Dostlarını alkol ve uyuşturucuya kurban veren Ozzy Osbourne kendini sorguluyor

74 yaşındaki ünlü rock yıldızı, sağlık sorunlarıyla boğuşuyor

Ozzy Osbourne geçmişte madde bağımlılığıyla mücadele ettiğini pek çok kez dile getirmişti (AFP)
Ozzy Osbourne geçmişte madde bağımlılığıyla mücadele ettiğini pek çok kez dile getirmişti (AFP)
TT

Dostlarını alkol ve uyuşturucuya kurban veren Ozzy Osbourne kendini sorguluyor

Ozzy Osbourne geçmişte madde bağımlılığıyla mücadele ettiğini pek çok kez dile getirmişti (AFP)
Ozzy Osbourne geçmişte madde bağımlılığıyla mücadele ettiğini pek çok kez dile getirmişti (AFP)

Efsanevi rock yıldızı Ozzy Osbourne, yıllarca mücadele ettiği uyuşturucu ve alkol bağımlılığının ardından neden hâlâ hayatta olduğunu sorguladığını dile getirdi. 

Britanyalı rock grubu Black Sabbath'ın eski solisti Ozzy Osbourne, Rolling Stone dergisinin Birleşik Krallık İkonu Ödülü'ne layık görüldü.

Londra'daki Camden Roundhouse'da perşembe gecesi düzenlenen törene hastalığı nedeniyle katılamayan sanatçının ödülünü, eşi Sharon Osbourne aldı.

Ödül töreni öncesinde 74 yaşındaki Osbourne, Rolling Stone dergisinin Birleşik Krallık edisyonuna konuştu.

Osbourne, metal grubu Motörhead'in yıldızı Lemmy Kilmister ve 1980'li yıllarda birlikte çalıştığı UFO'nun basçısı Pete Way'in de aralarında olduğu arkadaşlarından daha uzun yaşama konusundaki hislerini paylaştı.

Son dönemde hayatı hakkında bol bol düşünme fırsatı elde ettiğini söyleyen Osbourne, "İçki içen tüm dostlarımın öldüğünü fark ettim" dedi.

Osbourne, sözlerini şöyle sürdürdü:

Onların çoğundan önce ölmüş olmalıydım. Neden hayatta kalan son kişi benim? Bazen aynaya bakıyorum ve 'Bunu neden yaptın?' diyorum. Bin defa ölmeliydim. Tanrı bilir kaç defa midemi yıkattım.

Başarılı müzik kariyeri boyunca 100 milyondan fazla albüm satan Osbourne'a 2003'te Parkinson teşhisi konulmuş, aynı yıl geçirdiği ATV kazasında sırtına metal çubuklar yerleştirilmişti.

Fakat hayatındaki en sıkıntılı dönemin sırtındaki metallerin yerinden çıkmasına neden olan 2019'daki kazanın ardından başladığını belirten Osbourne, "İkinci ameliyat büyük oranda ters gitti ve beni neredeyse sakat bıraktı" dedi.

"İkinci ve üçüncü ameliyattan sonra ayağa kalkacağımı düşünüyordum ama sonuncusunda omurgama bir çubuk sapladılar" diyen Osbourne, daha sonra da o bölgede bir tümör bulunduğunu ve yeniden ameliyata alındığını söyledi.

Ödül töreninde konuşan 71 yaşındaki eşi, onun bir dizi zorlu ameliyatı atlattığını ancak neşesini hiçbir zaman kaybetmediğini dile getirdi.

Independent Türkçe



30 yıldır gözlemlenen "başarısız yıldızın" ikiz olduğu keşfedildi

İkili birbirine çok yakın olduğu için bugüne kadar tek bir cisim sanılıyordu (K. Miller/R. Hurt/Caltech/IPAC)
İkili birbirine çok yakın olduğu için bugüne kadar tek bir cisim sanılıyordu (K. Miller/R. Hurt/Caltech/IPAC)
TT

30 yıldır gözlemlenen "başarısız yıldızın" ikiz olduğu keşfedildi

İkili birbirine çok yakın olduğu için bugüne kadar tek bir cisim sanılıyordu (K. Miller/R. Hurt/Caltech/IPAC)
İkili birbirine çok yakın olduğu için bugüne kadar tek bir cisim sanılıyordu (K. Miller/R. Hurt/Caltech/IPAC)

Gökbilimcilerin yıllardır aşina olduğu kahverengi cücenin aslında iki cisim olduğu ortaya çıktı. Türünün ilk örneği olan ikili sistemin tespiti, yıllardır çözülmeyi bekleyen bir gizemi de aydınlattı.

1995'te keşfedilen Gliese 229B, bulunan ilk kahverengi cüceydi. "Başarısız yıldız" da denen bu cisimler, yıldızlar gibi gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucu oluşsa da çekirdeklerinde nükleer füzyonu tetikleyecek kütleye sahip değiller. 

Yaklaşık 19 ışık yılı uzaktaki bir yıldızın yörüngesinde dönen Gliese 229B'nin beklenenden çok daha sönük olması uzun zamandır gökbilimcilerin kafasını kurcalıyordu.

Gökcisminin aslında iki ayrı kahverengi cüce olduğu teorisi ortaya atılsa da bir türlü kanıtlanamamıştı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (16 Ekim) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, Şili'deki Çok Büyük Teleskop'u kullanarak bu teoriyi doğruladı. 

Gliese 229B'den yayılan ışığı inceleyen araştırmacılar, zıt yönlerde dönen iki ayrı kahverengi cüce olduğunu gördü. 

Gliese 229Ba ve Gliese 229Bb adı verilen cisimler, yaklaşık 6 milyon kilometre gibi çok yakın bir mesafeden birbirinin etrafında dönüyordu. Bu mesafe kulağa epey uzak gelse de 19 ışık yılı uzaklıktan bakıldığında, aslında cisimlerin ayırt edilmesini engelleyecek kadar yakın.

Daha önce kahverengi cüce çiftleri saptanmıştı ama bu ikili, çok daha yakın bir şekilde dönüyor. Birbirlerinin yörüngesi etrafındaki dönüşlerini 12 günde tamamlayan cisimlerden biri Jüpiter'in 38, diğeri de 34 katı kütleye sahip.

ABD'deki Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde (Caltech) doktora öğrencisi ve makalenin başyazarı Jerry Xuan, "Gliese 229B, örnek bir kahverengi cüce olarak kabul ediliyordu" diyerek ekliyor:

Artık bu cismin doğası hakkında başından beri yanıldığımızı öğrendik. Bir değil iki taneler.

Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden çalışmanın ortak yazarı Rebecca Oppenheimer ise bulgular hakkında "Evrenin ne kadar tuhaf olduğunu ve yıldız sistemlerinin bizimkinden ne kadar farklı olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullanıyor.

Gliese 229B ikilisinin nasıl meydana geldiği henüz net değil. Bilim insanları, onları oluşturan toz ve gaz bulutunun ikiye ayrılarak iki tane kahverengi cüce "tohumu" üretmiş olabileceğini düşünüyor.

Aralarında kütleçekimsel bir bağ oluşan bu tohumlar, bugün görülen cisimleri meydana getirmiş olabilir.

İlk kahverengi cücenin aslında ikiz olması, bu türden daha fazla çift olabileceği düşüncesini de akla getiriyor. 

Araştırmacılar bundan sonra birbirine çok yakın mesafeden dönen kahverengi cüce çiftlerini aramayı planlıyor. 

Caltech'ten Prof. Shri Kulkarni, yeni çalışma hakkında "Neredeyse 30 yıl sonra yeni bir gelişme olduğunu görmek çok güzel" diyor. Son araştırma ekibinde yer almayan ancak Gliese 229B'yi ilk keşfedenler arasında olan Prof. Kulkarni ekliyor: 

Bu ikili sistem insanı yine hayrete düşürüyor.

Independent Türkçe, Space.com, Associated Press, Nature