25 günde 25 Noel filmi izleyen bir kişiye 2 bin 500 dolar verilecek

Bu bir Noel mucizesi! Bayram filmleri izlemeyi seviyorsanız, bu sizin için mükemmel bir iş

Pexels
Pexels
TT

25 günde 25 Noel filmi izleyen bir kişiye 2 bin 500 dolar verilecek

Pexels
Pexels

Ateşin karşısında en sevdiğiniz Noel filmini izlerken sıcak bir içecekle gevşemenin tam mevsimi, peki ya bunun için size para verilseydi?

CableTV, her yıl yaptığı gibi "Neşe Şefini" arıyor. Son derece önemli ve  bayrama sorumluluk duygusuyla yaklaşmayı gerektiren bir işi üstlenecek bu çalışan, Noel filmlerini izleyecek.

Şirket, 25 günde 25 Noel filmi izleyerek Noel geleneğine vereceği hizmet karşılığında 2 bin 500 dolar kazanacak bir kişi arıyor.

Elbette bu işte bir bit yeniği olmalı değil mi? CableTV'nin karşılığında istediği tek şey, izlediğiniz her filmin kaydını tutmanız ve bunları üç kategoride sıralamanız: Nostalji, Yürek Isıtan Hikaye Anlatımı ve Bayram Neşesi.

Ayrıca filmlerin Netflix, Hulu, Disney+, Amazon Prime, Max, Apple TV+ ve Hallmark Movies Now olmak üzere 7 özel yayın platformundan izlenmesini istiyorlar.

Neşe Şefi'nin platformları, kullanımlarının ne kadar kolay olduğu, herhangi bir düşük kalite veya hata koduyla karşılaşıp karşılaşmadıkları ve Noel filmleri yelpazelerinin ne kadar iyi olduğu açısından sıralaması gerekecek.

Peki ya 7 platforma da aboneliğiniz yoksa? CableTV, 2 bin 500 dolara ek olarak, her biri için yıllık abonelik sağlayacak ki bunun değeri toplamda 975 doları buluyor.

CableTV, ister Hallmark'ın bayram filmi yüklemesi, ister Disney'in klasikleri ya da Rankin ve Bass'in nostaljik stop-motion filmleri olsun, seçtiğiniz 25 filmi izlemenizden memnuniyet duyacak.

Belki maratonunuza Will Ferrell'in neşeli filmi Elf'le başlar, Hollywood klasiği Şahane Hayat'ı (It's A Wonderful Life) izler hatta Zor Ölüm'le (Die Hard) "Bu bir Noel filmi mi?" tartışmasına girersiniz.

Başvurmak için 18 yaşından büyük bir ABD vatandaşı olmanız gerekiyor. CV, kısa bir özgeçmiş ya da mülakat gerekmiyor; sadece web sitelerinde yer alan ve neden bu iş için doğru kişi olduğunuz sorusunu içeren kısa bir formu doldurmanızı istiyorlar.

CableTV'nin web sitesinde "Bunun dışında, tek şart bayram filmlerine derin bir sevgi duymanız, içinizin kıpır kıpır etmesi ve 25 günde 25 film maratonu yapma iradesine sahip olmanız" diye yazıyor.

Ama acele etmeniz gerekiyor! Başvurular bu akşam (1 Aralık) 23.59'da (Sıradağlar Saatine göre) sona eriyor. Hayalleri süsleyen bu işi kazanan şanslı kişi 5 Aralık'ta açıklanacak.

Bu yıl CableTV'nin "Hayalindeki İş" yarışmasının 4.'sü düzenleniyor. Yarışma ilk olarak pandemiyle geçen zorlu bir yılın ardından 2020'de neşeleri geri getirmenin bir yolu olarak başlamıştı.

CableTV Pazarlama Direktörü Garrett Briggs, Fox Business'a, "Kovid-19 kısıtlamaları ve endişeleriyle dolu bir yılın ardından, bayram sezonunu biraz daha neşeli ve renkli hale getirmeyle birlikte birinin hayatında küçük bir fark yaratmanın bir yolunu bulmak istedik" dedi.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News