Skolyozu olan köpekbalığı, sörfçülerle birlikte yüzerken görüntülendi

"Sadece 'İyi günler' demek istiyor"

Gri hemşire köpekbalıkları çoğunlukla balık, kalamar, ahtapot, yengeç ve ıstakozla beslenmeyi tercih ediyor (Unsplash)
Gri hemşire köpekbalıkları çoğunlukla balık, kalamar, ahtapot, yengeç ve ıstakozla beslenmeyi tercih ediyor (Unsplash)
TT

Skolyozu olan köpekbalığı, sörfçülerle birlikte yüzerken görüntülendi

Gri hemşire köpekbalıkları çoğunlukla balık, kalamar, ahtapot, yengeç ve ıstakozla beslenmeyi tercih ediyor (Unsplash)
Gri hemşire köpekbalıkları çoğunlukla balık, kalamar, ahtapot, yengeç ve ıstakozla beslenmeyi tercih ediyor (Unsplash)

Avustralya Sidney'de bir sörfçünün, skolyozu olan gri hemşire köpekbalığıyla yakınlaşması kayıt altına alındı.

Drone Shark App'den paylaşılan videoda, Bondi Plajı'ndaki denizde köpekbalığının yüzücülerin ve sörfçülerin altında sakin bir şekilde dolandığı görülüyor. 

Cumartesi günü çekilen görüntüleri kayıt altına alan Jason Iggleden, "Kimse orada bir köpekbalığının olduğunun farkında değildi" ifadelerini kullandı.

Videoda hemşire köpekbalığını fark eden sörfçünün daha sonra bacaklarını tahtasının üstüne doğru çektiği görülüyor. 

Tanıdık bir yüz

Her gün bölgede drone ile çekim yapan Iggleden, kayıt altına aldığı köpekbalığının tanıdık olduğunu söyledi.

Köpekbalığının adının Nelly olduğunu belirten Iggleden, onun en az 5 yıldır bu sahillerde yaşadığını aktardı.

Skolyozdan mustarip olduğu düşünülen Nelly'nin kavisli omurgası, onun aynı türdeki diğer canlılara göre daha küçük ve tanınır olmasını sağlıyor.

Nelly'nin boyunun 5 yıldır 1,7 metre uzunluğunda kaldığını belirten Iggleden, diğer türlerin 2,5 metreye kadar çıkabildiğini söyledi. 

Bilimsel adı carcharias taurus olan gri hemşire köpekbalıkları, Atlantik, Hint ve Batı Pasifik Okyanusları'nda görülüyor. 

Avustralya Müzesi'ne göre gri hemşire köpekbalıkları, sivri burunları ve dişlerine rağmen insanlar için tehlikeli sayılmayan bir tür.

Fakat yine de yetkililer, bu canlıları kışkırtmamak gerektiğini belirterek uyarıyor.

Kameraman Iggleden, "Çekim yaptığım 5 yıl boyunca bu türün insanlara karşı hiçbir zaman saldırdığını görmedim" dedi.

Genellikle köpekbalıklarının sörfçüleri endişelendirdiğini söyleyen Iggleden, Nelly'nin sadece "iyi günler" demek istediğini dile getirdi.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature