"Tüm kadınlar bunu en az bir defa yapmalı" diyen Cher'den çarpıcı açıklama

"Yaşlı erkekler beni sevmiyor"

Cher, 20 Mayıs 1946'da Kaliforniya'da dünyaya geldi (Reuters)
Cher, 20 Mayıs 1946'da Kaliforniya'da dünyaya geldi (Reuters)
TT

"Tüm kadınlar bunu en az bir defa yapmalı" diyen Cher'den çarpıcı açıklama

Cher, 20 Mayıs 1946'da Kaliforniya'da dünyaya geldi (Reuters)
Cher, 20 Mayıs 1946'da Kaliforniya'da dünyaya geldi (Reuters)

Aradığı aşkı genç bir erkekte bulduğunu söyleyen ABD'li şarkıcı ve oyuncu Cher, tüm kadınlara da en az bir defa bunu denemelerini tavsiye etti.

77 yaşındaki ünlü şarkıcı, Amelia Dimoldenberg'in hazırladığı YouTube programı Chicken Soup Date'de ilişkiler hakkında konuştu.

Believe ve If I Could Turn Back Time gibi parçalarla tanınan Cher, tavsiye vermeyi de unutmadı.

1 Aralık'ta yayımlanan videoda Cher, hayatları boyunca en az bir defa yapmaları gerektiğini söyleyerek tüm kadınlara tavsiye verdi: 

Genç bir erkekle takılın.

2022'deki Paris Moda Haftası'nda sevgilisiyle tanışan Cher, her fırsatta mutluluğunu dile getiriyor. 

37 yaşındaki müzik yapımcısı Alexander Edwards'la mutlu bir ilişki sürdüren Cher, genç sevgilisiyle aşklarının bir mesajla başladığını söyledi. 

Açık sözlü ve eğlenceli tavrıyla tanınan Cher, Edwards'dan önce kendisinden 40 yaş küçük biriyle asla ilişki yaşamayı düşünmediğini ifade etti.

Fakat anlaşılan o ki gönül ferman dinlemiyor.

Hatta arkadaşlarına "Genç bir adama aşık olmayın, biz çok yaşlıyız" dediğini aktaran Cher, bu teorisinin hâlâ geçerli olduğunu söyledi. 

Sunucunun "Genç bir erkekle takılmanın olumlu yönleri neler?" sorusuna da Cher, tüm muzipliğiyle cevap verdi:

Yaşlı erkekler beni sevmiyor.

Öte yandan çift, aşkın yanı sıra iş hayatlarında da beraber.

İkili, 20 Ekim'de piyasaya sürülen 13 parçalık Christmas (Noel) albümünü birlikte kaydetti.

Ünlü şarkıcı, genç sevgilisiyle ilişkisini 2022'de X'te yaptığı paylaşımla duyurmuştu.

Edwards'ın fotoğrafını paylaşan şarkıcı, sevgilisinin kendisine aynı bir kraliçe gibi davrandığını söylemişti. 

Ekimde Extra'ya verdiği bir röportajda, sevgilisiyle arasındaki yaş farkına değinen Cher, bazen 37 yaşındaki yapımcının bahsettiği kişileri tanımadığını söylemişti.

Cher'in renkli bir aşk hayatı olduğu biliniyor. 

Daha önce Sonny Bono ve şarkıcı Gregg Allman'la evlenmişti.

Öte yandan oyuncu Tom Cruise ve Val Kilmer, plak şirketi patronu David Geffen ve Kiss'in solisti Gene Simmons'la da ilişkileri olmuştu.

Independent Türkçe, Page Six, Extra



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News