The Crown'ın yıldızı Prenses Diana'nın son sahnelerini anlattı

"Hiçbir şey sizi hazırlayamaz"

33 yaşındaki Avusturyalı aktris Elizabeth Debicki, dizinin 5. sezonundan beri Prenses Diana'yı canlandırıyor (Netflix)
33 yaşındaki Avusturyalı aktris Elizabeth Debicki, dizinin 5. sezonundan beri Prenses Diana'yı canlandırıyor (Netflix)
TT

The Crown'ın yıldızı Prenses Diana'nın son sahnelerini anlattı

33 yaşındaki Avusturyalı aktris Elizabeth Debicki, dizinin 5. sezonundan beri Prenses Diana'yı canlandırıyor (Netflix)
33 yaşındaki Avusturyalı aktris Elizabeth Debicki, dizinin 5. sezonundan beri Prenses Diana'yı canlandırıyor (Netflix)

The Crown'da Diana'yı canlandıran Elizabeth Debicki, dizinin Galler Prensesi'nin ölümünü de içerecek yeni sezonuyla ilgili konuştu. 

İlk olarak Kasım 2016'da Netflix'te gösterime giren tarihi drama dizisi, Kraliçe II. Elizabeth'in hayatını takip ediyor ve yaşamının farklı dönemlerini merkeze alıyor.

Diana'nın son günlerini anlatacak

Dizinin, Claire Foy ve Matt Smith gibi oyuncuların rol aldığı ilk sezonunda, Kraliçe Elizabeth'in Edinburgh Dükü Philip'le evliliği işlenirken, sonraki sezonlarda hükümdarın hayatının diğer yönleri ele alınmıştı.

Netflix, 2020'de dizinin 6. ve son sezonunu duyurmuş ve bu bölümün ağırlıklı olarak Prenses Diana'nın son günlerini ele alacağını belirtmişti.

Prenses Diana'yı canlandıran Emmy adayı oyuncu Debicki, Vanity Fair'e konuştu ve The Crown'ın 6. sezonunu çekmenin "epey garip" olduğunu söyledi.

Debicki ayrıca Diana ve Dodi'nin Ritz'deki güvenlik kamerası görüntülerinin kendisi de dahil olmak üzere pek çok kişinin bilinçaltına kazındığını ve bunları taklit etmeye çalışmanın özellikle tuhaf bir deneyim olduğunu ifade etti.

"Bu epey garip" diyerek söze başlayan 33 yaşındaki oyuncu şöyle dedi:

Diana ve Dodi'nin Ritz'de bir güvenlik kamerasından çekilen görüntüleri, ortak bilinçaltımıza kazınmış görüntüler. Bu yüzden kendinizi onları tekrarlarken bulmak çok garip bir deneyim. Bir oyuncu olarak hiçbir şey sizi duygusal sonuçların katmanlarına hazırlayamaz. Ben bunu çok yaşadım ve olmasına izin verdim. Mücadele etmedim.

Paris'teki kaza tasvir edilmeyecek

Gelecek sezonda, Paris'teki ünlü araba kazasının ekranda tasvir edilmeyeceği de doğrulandı.

Daha önce son sezonun iki bölümden oluşacağı açıklanmıştı. Dizi yapımcıları ele almak istedikleri hikâyelerin karmaşıklığının ve hassasiyetinin farklı bölümler gerektirdiğini ifade etmişti.

Final sezonunun 4 bölümden oluşan ilk kısmı 15 Kasım 2023'te gösterime girecek. 

Son 6 bölümü içeren ikinci kısmınsa bir ay sonra, 14 Aralık'ta ekrana gelmesi bekleniyor.

Independent Türkçe



Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor
TT

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Gen mutasyonu iltihaplı romatizma hastalığı için yeni bir tedavinin önünü açıyor

Kanada'daki York Üniversitesi Sağlık Fakültesi'nde yapılan devrim niteliğindeki bir keşif, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen ve zayıflatıcı bir otoimmün hastalık olan iltihaplı romatizma (romatoid artrit) tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olabilir.

İltihaplı romatizma bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu eklemlerde oluşan kronik sertlik, şişlik ve ağrı olarak tanımlanır. Hastalık zamanla eklemlerde, kıkırdakta ve kemiklerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açarak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilir. Mevcut tedaviler genellikle steroidler gibi geniş spektrumlu İmmünsüpresyonlar (bağışıklık sisteminin aktivasyonunun veya etkinliğinin azalması) veya spesifik sitokinleri (hücrelerin birbirleriyle iletişimini sağlayan protein ve peptidlerin bir grubu) hedef alan biyolojik ilaçları içeriyor. Ancak bu yaklaşımlar genellikle etkinliğini yitirirken enfeksiyonlara yatkınlığın artması ve diğer ciddi yan etkiler gibi riskler taşıyor.

Umut verici sonuçlar

Kanada York Üniversitesi Kinesiyoloji ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Araştırma Başkanı Doç. Dr. Ali Abdussettar liderliğinde yürütülen ve geçtiğimiz mart ayında Journal of Autoimmunity dergisin yayımlanan çalışmada araştırmacılar ‘TRAF1’ proteininin bağışıklık düzenlemesindeki rolünü incelemek için gelişmiş bir gen düzenleme tekniği kullandılar. Araştırma ekibi, TRAF1 proteini üzerindeki valin 196 (V196) bölgesindeki tek bir mutasyonun farelerde enflamasyonu önemli ölçüde azaltabileceğini keşfetti. Çünkü bu mutasyon aşırı duyarlı bir bağışıklık sisteminin sürdürülmesi için kritik olan moleküler bir etkileşimi bozuyor. Bu da normalde aşırı iltihaplanmaya neden olan olaylar zincirini etkili bir şekilde durduruyor. İltihaplı romatizma, günlük yaşamın birçok yönünü etkileyebilen yaygın bir sağlık sorunudur ve bu hastalığın tedavisinde mevcut tedavilerin sınırlı etkinliğine bağlı olarak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Bu çalışmada, İltihaplı romatizma ve diğer inflamatuar (iltihaplı) hastalıklar için daha etkili tedavilerin önünü açabilecek bir keşif yapıldı.

TRAF1, bağışıklık sistemindeki ikili rolüyle biliniyor. TRAF1, gen bazı bağlamlarda inflamatuar sinyalleri güçlendirirken, diğerlerinde bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini önlemek için bir fren görevi görür. Bu ikili görev, TRAF1'i şimdiye kadar tedavi edici müdahale için zor bir hedef haline getiriyordu.

Çalışma, mutasyonun TRAF1'in başka bir proteinle etkileşimi üzerindeki etkisini belirleyerek, inflamatuar sinyallerin nasıl daha hassas bir şekilde modüle edilebileceğine dair yeni bilgiler sağladı. Bu mutasyon, aşırı iltihaplanmaya neden olan moleküler olaylar dizisini etkili bir şekilde durduruyor. Bu hedefe yönelik yaklaşım sadece iltihaplı romatizma semptomlarını hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda hastalığa yol açan bozuk mekanizmaları da ele alarak mevcut tedavi seçeneklerine iyi yanıt vermeyen hastalara umut veriyor.

Bu çalışma, bağışıklık sisteminin düzenlemesi ve bunun iltihaplı hastalıklar üzerindeki etkilerini anlamamızda büyük bir sıçrama olarak görülüyor. Araştırma ekibi, gen düzenleme teknolojisinin gücünden yararlanarak, önemli moleküler etkileşimlerin değiştirilebileceğini göstermiş ve daha hassas tedavi edici stratejilerin geliştirilmesinin önünü açmıştır.

Yeni tedavi yöntemleri

Bu bulgular farelere ve insanlara başarıyla uygulanabilirse, sonuçları çok derin olabilir. Bu yeni keşif temelinde gelecekte üretilecek ilaçlar, iltihaplı romatizma için daha uygun bir tedavi sağlayabilir. Potansiyel olarak geniş spektrumlu immünosupresanlara olan bağımlılığı azaltabilir ve enfeksiyon ve kanser gibi yan etkilerin oluşma riskini en aza indirebilir. Araştırmanın ortaya koyduğu ilkeler diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde de uygulanabilir ve bağışıklık sisteminin önemli bir faktör olduğu hastalıkların tedavisi için yeni yollar açabilir.

Bu keşif, araştırma ekibinin yenilikçi ruhunun da bir kanıtı olurken genetik araştırmaların modern tıptaki önemli rolünü de ortaya koyuyor. Çalışmalar ve klinik deneyler ilerledikçe, iltihaplı romatizma hastaları yakında sadece semptomları hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda inflamasyonun temel nedenlerini de hedef alan tedavilere erişebilecekler. Araştırma ekibi, doktorlar ve hastalar, iltihaplı romatizma tedavisini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyan bu öncü çalışmayı laboratuvardan klinik uygulamaya geçerken yakından takip ediyor.

Dünya genelinde iltihaplı romatizma hastası 18 milyon insanın birçoğu her gün ağrı çekiyor ve bazı sakatlıklar yaşıyor. Bu keşif, tedavilerin daha etkili ve daha hafif olduğu bir gelecek için umut veriyor.

Araştırma ilerledikçe, ekibin çalışmaları, yeniliğe büyük ihtiyaç duyulan bir alanda devrim niteliğinde tedaviler keşfetmek için genetik içgörülerin gücünü vurguluyor. Bu keşif, bilimin vaat ettiğinden daha fazlasını, kronik hastalıklardan kurtarılmış yaşamların olabileceğine dair bir vizyon sunuyor.