Pasaportunu yeniletmeye çalışırken yurttaşlıktan oldu

Neredeyse tüm hayatı boyunca ABD'de yaşayan doktor, haymatlos olduğunu öğrendi

Sobhani, daha ne kadar süre vatansız kalacağını bilmiyor (Bill O'Leary / Washington Post)
Sobhani, daha ne kadar süre vatansız kalacağını bilmiyor (Bill O'Leary / Washington Post)
TT

Pasaportunu yeniletmeye çalışırken yurttaşlıktan oldu

Sobhani, daha ne kadar süre vatansız kalacağını bilmiyor (Bill O'Leary / Washington Post)
Sobhani, daha ne kadar süre vatansız kalacağını bilmiyor (Bill O'Leary / Washington Post)

Kuzey Virginia'da yaşayan doktor Siavash Sobhani, doğduğu, eğitim aldığı ve 30 yıldan fazla çalıştığı ABD'nin vatandaşı olmadığını 61 yaşında öğrendi.

Kasım ayında 62 yaşına basan doktor, haymatlos konumuna düştü.

Washington Post'ta 25 Kasım'da yayımlanan, "Doktor pasaportunu yeniletmeye çalıştı. O artık bir vatandaş değil" başlıklı haberde, Sobhani'nin ABD yurttaşı olduğunu kanıtlamak için verdiği mücadele anlatıldı. 

Geçen haziranda süresi dolacak pasaportunu yeniletme niyetiyle şubatta başvuru yapan Sobhani'ye göre, talebinin yerine getirilmesi için başta herhangi bir engel yoktu.

Fakat kendisine talep ettiği yeni pasaportu verilmedi. Aksine bebekliğinden beri sahip olduğu ABD vatandaşlığı da elinden gitti.

Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen bir mektupta, Sobhani doğduğunda babasının İran Büyükelçiliği'nde diplomat olması nedeniyle kendisine vatandaşlık verilmemesi gerektiği belirtildi.

"Seçimlerde oy kullandım"

Belgeyi aldıktan sonra şoke olduğunu söyleyen dahiliye uzmanı, şunları söyledi:

Hayatım boyunca buradaydım. Vergilerimi ödedim, seçimlerde oy kullandım. Kovid-19 salgınında kendimi, ailemi riske atarak çalıştım. Haliyle 61 yıl sonra biri size, 'Bir hata oldu artık ABD yurttaşı değilsiniz' dediği zaman şok ediyor.

Sobhani, gazeteci Teresa Vargas'a bakanlıktan aldığı mektubun yanı sıra kendi kişisel bilgilerinin yer aldığı belgeleri ve milletvekillerinden yardım istediği dilekçeleri de sundu.

Binlerce dolar harcadı

Öte yandan artık ABD vatandaşı olmayan Sobhani'nin bu problemi yeni soruları da beraberinde getiriyor. 

Buna göre, Sobhani yasal olarak mesleğini sürdürebilir mi? Sosyal Güvenlik numarası değişirse hayatı boyunca ödediği emeklilik primleri yanacak mı?

Sobhani, içinde bulunduğu yasal sürece zarar vermemek adına bu zamana kadar kamuoyuna konuşmaktan çekindiğini söyledi.

ABD'deki göçmenlik sisteminin yavaş ilerlediğinin de farkında olan Sobhani, avukatlık masrafları için halihazırda 40 bin dolardan fazla para harcadığını dile getirdi.

Ancak davasının ne zaman sonuçlanacağını bilmediğini söyleyen Sobhani, yaklaşan emekliliğinde eşiyle daha çok seyahat etme planları olduğunu aktardı.

Babası sadece birkaç ay çalışmış

Sobhani, vatandaşlığını yaptığı herhangi bir eylemden dolayı değil, bürokratik nedenlerden kaybetti.

Ülkede diplomatik dokunulmazlığa sahip ebeveynlerden doğan çocuklar, doğumdan gelen bir hak olarak ABD vatandaşlığı alamıyorlar.

Fakat kendisine zamanında kimlik verildiğini belirten Sobhani, ABD vatandaşlığının getirdiği ayrıcalıklardan vazgeçmek istemediğini dile getirdi.

Sobhani daha sonra ailesinin geçmişini araştırmaya başladı. 

Araştırmaları sırasında Sobhani, babası askeri öğrenciyken Kansas'ta doğan ağabeyinin, ameliyat gerektiren doğuştan bir rahatsızlığı olduğunu öğrendi.

Aile ameliyat için ülkede kalmak istemişti. Bu nedenle babaları İran Büyükelçiliği'nde geçici bir iş bularak 1961'in ekim ve kasımında diplomatik misyonda görev almıştı.

Sobhani de aynı kasımda Walter Reed Askeri Tıp Merkezi'nde dünyaya gelmişti.

Çocukluğunda kendisi ve ailesinin sadece birkaç yıl Türkiye'de yaşadığını belirten Sobhani, üniversite eğitimi için ABD'ye geri döndüğünü söyledi.

Aynı zamanda kardeşi Rob Sobhani de 2012'de Maryland'den ABD Senatosu'na aday olmuştu. 

Vatandaşlığının altı ay içinde geri verilmesini uman Sobhani, bunun gerçekçi bir beklenti olup olmadığını henüz bilmediğini dile getirdi.

Independent Türkçe



Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
TT

Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)

20 Haziran 1975'te vizyona giren Jaws, sadece bir yaz eğlencesi olmanın çok ötesindeydi. Sinema tarihine damga vuran bu yapım, aynı zamanda dağıtım ve pazarlama yöntemleriyle de devrim yarattı. 

Film, o dönem hiç görülmediği kadar büyük bir lansmanla 464 salonda birden vizyona girdi. Bu, zamanının çok ötesindeydi. Ayrıca 700 bin dolarlık dev bir bütçeyle ulusal televizyonlarda iki düzine reklam filmi yayımlandı. 

Bu yoğun tanıtım kampanyası, Jaws'ı kısa sürede bir fenomene dönüştürdü ve sadece 78 gün içinde Baba'yı (The Godfather) geçerek tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi oldu. Bugün "ilk yaz gişe canavarı" diye anılmasının sebebi de tam olarak bu.

Aradan geçen 50 yılın ardından Steven Spielberg artık gülerek anlatıyor olsa da Jaws'ın çekimleri yönetmen için adeta bir kabustu. 1975 yapımı bu kült köpekbalığı gerilimi, bir yandan Hollywood'un yaz filmi kalıbını oluştururken diğer yandan genç yönetmenine ciddi sınavlar yaşattı.

Spielberg, ABD'nin Massachusetts eyaletine bağlı, Atlas Okyanusu'ndaki Martha's Vineyard adasında Jaws @ 50: The Definitive Inside Story adlı belgeselin dünya prömiyerine gönderdiği video mesajında şunları söyledi:

Normal şartlarda burada yaz ayları rüya gibidir. Ama bütçeyi aştığımı, takvimin gerisinde kaldığımı ve boğulmak üzere olduğumu hissedince 1974 yazı tam anlamıyla bir kabus oldu. Ta ki bu kabus, hayatımın en büyük hayaline dönüşene kadar.

O dönem henüz 27 yaşında olan Spielberg, Peter Benchley'nin romanından uyarladığı film için mekan olarak Martha's Vineyard'ı seçmişti. Çünkü korkutucu dişlerle donatılmış mekanik köpekbalığının gerçek bir okyanusta yüzmesini istiyordu. Belgeselin, bu zorlu sürecin perde arkasını detaylı şekilde yansıttığını belirten Spielberg, şu ifadeleri kullandı:

Hepimizin bu kadar genç ve tecrübesiz olduğu bir dönemde, Atlantik Okyanusu'nda mekanik bir köpekbalığıyla çekim yapmak beklediğimizden çok daha zordu. Programı ve bütçeyi aştığımız noktada, bu filmin kariyerimde yönettiğim son film olacağından neredeyse emindim.

Zorluklar az değildi. Filmin çekim süresi 55 günden 159 güne uzarken, 3,5 milyon dolarlık bütçe üç katına çıkarak 9 milyon doları bulmuştu. Ama sonuç bambaşkaydı: Sinema salonlarında yankılanan çığlıklar, yaşanan tüm sıkıntıları gölgede bırakacaktı.

Spielberg, 1975’te dünya çapında gösterime giren Jaws'ın seyirciden büyük ilgi görmesinin kendisi için bir "can simidi" olduğunu söylüyor. Üstelik bu başarıda, John Williams imzalı o ikonik iki notalı müziğin katkısını da unutmuyor:

O müzik, görünmeyen bir avcının yaklaşmakta olduğu korkusunu iliklerimize kadar hissettirdi.

Spielberg, sözlerini şöyle tamamlıyor:

Yapımının üzerinden 50 yıl geçmiş olsa da Jaws, hâlâ hepimiz için hayatımızın en önemli deneyimlerinden biri. Üzerinden geçen onca zaman, yaşadığımız o heyecanı, korkuyu, umutsuzluğu ve mutluluğu hiç ama hiç unutturmadı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety