Filistin'e destek verince kovulmuştu: Yıldız oyuncu sessizliğini bozdu

Rol arkadaşı Jenna Ortega da Çığlık 7'de rol almayacak

Yönetmen Christopher Landon, başrol oyuncusu kovulunca "Her şey berbat. Bağırmayı bırakın. Bu benim verdiğim bir karar değildi" açıklamasında bulunmuştu (Paramount Pictures)
Yönetmen Christopher Landon, başrol oyuncusu kovulunca "Her şey berbat. Bağırmayı bırakın. Bu benim verdiğim bir karar değildi" açıklamasında bulunmuştu (Paramount Pictures)
TT

Filistin'e destek verince kovulmuştu: Yıldız oyuncu sessizliğini bozdu

Yönetmen Christopher Landon, başrol oyuncusu kovulunca "Her şey berbat. Bağırmayı bırakın. Bu benim verdiğim bir karar değildi" açıklamasında bulunmuştu (Paramount Pictures)
Yönetmen Christopher Landon, başrol oyuncusu kovulunca "Her şey berbat. Bağırmayı bırakın. Bu benim verdiğim bir karar değildi" açıklamasında bulunmuştu (Paramount Pictures)

Gazze Savaşı'yla ilgili paylaşımlarının ardından Çığlık 7'den (Scream 7) kovulan Melissa Barrera, sessizliğini bozdu. 

Meşhur korku serisinin son iki filminin başrolündeki Barrera, Filistin'e destek veren paylaşımlar yaptıktan sonra yapım şirketi Spyglass Media Group tarafından "antisemitik" diye nitelendirilmişti.  

Sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda yaşananları "soykırım" diye adlandıran yıldız, yaklaşan devam filminden aniden kovulmuştu. 

Yeni filmde Jenna Ortega da olmayacak 

Çığlık 7, filmde Barrera'nın kardeşini canlandıran genç yıldız Jenna Ortega'nın da geri dönmeyeceği haberiyle bir darbe daha aldı. 

Deadline'ın aktardığına göre Ortega'nın filmde rol almama sebebininse rol arkadaşıyla ilgili olmadığı, Netflix'in sevilen dizisi Wednesday'in çekim programı olduğu ileri sürüldü.

Hollywood Reporter'a göre kaynaklar, Ortega'nın temsilcilerinin Spyglass'ı oyuncuların grevinden önce bilgilendirdiğini iddia ediyor. 

Birçok kaynaksa, Hollywood'un en büyük genç isimlerinden biri olan aktrisin ya anlaşması olmadığını ya da film şirketinden çok fazla para istediğini söylüyor.

"Antisemitizmi ve İslamofobiyi kınıyorum"

Haberlerin ortaya çıkmasından bir gün sonra Barrera, sessizliğini bozarak Instagram hikayesinde bir açıklama paylaştı.

Oyuncu, Spyglass veya Çığlık 7'den doğrudan bahsetmemekle birlikte, Filistin'e desteğini sürdürerek "Sessizlik benim için bir seçenek değil" dedi.

Meksikalı oyuncu sözlerine, "Her şeyden önce antisemitizmi ve İslamofobiyi kınıyorum. Herhangi bir insan grubuna karşı her türlü nefret ve önyargıyı kınıyorum" diyerek başladı ve şöyle devam etti:

Bir Latin, gururlu bir Meksikalı olarak, bana sesimi duyurma ayrıcalığı sağlayan bir platforma sahip olmanın sorumluluğunu hissediyorum ve bu nedenle bunu önemsediğim konularda farkındalık yaratmak ve ihtiyacı olanlara sesimi duyurmak için kullanmaya çalıştım.

"Sessizlik benim için bir seçenek değil"

"Bu dünyadaki her insanın, din, ırk, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim veya sosyo-ekonomik statüsü ne olursa olsun eşit insan haklarını, saygınlığı ve elbette özgürlüğü hak ettiğini" söyleyen 33 yaşındaki oyuncu, "Daha fazla ölüm olmaması, daha fazla şiddet olmaması ve barış içinde bir arada yaşamamız için gece gündüz dua ediyorum" diyerek ekledi:

En çok ihtiyacı olanlar için konuşmaya, barış ve güvenliği, insan hakları ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğim.

Melissa Barrera, açıklamasını şöyle bitirdi:

Sessizlik benim için bir seçenek değil.

Barrera, kovulmadan önce "Gazze'nin toplama kampı gibi muamele gördüğünü" söylemişti.

Seriye geçen yıl dahil oldu

Seriye 2022 yapımı Çığlık 5'le dahil olan Barrera, yeni bir "Ghostface" katilinin, kız kardeşi Tara'yı hedef almasıyla Woodsboro'ya geri dönen Sam Carpenter karakterini canlandırmıştı. 

Christopher Landon'ın yöneteceği Çığlık 7'de, Sam ve Tara'nın bir başka maskeli katille mücadele edeceği varsayılıyordu. 

Ancak hem Barrera hem de Ortega'nın seriden ayrılmasıyla, gelecek filmin neye benzeyeceği büyük bir muamma. 

İzleyicilerin Barrera'nın kovulmasına nasıl tepki vereceği de merakla bekleniyor. 

Tepkilerin Spyglass'ı rotasını değiştirmeye zorlayıp zorlamayacağını zaman gösterecek ancak açıklamasında bir kez daha Filistin'e destek veren Barrera'nın duruşunu değiştirmediği ortada. 

Öte yandan Çığlık serisi 7. filmiyle birlikte gişede 1 milyar dolar sınırını aşmaya hazırlanıyor. 6 filmle birlikte bu rakam 911 milyon dolara ulaşmıştı.

Independent Türkçe



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature