry ve ben de düşünüyoruz. Yani göreceksiniz... Göreceksiniz.

1998 tarihli final bölümünde izleyiciler Jerry, Elaine, George ve Kramer'ın hapse girmeleri karşısında şaşkına dönmüştü.

Extra'ya röportaj veren Jason Alexander, diziyle ilgili yeni bir proje olduğu söylentilerine tepki gösterdi. 

64 yaşındaki aktör, Kramer'ı canlandıran Michael Richards'la bu konuda hiçbir şey bilmediklerini doğruladı. 

"Bu söylentinin tek bir nedeni var" diyerek söze başlayan komedyen, şöyle devam etti:

Görünüşe göre, bir stand-up gösterisinin sonunda Jerry, 'Larry David ve ben bir şeyler düşünüyoruz' demiş. Aferin sana. Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.

Kimsenin onu aramadığını söyleyen oyuncu açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Görünüşe bakılırsa George'a ihtiyaçları yok ve Elaine'e de ihtiyaçları olmayabilir çünkü Julia Louis-Dreyfus da bir şey bilmiyor. Geçen gün Michael Richards'la konuştum ve onun da bu konuda bir şey bildiğini sanmıyorum.

Dizide 9 sezon boyunca Elaine Benes'i canlandıran Julia Louis-Dreyfus da Guardian'a verdiği röportajda, Seinfeld ve Larry David'den olası bir proje hakkında hiçbir şey duymadığını açıklamıştı:

Neden bahsettiğini bilmiyorum.

Independent Türkçe



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe