Taylor Swift sahneye eşya fırlatan hayranlara beklenmedik bir tepki verdi

Şarkıcı-söz yazarı Buenos Aires konseri sırasında tavır takındı

(AP)
(AP)
TT

Taylor Swift sahneye eşya fırlatan hayranlara beklenmedik bir tepki verdi

(AP)
(AP)

Arjantin'deki konserine beklenmedik bir ara veren Taylor Swift, dansçılarının eşyalar yüzünden kayıp kendilerini yaralamasından korktuğu için hayranlarından sahneye hediye atmamalarını istedi.

Geçen hafta Grammy adaylığı sayısında rekor kıran şarkıcı-söz yazarı halihazırda Eras (Dönemler) turnesinin Güney Amerika ayağında.

Swift, 12 Kasım Pazar günü Arjantin'in Buenos Aires kentinde gerçekleştirdiği üçüncü konserinde kalabalıktan fırlatılan, peluş hayvan olduğu düşünülen bir nesnenin sahneye düşmesi üzerine seyircilerine seslendi.

"Lavender Haze" şarkısıyla tanınan sanatçı, yosunlarla süslenmiş bir piyano çalarken "İletişim nazik, sağlıklı sınırlara sahip olmak anlamına geldiği için, sahneye bir şeyler atılması beni gerçekten korkutuyor" diye söze başladı.

Çünkü eğer sahnedeyse, bir dansçı ona takılıp düşebilir.

Swift, "Hediye almanızı seviyorum ve bu çok güzel ama lütfen onları sahneye atmayın" diye devam etti ve kısa konuşmasını şöyle bitirdi: 

Sizi çok seviyorum.

Bunun üzerine sosyal medyadaki izleyiciler Swift'in hayranlarının duygularını incitmeden onlarla arasına sınır koyma inceliğini övdü. X/Twitter'daki bir gönderide "İşte hayranlarla böyle iletişim kurulur. Çok klas bir davranış" yazıldı.

Taylor çok kibar bir şekilde kalabalıktan sahneye bir şeyler fırlatmamalarını istiyor

Bu olay, bir dizi sanatçının önceki aylarda konserlerinde seyircilerden gelen "hediyelerden" kaçmasının ardından geliyor. 

Özellikle, haziranda New York'ta sahne aldığı sırada Bebe Rexha'ya atılan bir telefonun gözüne isabet etmesi üzerine kendisine dikiş atılması gerekmişti.

Bir müddet sonra country yıldızı Kelsea Ballerini, Idaho eyaletinin Boise kentindeki konseri sırasında hayranlarının attığı bir cismin yüzüne isabet etmesi sonucu kısa süreliğine sahneden inip kendini toparlamak zorunda kalmıştı.

Ballerini kalabalığa şunları söylemişti: 

Sadece ne olduğu hakkında konuşabilir miyiz? Tek önemsediğim şey herkesi güvende tutmak. Eğer kendinizi güvende hissetmiyorsanız, lütfen etrafınızdaki birilerine bunu bildirin. Eğer birisi çok fazla ittiriyorsa ya da içinizden bir ses bunu söylüyorsa, her zaman işaret edin. Bir şeyleri fırlatmayın. Anlıyor musunuz?

Aynı ayın ilerleyen günlerinde Pink, British Summer Time festivali için Hyde Park'ta verdiği konser sırasında bir hayranının annesinin küllerini sahneye atması üzerine şaşkına dönmüştü.

Pink, o seyirciye "Bu senin annen mi?" diye sormuştu. Seyirci görünüşe göre bunu doğrulayınca şarkıcı şöyle demişti:

Bu konuda ne hissettiğimi bilmiyorum.

Ardından, temmuzda Cardi B'ye bir performans sırasında kalabalıktan bir içecek atılmıştı ve o da buna, mikrofonunu içecek fırlatan kişiye fırlatarak karşılık vermişti.

Independent Türkçe



Sık sık kabus görenler hızlı yaşlanıp daha erken ölüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Sık sık kabus görenler hızlı yaşlanıp daha erken ölüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre sık kabus görmek erken yaşlanmayla bağlantılı ve erken ölüm riskini artırıyor.

Araştırmacılar, her hafta kabus gördüğünü söyleyen yetişkinlerin, nadiren veya hiç kabus görmeyenlere kıyasla 70 yaşından önce ölme riskinin üç kattan daha yüksek olduğunu buldu.

Araştırma, kabusların sigara içme, obezite, kötü beslenme ve düşük fiziksel aktiviteye kıyasla "erken ölümün daha güçlü bir göstergesi" olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, bu bulguların "halk sağlığı sorunu" olarak değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulunurken, kişilerin stres yönetimiyle kabusları azaltabileceğini belirtti.

Birleşik Krallık Demans Araştırma Enstitüsü ve Imperial College London'dan Dr. Abidemi Otaiku liderliğindeki ekip, 19 yıl boyunca 8 ila 10 yaşındaki 2 bin 429 çocuk ve 26 ila 86 yaşındaki 183 bin 12 yetişkinin verilerini analiz etti.

Bu ay Avrupa Nöroloji Akademisi Kongresi'nde sunulan araştırma, kabusların uykunun hem kalitesini hem de süresini düşürdüğünü, bunun da vücudun geceleri hücreleri yenileme ve onarma yeteneğini zayıflattığını ortaya koydu.

Kronik stres ve uyku bozukluğunun birleşik etkileri, hücrelerimizin ve vücudumuzun hızla yaşlanmasına katkıda bulunabilir.

Dr. Otaiku, "Uyuyan beynimiz rüyaları gerçeklikten ayırt edemiyor. Bu yüzden kabuslar genellikle bizi ter içinde, nefes nefese ve kalp çarpıntısıyla uyandırıyor. Çünkü savaş ya da kaç tepkimiz tetikleniyor. Bu stres tepkisi, uyanıkken karşılaştığımız durumlardan bile daha yoğun olabilir" dedi.

Kabuslar, hücrelerin daha hızlı yaşlanmasına yakından bağlı bir stres hormonu olan kortizolün uzun süreli yükselmesine yol açıyor. Sık sık kabus görenler için bu birikmiş stres, yaşlanma sürecini önemli ölçüde etkileyebilir. Kabusların ne kadar yaygın ve müdahale edilebilir olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bir halk sağlığı sorunu olarak daha fazla ciddiyetle ele alınmaları gerekiyor.

Araştırmacılar, sık sık kabus gören çocukların ve yetişkinlerin daha hızlı yaşlandığını da buldu. Bu, erken ölüm riski daha yüksek olanların yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyordu.

Dr. Otaiku bunun, diğer sağlık sorunları da hesaba katılsa bile kabusların daha hızlı biyolojik yaşlanma ve daha erken ölüm riskini öngörebildiğini gösteren ilk çalışma olduğunu söyledi.

Ayda bir kez kabus görenler bile kabus görmeyenlere kıyasla daha hızlı yaşlanma ve daha yüksek ölüm riskiyle bağlantılıydı. Bu bağlantı, tüm yaş grupları, cinsiyetler, etnik kökenler ve ruh sağlığı durumlarında vardı.

Dr. Otaiku, "İyi haber, kabusların önlenebilir ve tedavi edilebilir olması" dedi.

İyi bir uyku hijyeni sağlamak, stresi yönetmek, anksiyete veya depresyon için tedavi görmek ve korku filmi izlememek gibi basit önlemlerin kabusları azaltmada etkili olabileceğini söyledi.

Independent Türkçe