Korsanların 18. yüzyılda el koyduğu mektuplar ilk kez erişime açıldı

"Sana gönderdiğim 13 mektuba neden yanıt vermedin?"

Mektuplar, proje kapsamında yaklaşık 20 yıldır dijital ortama aktarılıyor (Prize Papers)
Mektuplar, proje kapsamında yaklaşık 20 yıldır dijital ortama aktarılıyor (Prize Papers)
TT

Korsanların 18. yüzyılda el koyduğu mektuplar ilk kez erişime açıldı

Mektuplar, proje kapsamında yaklaşık 20 yıldır dijital ortama aktarılıyor (Prize Papers)
Mektuplar, proje kapsamında yaklaşık 20 yıldır dijital ortama aktarılıyor (Prize Papers)

Britanyalı denizcilerin 18. yüzyılda ele geçirdiği İspanyol gemilerindeki mektuplar erişime açıldı.

Mektuplar, Britanyalı korsanların ve Büyük Britanya Krallığı'na bağlı donanma askerlerinin, Jenkins'in Kulağı Savaşı (1739-1748) ve Avusturya Veraset Savaşı'nda (1740-1748) el koyduğu İspanya Krallığı'na ait 130 gemide yer alıyordu.

Yazışmalar, Almanya'daki Oldenburg Üniversitesi ve Birleşik Krallık (BK) Ulusal Arşivi'nin ortak çalışmasıyla yürütülen Prize Papers adlı proje kapsamında ilk kez erişime açıldı. Mektuplarda, eşleri uzakta olan kadınların yaşadıkları zorlukları anlatılıyor.  

İspanya'daki Seville şehrinde yaşayan Francisca Muñoz'un, Meksika'ya giden denizci eşi Miguel Atocha'ya yazdığı 22 Ocak 1747 tarihli mektupta şu ifadeler yer alıyor: 

Sana gönderdiğim 13 mektuba neden yanıt alamadığımı bilmek istiyorum. Acaba orada bir mektup bile yazacak kağıt, kalem ya da mürekkep yok mu?

Muñoz, ayrıca oğullarının hasta olduğunu, kızlarının parasızlıktan başka kişilerin evlerinde hizmetkar olarak çalıştığını ve yaşadıkları geçim sıkıntılarını da eşine anlatıyor. 

BK'nin tanınmış gazetelerinden Guardian, Prize Papers projesi kapsamında oluşturulan arşivde 20 dilde yazılmış yaklaşık 160 bin mektubun olduğunu aktardı. 

Bazı yazışmalarda, Fas ve Hollanda'daki Sefarad Yahudilerinin savaşlarda yaşadığı sorunlar da dile getiriliyor. İspanya Kralı V. Felipe adına yazılan 1742 tarihli bir mektuptaysa, o dönem İspanyol Krallığı'nın sömürgesi olan Filipinler'in valisine, Danimarkalı gemilere kıyılarına sığınma izni vermesi talimatı gönderiliyor.

Independent Türkçe, Guardian, Yahoo News



Gizli kodla keşfedilen Netflix dizisi izleyenleri hayran bıraktı

The Playlist'te İsveçli bir teknoloji girişimcisi ve ortakları, yasal bir yayın platformu sunarak müzik sektöründe devrim yaratıyor (Netflix)
The Playlist'te İsveçli bir teknoloji girişimcisi ve ortakları, yasal bir yayın platformu sunarak müzik sektöründe devrim yaratıyor (Netflix)
TT

Gizli kodla keşfedilen Netflix dizisi izleyenleri hayran bıraktı

The Playlist'te İsveçli bir teknoloji girişimcisi ve ortakları, yasal bir yayın platformu sunarak müzik sektöründe devrim yaratıyor (Netflix)
The Playlist'te İsveçli bir teknoloji girişimcisi ve ortakları, yasal bir yayın platformu sunarak müzik sektöründe devrim yaratıyor (Netflix)

Spotify'ın doğuşunu anlatan Netflix mini dizisi The Playlist, Rotten Tomatoes'da aldığı yüzde 100'lük beğeni puanıyla dikkatleri üzerine çekiyor. İzleyiciler gizli bir Netflix koduyla keşfettikleri "sürükleyici" mini dizi için "mutlaka seyredilmeli" diyor.

Bu 6 bölümlük mini dizi, Netflix'te "müzik türü kategorisi"ne ait özel bir içerik kodu sayesinde keşfedildi. Bu kodun, algoritmayı değiştirerek izleyicilere alışılmışın dışında içerikler sunduğu belirtiliyor. The Playlist, bu yöntemle öne çıkan en popüler yapımlardan biri oldu.

Her bölüm farklı bir karakterin gözünden

İsveçli girişimci Daniel Ek ve ortağı Martin Lorentzon'un müzik sektörünü değiştirme hikayesini anlatan The Playlist, Ekim 2022'de platformda yayına girdi.

Spotify Untold adlı kitaptan uyarlanan biyografik dizi, hikayeyi her bölümde farklı bir karakterin gözünden anlatıyor. Programcılar, avukatlar, sanatçılar ve müzik endüstrisinin kilit isimleri üzerinden Spotify'ın küresel müzik dinleme alışkanlıklarını nasıl değiştirdiği gözler önüne seriliyor.

IMDb'de de 10 üzerinden 7.4 puan alan dizi, izleyicilerden ve eleştirmenlerden büyük övgü topladı. 

Espinof'tan Carla Monfort, incelemesinde "The Playlist klasik bir biyografi gibi başlıyor ama sonunda sektöre eleştirel bir bakış sunuyor" ifadesini kullanıyor.

The Age'den Debi Enker ise "Modern anlatım diliyle, dijital devrimin ön saflarında yaşananları canlı bir şekilde yansıtıyor" yorumunda bulunuyor.

"Neredeyse kusursuz"

Arjantin merkezli gazete La Nacion, "Bu acımasız sektörü son derece merhametli bir yerden anlatıyor" diye yazıyor.

Eleştirmen Kate Sanchez, The Playlist için "Neredeyse kusursuz" diyerek ekliyor: 

Mini dizi, tüm biyografik yapımlar için yeni bir standart belirliyor. Çünkü teknoloji sektörünün hem mutluluk veren hem de yıkıcı yönlerini dürüstçe ortaya koyuyor.

İzleyiciler de diziyle ilgili görüşlerinde eleştirmenlere katılıyor. Bir Netflix abonesi, "Her bölümü farklı bir perspektiften anlatma fikri çok etkileyiciydi. 10 üzerinden 10, Kesinlikle izlemeye değer" ifadelerini kullanırken bir diğeri ekliyor:

Özellikle son bölümü epey sürprizliydi ama spoiler vermeyeceğim.

Başka bir izleyiciyse şu yorumu yapıyor:

Oyunculuklar çok iyi, kurgusu başarılı. Bir solukta izlenebilecek harika bir iş.

Independent Türkçe, Daily Mail, Unilad