Kült korku filminin yönetmeni, 16 yıllık bekleyişe açıklık getirdi

2007 yapımı filmin başrolünde Will Smith yer almıştı

Ben Efsaneyim 2'nin 2025'te gösterime girmesi planlanıyor (Warner Bros)
Ben Efsaneyim 2'nin 2025'te gösterime girmesi planlanıyor (Warner Bros)
TT

Kült korku filminin yönetmeni, 16 yıllık bekleyişe açıklık getirdi

Ben Efsaneyim 2'nin 2025'te gösterime girmesi planlanıyor (Warner Bros)
Ben Efsaneyim 2'nin 2025'te gösterime girmesi planlanıyor (Warner Bros)

Ben Efsaneyim'in (I Am Legend) yönetmeni Francis Lawrence, uzun süredir gündemde olan devam filminin karşılaştığı sorunlarla ilgili düşüncelerini açıkladı. 

Richard Matheson'ın post-apokaliptik romanından uyarlanan 2007 yapımı Ben Efsaneyim'in başrolünde Will Smith yer almıştı.

55 yaşındaki aktör, insanlığın çoğunu yamyam mutantlara dönüştüren bir virüse çare bulmaya çalışırken New York'un yıkıntıları arasında yaşayan ABD Ordusu viroloğu Robert Neville rolündeydi. 

Devam filminin yıllar süren geliştirme girişimlerinin ardından Mart 2022'de, Michael B. Jordan'ın Will Smith'le birlikte başrolde olacağı Ben Efsaneyim 2 nihayet duyuruldu.

Yakın zamanda Hollywood Reporter'a verdiği röportajda Lawrence, Ben Efsaneyim 2'yi geliştirme girişimlerinin önündeki engellerden bahsetti.

"İlk filmden hemen sonra konuştuk"

Yönetmen, Ben Efsaneyim'i bitirir bitirmez bir devam filmi ya da prequel (orijinal yapımdaki olayların öncesini anlatan dizi ya da film) çekilmesi için görüşmelerin başladığını aktardı. 

Lawrence, ilk filmin senaristi Akiva Goldsman'ın şu anda proje üzerinde çalıştığını söylese de kendi odağının öncelikle Constantine 2 olduğunu ekledi:

İlk filmi yaptıktan hemen sonra bir devam filmi ya da prequel hakkında konuştuk. Sonra hepimiz gittik ve farklı şeyler yaptık. Daha sonra filmi başka biriyle yeniden çekeceklerini duyduğumu hatırlıyorum ama sonra bu ortadan kalktı.

"Akiva'nın şu anda bir şeyler üzerinde çalıştığını biliyorum" diyen 52 yaşındaki yönetmen sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ama açıkçası benim odak noktam Constantine 2. Yani göreceğiz. İyi şanslar.

Devam filminin, Ben Efsaneyim'in sinemalarda gösterilen finaline değil DVD sürümünde görülen alternatif sonuna dayanması bekleniyor.

Pişmanlık itirafı

Lawrence, bu ay konuk olduğu bir podcast'te filmin uyarlandğı romanın sonunu kullanmadığı için pişman olduğunu açıklamıştı.

*Buradan sonrası spoiler içerir, bizden uyarması*

Filmin yönetmen kurgusunda Neville, kendini deneyler yaparak virüse çare aradığı laboratuvarın kapalı bir bölümünde, dişi bir vampir denekle birlikte köşeye sıkışmış halde buluyordu.

Hayatta kalan Anna ve Ethan'a kaçmaları için zaman kazandırmak isteyen Neville, liderlerinin de aralarında bulunduğu bir grup Darkseeker'ı havaya uçurmak için bir el bombası kullanarak kendini feda etmişti. 

Ancak bu son, romanın tüm amacını gözden kaçırdığı gerekçesiyle çok eleştirilmişti.

Alternatif son nasıldı?

Filmin alternatif sonuysa, romana çok daha yakın görülmüştü. Bu sonda Neville, Darkseeker'ların liderinin sadece eşini kurtarmaya çalıştığını anlıyor ve kendini feda etmek yerine kapıyı açarak eşine gitmesine izin veriyordu.

Bu son, Neville'in Darkseeker'ların karmaşık insani duyguları olduğuna dikkat çekerken, geçmişte üzerlerinde yaptığı deneyler nedeniyle onların gözünde gerçek canavarın kendisi olduğunu fark etmesini sağlıyordu.

Kitapta ne oluyordu?

Romanın sonunda da Neville ölmek üzereyken, vampirler hakkında benzer bir farkındalığa varıyordu. Onları sürekli kaçırması ve üzerlerinde deneyler yapması nedeniyle gözlerindeki korkuyu görüyordu.

Neville'in son sözleriyse romana ve filme adını veren "Ben efsaneyim" oluyordu. Bu da vampir benzeri Darkseeker'ların gözünde bir canavar olarak efsaneleşeceğini bildiği anlamına geliyordu.

Independent Türkçe



Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
TT

Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)

Soyu tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmeye çalışan şirket, bugüne kadarki en eksiksiz genomu elde ettiklerini öne sürerek önemli bir adıma imza attıklarını duyurdu. 

İnsanların avlaması sonucu popülasyonu gittikçe azalan Tazmanya kaplanlarının son üyesi, 1936'da Avustralya'daki bir hayvanat bahçesinde ölmüştü. 

Son yıllarda hız kazanan "türdiriltimi" çalışmalarında geri getirilmeye çalışılan türlerden biri de bu etçil hayvan.

Türdiriltimi çalışmaları, soyu tükenmiş türlerin birebir aynısından ziyade onlara benzer canlıları getirmeyi amaçlıyor.

ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, Tazmanya kaplanlarını geri getirmek için 2022'de Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'yle işbirliğine başlamıştı.

Australian Broadcasting Corporation'ın haberine göre ekip, soyu tükenmiş bir canlıya ait "bugüne kadarki en eksiksiz" genomu elde etti.

Bugün (17 Ekim) Sidney'de yapılacak bir etkinlik öncesinde gelişmeleri duyuran araştırmacılar, "yüzde 99,9'dan daha doğru" bir Tazmanya kaplanı genomuna ulaştıklarını iddia ediyor.

Bilim insanları derisi yüzülerek etanol içinde 110 yıl boyunca muhafaza edilen bir kafa örneğini kullanarak hayvanın DNA diziliminin büyük bir kısmının yanı sıra RNA'sını da elde ettiklerini öne sürüyor.

RNA parçalarının Tazmanya kaplanı hayattayken farklı dokularda devreye giren genleri tespit etmeye katkı sağlaması bekleniyor. Bilim insanları bu sayede hayvanın neyi tadabildiği, koklayabildiği, görebildiği ve beyninin nasıl çalıştığını anlamayı umuyor.

Çalışmaya liderlik eden Dr. Andrew Pask, zaman içinde bozulmaya epey yatkın olan RNA'nın korunması sayesinde hayvanın "biyolojisini hayal edemedikleri seviyede anlamayı" umuyor.

Öte yandan çalışmada yer almayan bazı uzmanlar bulguların hakem onayından geçmesini beklemeyi tercih ediyor. 

Avustralya Müzesi Araştırma Enstitüsü Baş Bilim İnsanı Prof. Kris Helgen soyu tükenmiş bir türde böyle bir sonuca ulaşılmasını takdir ederken, genomun yapbozun sadece bir parçası olduğunu belirtiyor. 

Prof. Helgen ayrıca Tazmanya kaplanının geri getirilme ihtimali olmadığını düşünüyor. 

Daha önce yünlü mamutları diriltme projesinde Colossal Biosciences'la çalışan biyoteknoloji uzmanı Dr. Parwinder Kaur da hakemli dergilerdeki yayınları beklediğini ifade ediyor.

Fakat Dr. Kaur özellikle yapay üreme alanındaki gelişmeden dolayı heyecan duyduğunu söylüyor. 

Colossal Biosciences son duyurusunda, Tazmanya kaplanlarının yaşayan en yakın akrabası olan keseli türü Sminthopsis crassicaudata'da yumurtlamayı tetiklediklerini öne sürdü. 

Şirket, Tazmanya kaplanlarının genomu tamamlandığında bunu, üretilen yumurtalara enjekte etmeyi planlıyor. Ayrıca bu canlıların, geri getirilmeye çalışılan hayvanlara taşıyıcı annelik yapması planlanıyor. 

Yapay bir rahim cihazı üzerine de çalışan araştırmacılar, hamileliğin başından ortasında kadar embriyoların burada gelişebildiğini iddia ediyor.

Dr. Pask bütün bu gelişmelerin, 2025 başlarından itibaren hakemli dergilerdeki çalışmalarla destekleneceğini söylüyor. 

Diğer yandan türdiriltimi çalışmaları etik kaygılara da sebep oluyor. Geri getirilen hayvanların ve taşıyıcı annelerin yaşayabileceği sağlık sorunları, itirazların merkezinde yer alıyor. Ayrıca yünlü mamut gibi hayvanların yalnızlık çekeceğinden endişe duyanlar da var.

2000'de nesli tükenen Capra pyrenaica pyrenaica, 2003'te geri getirilmiş ancak akciğerlerindeki sorunlar nedeniyle sadece birkaç dakika yaşayabilmişti. 

Independent Türkçe, Australian Broadcasting Corporation, Live Science