Gladyatör'ün yönetmeninden 23 yıl sonra şaşırtan açıklama

Ridley Scott, Russell Crowe'un Maximus'u ve kötü karakter Commodus arasındaki benzerliğe dikkat çekti

5 Mayıs 2000'de gösterime giren 155 dakikalık Gladyatör, 103 milyonluk bütçesine karşılık 503 milyon dolar hasılat yapmıştı (Universal)
5 Mayıs 2000'de gösterime giren 155 dakikalık Gladyatör, 103 milyonluk bütçesine karşılık 503 milyon dolar hasılat yapmıştı (Universal)
TT

Gladyatör'ün yönetmeninden 23 yıl sonra şaşırtan açıklama

5 Mayıs 2000'de gösterime giren 155 dakikalık Gladyatör, 103 milyonluk bütçesine karşılık 503 milyon dolar hasılat yapmıştı (Universal)
5 Mayıs 2000'de gösterime giren 155 dakikalık Gladyatör, 103 milyonluk bütçesine karşılık 503 milyon dolar hasılat yapmıştı (Universal)

Gladyatör'ün (Gladiator) yönetmeni Ridley Scott, filmin gösterime girmesinden 23 yıl sonra, Joaquin Phoenix'in canlandırdığı kötü karakter Commodus'a çok farklı bir bakış açısıyla yaklaştığını açıkladı. 

Phoenix'e 73. Akademi Ödülleri'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylığı kazandıran Gladyatör, ünlü aktörle Scott'ın ilk işbirliği oldu. 

Son filmi Napolyon'da da başrolde oynattı 

85 yaşındaki yönetmen, Phoenix'i son tarihi destanı Napolyon'da (Napoleon) da başrolde oynattı.

İkilinin ilk işbirliğinde Phoenix, Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un iktidarı ele geçirmek için babasını öldüren güce aç oğlunu canlandırmıştı.

Scott, Deadline'a verdiği son röportajda, acımasız ve sosyopat bir despot olarak tasvir edilen karakteri çok farklı bir şekilde ele aldı.

Usta yönetmen, Russell Crowe'un Maximus'u gibi, Commodus'un da bir kurban olduğunu, babası tarafından ihanete uğrayıp terk edildiğini söyledi.

Scott ayrıca, Commodus'un eylemlerinin babasının yanlışlarının bir sonucu olduğunu açıklarken, Phoenix'in karakterinin aslında "en sempatik karakter" olduğunu öne sürdü.

Gladyatör'de Commodus'u en sempatik karakter olarak gördüm. İhmalin bir ürünüydü, taptığı bir baba tarafından tamamen ihmal edilmişti. Sonunda babası şöyle diyordu: 'Seni daha da ihmal edeceğim. Roma'nın prensi olamayacaksın'.

"Ölümcül bir şey"

Scott, yaşlı babanın çocuğunun önünde diz çökerek af dilediği sahneyle ilgili de konuştu:

Bu ölümcül bir şeydir çünkü çocuk babasının böyle bir şey yaptığını daha önce hiç görmemiştir. Bu yüzden onu boğar. O andan itibaren Joaquin'in film boyunca en sempatik kişi olduğunu düşündüm. Yaptığı şey ve ardından gelenler, bunun sonucunda ortaya çıkan şey babası tarafından yaratılmıştı.

"Tamamen ihmalin ürünü"

Commodus'un ihmal edilmiş bir evlat olduğunu söyleyen yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tamamen ihmalin ürünüydü. Ve sonra 'Yerime sen geçemezsin ve işte benim yerimi alacak kişi' denmesi? Bu kafaya inen bir tokattan daha fazlası. Korkunç bir şey.

Britanyalı yönetmen açıklamasını, hem Maximus hem de Commodus'un kurban olduğunu söyleyerek tamamladı.

İlk Gladyatör'de yaşananlardan onlarca yıl sonra geçecek devam filminde, ne Russell Crowe'un Maximus'u ne de Phoenix'in Commodus'u yer alacak. 

Hikaye, Commodus'un artık yetişkin bir adam olan yeğeni Lucius'a odaklanacak. Lucius'ı, Oscar adayı aktör Paul Mescal canlandıracak.

Independent Türkçe



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism