Vazosundan anahtarına... Kudüs, Feyruz ve Rahbani kardeşlere kapılarını nasıl açtı?

Feyruz, 1968’de Kudüs’ün anahtarını alıyor ve fotoğrafın sağında Assi Rahbani görünüyor (X Platformu)
Feyruz, 1968’de Kudüs’ün anahtarını alıyor ve fotoğrafın sağında Assi Rahbani görünüyor (X Platformu)
TT

Vazosundan anahtarına... Kudüs, Feyruz ve Rahbani kardeşlere kapılarını nasıl açtı?

Feyruz, 1968’de Kudüs’ün anahtarını alıyor ve fotoğrafın sağında Assi Rahbani görünüyor (X Platformu)
Feyruz, 1968’de Kudüs’ün anahtarını alıyor ve fotoğrafın sağında Assi Rahbani görünüyor (X Platformu)

Feyruz, ‘Tarihi Kudüs sokaklarından geçip’ ‘bekleyen insanlarla’ buluşmadan 9 yıl önce Filistinliler için şarkılar seslendirmişti. ‘Dar al-Saliba’ ve halkına ithaf edilen Rahbani kardeşlerin eserlerinin tarihi 1955 yılına kadar uzanıyor. Assi ve Mansour Rahbani yolun başındayken, Filistin’le ilgili müzik eserini kaydetmek üzere Kahire’ye davet edildiklerinde Feyruz’un sesi zafere doğru ilerliyordu.

Rahbani tarihini inceleyen gazeteci ve araştırmacı Mahmud ez-Zebavi, Rahbani kardeşlerin şarkıları ile Filistin arasında 70 yıla uzanan ilişkinin aşamalarını ayrıntılarıyla anlattı. Zebavi’ye göre başlangıç, yönetmen Ahmed Said’in daveti üzerine Mısır’daki ‘Savt el-Arab’ radyosunda kaydedilen şarkı ‘Rajeoun’ ile oldu. Rahbani kardeşlerin yazdığı, ilk versiyonunda Mısırlı sanatçı Kerem Mahmud’un yer aldığı şarkının ikinci ve en çok satan versiyonu ise Feyruz’un adını taşıyan bir CD ile yayınlandı ve şarkı sözlerinde bazı değişiklikler yapıldı.

‘Yabancılar’

Zebavi, Rahbani kardeşlerinin geçmişinin ayrıntılarına girmeden önce Şarku’l Avsat’a, “Kimse Filistin’i Feyruz gibi söylemedi ve kimse onu Rahbani kardeşlerin yaptığı gibi bir şarkıya dönüştürmedi. Bunun kanıtıda, ne zaman Filistin toprakları yeniden alev alsa, Feyruz’un sesinin ve ‘bir vicdan kasırgasının’ esmesidir” dedi.

dfb
Feyruz, 1950’lerde Assi ve Mansour Rahbani’nin arasında (Rahbani Productions)

1955’te Gazze’de yaşanan kanlı olaylar ve göçle karşı karşıya kalan Filistinlilerle bağlantılı olarak Feyruz, Kahire’de Harun Haşim Raşid’in şiirlerinden oluşan ve Rahbani kardeşler tarafından bestelenen ‘Yabancılar’ı kaydetti. Zebavi, “Diğer sayısız eser gibi bu şarkı da unutuldu” dedi. Ancak bazı sözleri akıllarda kaldı. Feyruz şarkıda babasına, “Dün sana gidip dönmeyen annemi sordum (...) Sana kardeşim Ahmed’i sordum, sen de az kalsın öldüğünü söyleyecektin” dizelerini okuyordu.

“Bir gün geri döneceğiz”

Zebavi’ye göre, Rahbani kardeşlerin Filistin için bestelediği şarkıların bazıları unutulmuş, ‘Bir Gün Geri Döneceğiz’ gibi bazıları ise yayılıp marş haline geldi. Rahbani kardeşler, bu şarkıyı 1956’da beste ve şiir olarak besteledi. Yazarının Harun Reşid olduğunun söylenmesi nedeniyle etrafında ortaya çıkan kafa karışıklığına rağmen, referanslar şiirin mükemmel bir şekilde Rahbani kardeşlerinin eseri olduğunu doğruluyor.

“Bir gün mahallemize dönüp umutların sıcaklığında boğulacağız,

Zaman ne kadar geçerse geçsin, aramızdaki mesafe ne kadar artarsa ​​artsın geri döneceğiz”

Şarkının başlangıcı ve geri kalan sözleri Filistin’den bahsetmiyor, bu nedenle anavatanını özleyen herhangi bir gurbetçi için de geçerli olabilir. Bununla birlikte 1967 yenilgisinin ardından Arap ve Lübnan medyası, işgal altındaki bölgeleri desteklemek için kullandı. Zebavi, o dönemde Lübnan radyo stüdyolarının, her biri Filistin’e bir şarkı veya marş ithaf etmek isteyen Lübnanlı sanatçılarla dolup taştığını anlattı. Bu eserler arasında ‘Bir Gün Geri Döneceğiz’ adlı eser yeniden ortaya çıktı. Feyruz, Filistin kıyafetleriyle televizyonda görünerek “Sokakta buluştuğumuzdan sonraki gün bülbül bana geri döneceğimizi söyledi” dizelerini seslendirdi. Arap tarihinde dönüm noktası olan o yıldan bu yana ‘Bir gün döneceğiz’ sözü, Filistinlilerle ve geri dönüş hayalleriyle ilişkili bir hal aldı.

defrg
Filistin kıyafeti giyen Feyruz, 1967’de ‘Bir Gün Geri Döneceğiz’ gösterisine hazırlanırken (X Platformu)

Kudüs vazosu

Feyruz’un Filistin topraklarına ayak basma hayali 1964 yılında gerçek oldu. O zamanki Roma Papası Paul VI’nın ziyareti vesilesiyle Kutsal Kabir Kilisesi’nde şarkı söyledi. Bu tarihi ziyaretten kalma bir fotoğrafı, Kudüs’teki Hospice Oteli’nin önünde çekildi. Feyruz ve Rahbani kardeşlerin fotoğrafı ise ‘Eski Kudüs sokaklarından geçtim’ şarkısının yapıldığı zamanlardan kaldı.

“Olanlar hakkında konuştuk ve bana bir vazo verdiler

Bunun bekleyen insanlardan bir hediye olduğunu söylediler”

Zebavi, ‘vazo’ hikâyesini bu ziyarete eşlik eden anlatılar çerçevesinde ele alarak “Dönemin haberlerine göre, Kutsal Şehir halkı ona bir vazo vermiş” dedi. Diğer kayıtlar, Feyruz ve Rahbani kardeşlerin, kadınlardan birinin kendisine evinden bir vazo hediye ettiği ‘antik Kudüs sokaklarını’ gezdiklerini, Feyruz’un ayrıca, kendisini büyük ölçüde etkileyen ve Assi ile Mansour’a ilham kaynağı olan işgal altındaki zor koşullar hakkında insanlarla da konuştuğunu gösteriyordu.

drv
Feyruz, 1955’te Kudüs’teki Hospice Oteli’nin önünde (Facebook)

Rahbani kardeşlerin 1964’te Filistin’e yaptıkları ziyaret, Filistin meselesiyle ilgili daha fazla çalışma yapmaları konusunda ilham verdi. Arkadaşları Lübnanlı şair Said Akl ile işbirliği içinde, 1966’da ‘Dönüş Çanları’nı yayınladılar. Zebavi’nin anlattığına göre, Feyruz’un o yılın yazında Uluslararası Şam Fuarı sahnesinde bu şarkıyı söylemesi ve ardından stüdyoda kaydetmesiyle kısa sürede marş haline geldi.

“Şehirlerin çiçeği”

Altı Gün Savaşı ve işgalin Doğu Kudüs’ü kontrol altına alması sonucu 1967’deki yenilgi, daha fazla sanatsal çalışmaya ilham verdi. Rahbani kardeşler ve Feyruz, 1955’ten bu yana Filistin’e yönelik saygılarını ‘Şehirlerin Çiçeği’ ile taçlandırdı. Feyruz tarafından okunan, kardeşlerin yazıp bestelediği 8 dakikalık şarkı hem duayı hem de marşı andırıyordu.

Mahmud ez-Zebavi, “17 Ağustos 1967’de Rahbani kardeşler, Kudüs şehrinin eski adının ‘Şehirlerin çiçeği’ olduğunu bilerek, Lübnan’daki Sedir Festivali’ni Kudüs’e ithaf edilen ‘Şehirlerin çiçeği’ başlıklı bir şiirle açtı. Şarkının büyük başarı yakaladığını ve ‘Seferberlik’ filminin gösterimi öncesinde sinema ekranlarında Henry Barakat’ın yönettiği bağımsız bir görüntüyle yayınlandığını belirtti.

Kudüs’ün anahtarı

‘Şehirlerin Çiçeği’ her bahçede yeşerdi ve Feyruz ile Araplar tarafından seslendirildi. Filistin, 1968’de tüm bu şarkılara bir yanıt verdi. Zebavi, ‘Kudüs’ün temsilcileri Emil Ghouri ve Muhiddin el-Husseini’nin Kudüs’ün anahtarını Beyrut’a taşıdıklarını ve Mescid-i Aksa’yı temsil eden deniz kabuklarından yapılmış bir tepsiyle birlikte Feyruz’a teslim ettiklerini anlattı.

Tarihi bir kutlamada Feyruz, şarkıda söylenenlerin gerçekleşmesi için Kudüs’ün anahtarını aldı. “Şehrimizin kapısı kapanmayacak. Dua edeceğim. Kapıları çalacağım ve kapıları açacağım” dedi.

cdfre
Feyruz çalışmaları ve Rahbani kardeşlerin Filistin için yaptığı çalışmalar onuruna kendisine verilen Kudüs’ün anahtarını elinde tutarken (X Platformu)

Feyruz, Filistin ve derin yarası için ayrıca ‘Bissan’, ‘Yafa’, ‘Ben üzüntünün ve beklemenin ustasıyım’, ‘Dönüş Köprüsü” ile diğer tanınmış ve daha az yaygın şarkıları da seslendirdi. Zebavi son olarak, Mansour Rahbani’nin ‘Altı Gün Savaşları’ndan önce yayınlanan coşkulu şarkılar, bizi öldürmeyi ve katletmeyi seven vahşi bir halk olarak resmediyordu, oysa biz büyük bir medeniyete sahip bir milletiz. Şarkı insancıl olmalı, çünkü yalnızca insanlık bizi gerçeğe götürür. Şarkının her dizesi izin istenmeden insanların kulaklarına akıyor, bu yüzden bu fırsatı ve bu esnekliği iyi kullanmalıyız’ ifadelerini aktardı. 



Prime Video'nun hit dizisi yeni sezon öncesi listelere döndü

Fallout'ta Lucy'yi canlandıran 29 yaşındaki Ella Purnell (sağda), Yellowjackets ve Sweetpea gibi dizilerdeki rolleriyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
Fallout'ta Lucy'yi canlandıran 29 yaşındaki Ella Purnell (sağda), Yellowjackets ve Sweetpea gibi dizilerdeki rolleriyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
TT

Prime Video'nun hit dizisi yeni sezon öncesi listelere döndü

Fallout'ta Lucy'yi canlandıran 29 yaşındaki Ella Purnell (sağda), Yellowjackets ve Sweetpea gibi dizilerdeki rolleriyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
Fallout'ta Lucy'yi canlandıran 29 yaşındaki Ella Purnell (sağda), Yellowjackets ve Sweetpea gibi dizilerdeki rolleriyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)

Amazon Prime Video'nun popüler bilimkurgu dizisi Fallout, yeni sezonunun prömiyeri yaklaşırken yeniden izlenme listelerinde yükselişe geçti. 

2024 pek çok başarılı diziye sahne oldu ancak Fallout kadar büyük etki yaratanı çok azdı. Video oyunundan uyarlanan dizi, yayımlandığı anda izleyicilerin sevgisini kazandı. Eleştirmenlerden de övgü dolu yorumlar alırken hızlıca ikinci sezon onayını da aldı. 

17 Aralık’ta yayımlanmaya başlayacak yeni sezondan önce, dizi yeniden Prime Video’nun küresel izlenme listesine girmeyi başararak 10. sıraya yerleşti.

Fallout'ta hikayenin merkezinde, Ella Purnell'in canlandırdığı Lucy MacLean yer alıyor. Lucy, tüm yaşamını geçirdiği sığınağın dışına ilk kez adım atan bir karakter. Kıyametin koptuğu günden 200 sene sonra, barışsever nükleer sığınak sakini Lucy, yüzeye çıkmak zorunda kalıyor ve yıkıntılar arasında onu bekleyen hayat karşısında şaşkına dönüyor.

Renkli karakterlerin gizemli olayların içine sürüklendiği yapımda Purnell'e, Aaron Clifton Moten ve Walton Goggins eşlik ediyor.

Dizide ayrıca Moisés Arias, Kyle MacLachlan, Sarita Choudhury ve Michael Emerson gibi isimler rol alıyor.

Fallout'un yaratıcıları Graham Wagner ve Geneva Robertson-Dworet, hikayeyi sevilen video oyunu evreninde geçiren fakat tamamen özgün bir anlatı kurma kararını "akıllıca bir hamle" diye tanımlıyor. Bu sayede dizi, oyunlarla kıyaslanma baskısından uzak duruyor. 

En iyi video oyunu serilerinden birinden uyarlanan Fallout'un Nisan 2024'te yayına giren ilk sezonu, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 93'lük beğeni puanına sahip.

İkinci sezon haftalık olarak yayımlanacak. İlk bölüm 17 Aralık'ta ekranlara gelecek, sonraki bölümlerse 4 Şubat'taki sezon finaline kadar her çarşamba yayımlanacak. 

Prime Video, şimdiden onaylanan üçüncü sezonun yayın tarihini ise henüz açıklamadı.

Independent Türkçe, Collider, CBR.com


Wednesday ekibinden yeni proje: Karanlık mitoloji Netflix'e geliyor

23 yaşındaki Jenna Ortega'nın başrolünde yer aldığı Wednesday'in üçüncü sezonu 2027 yazında yayına girecek (Netflix)
23 yaşındaki Jenna Ortega'nın başrolünde yer aldığı Wednesday'in üçüncü sezonu 2027 yazında yayına girecek (Netflix)
TT

Wednesday ekibinden yeni proje: Karanlık mitoloji Netflix'e geliyor

23 yaşındaki Jenna Ortega'nın başrolünde yer aldığı Wednesday'in üçüncü sezonu 2027 yazında yayına girecek (Netflix)
23 yaşındaki Jenna Ortega'nın başrolünde yer aldığı Wednesday'in üçüncü sezonu 2027 yazında yayına girecek (Netflix)

Rekortmen dizi Wednesday'in yaratıcıları Al Gough ve Miles Millar, yeni bir projeyle geri dönüyor.

İkili, Boom! Studios'un doğaüstü ve korku öğelerini harmanlayan popüler çizgi romanı Grim'i yetişkinlere yönelik bir animasyon dizisine uyarlıyor. 

Deadline'ın haberine göre proje halihazırda geliştirme aşamasında ve Netflix'te izleyiciyle buluşacak.

Beterböcek Beterböcek (Beetlejuice Beetlejuice) ve Mumya: Ejder İmparatoru'nun Mezarı (The Mummy: Tomb of the Dragon Emperor) gibi yapımlarla tanınan Gough ve Millar'a, Love, Death + Robots'un süpervizör yönetmeni Jennifer Yuh Nelson da yürütücü yapımcı olarak eşlik ediyor.

Yazar Stephanie Philips ve çizer Flaviano'nun yarattığı çizgi roman serisi, göreve yeni başlamış Ölüm Meleği Jessica Harrow'un hikayesini anlatan "karakter odaklı bir doğaüstü destan" diye tanımlanıyor. 

Jessica'nın görevi, ruhları öteki tarafa taşımak. Ancak diğer meleklerden farklı olarak, ne kendi ölümüne dair bir anısı var ne de hayattayken kim olduğuna dair bir bilgisi. Cevapları ararken, kendini öteki dünyanın görünmez mimarisinin derinliklerinde buluyor. Gizli güçleri, kozmik sırları ve ölümün bizzat kendisiyle olan şaşırtıcı kişisel bağını keşfediyor.

Uyarlama haberi, çizgi romanın 25 sayı süren macerasının sona ermesiyle aynı döneme denk geldi. 2022'de yayımlanmaya başlayan Grim, Boom! Studios tarihinin en çok satan yapımlarından biri haline gelmiş ve "türleri harmanlayan mitolojisi ve çarpıcı görsel tarzı" sayesinde geniş bir hayran kitlesi toplamıştı.

Öte yandan Wednesday'in üçüncü sezon hazırlıkları da sürüyor. Sevilen dizi, Jenna Ortega'nın canlandırdığı Wednesday Addams'ın yaşamını konu alıyor. Doğaüstü gizem ve komedi dizisi ilk olarak Kasım 2022'de Netflix'te yayımlanmıştı.

Independent Türkçe, GamesRadar, Deadline


Casus türünün klasiği tüm bölümleriyle Netflix'e geldi

46 yaşındaki Claire Danes, 2011–2020'de Homeland'de canlandırdığı Carrie Mathison rolüyle iki kez Emmy ve iki kez Altın Küre ödüllerine layık görülmüştü (Showtime)
46 yaşındaki Claire Danes, 2011–2020'de Homeland'de canlandırdığı Carrie Mathison rolüyle iki kez Emmy ve iki kez Altın Küre ödüllerine layık görülmüştü (Showtime)
TT

Casus türünün klasiği tüm bölümleriyle Netflix'e geldi

46 yaşındaki Claire Danes, 2011–2020'de Homeland'de canlandırdığı Carrie Mathison rolüyle iki kez Emmy ve iki kez Altın Küre ödüllerine layık görülmüştü (Showtime)
46 yaşındaki Claire Danes, 2011–2020'de Homeland'de canlandırdığı Carrie Mathison rolüyle iki kez Emmy ve iki kez Altın Küre ödüllerine layık görülmüştü (Showtime)

2011'de yayımlanmaya başlayan kült dizi Homeland, 10 yılı aşkın süredir izleyicilerin "mutlaka izlenmeli" listelerinin değişmez yapımlarından biri. 8 sezonun tamamı artık Netflix'te izlenebilir durumda.

İsrail yapımı Prisoners of War'dan uyarlanan Homeland, casus türünde "eşi benzeri az bulunan bir gerilim" diye niteleniyor. Hikaye, bipolar bozuklukla mücadele eden CIA ajanı Carrie Mathison'ın, 8 yıl boyunca esir tutulduktan sonra ABD'ye kahraman gibi dönen keskin nişancı Nicholas Brody'nin aslında El Kaide'yle işbirliği yaptığına inanmasıyla başlıyor.

Brody ülkesine "savaş kahramanı" olarak dönse de Carrie, onun ABD için büyük bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Dizi boyunca Carrie'nin şüpheleri ve yürüttüğü gizli operasyonlar ayrıntılı biçimde işleniyor.

"Çok az dizi Homeland'in seviyerine ulaşabildi"

Rotten Tomatoes'da bir izleyici diziyle ilgili şöyle yazıyor:

Yıllar sonra bile bu dizi hâlâ gelmiş geçmiş en iyi yapımlardan biri. Senaryo, yönetmenlik, oyunculuk, tempo... Çok az dizi Homeland'in ulaştığı drama ve aksiyon seviyesine yaklaşabildi. İlk sezon en iyisi sayılmaz ama yine de son 10 yılda platformların sunduğu çöplerden katbekat daha iyi.

Başka bir yorumda, "Bu izlediğim en iyi televizyon işi. Oyunculuk, yazım... Her şey kusursuz. Mutlaka izlenmeli" ifadeleri kullanılıyor.

IMDb'de bir kullanıcı ise Claire Danes'in oyunculuğunu "eğlence tarihinin en iyilerinden biri" diye tanımlarken, bir diğeri "mutluluktan umutsuzluğa, kederden öfkeye kadar tüm duyguları yaşatıyor" yorumunu yapıyor.

Daily Telegraph diziyle ilgili incelemesinde Danes'in canlandırdığı Carrie Mathison'ı "gerçek anlamda karmaşık bir karakter" diye nitelendirmişti.

Dizinin finali de eleştirmenlerden övgü almıştı. TV Guide, finali "tatmin edici bir sonuç" diye tanımlarken, Entertainment Voice "layıkıyla kapanan bir son bölüm" değerlendirmesinde bulunmuştu. Metro ise diziyi "yüksek gerilimde bir ustalık dersi" sözleriyle övmüştü.

"Odadaki en zeki kişiyi oynamak çok güzeldi"

Claire Danes, 2020'de Guardian’a verdiği röportajda Carrie karakteriyle vedalaşmanın duygusal olduğunu söyleyerek şöyle konuşmuştu:

Onu çok sevdim. Odadaki en zeki, en cesur, en gözü pek kişiyi oynamak çok güzeldi.

Claire Danes şu sıralar Matthew Rhys'le başrolünü paylaştığı The Beast in Me'yle ekranlarda. Danes dizide New York'ta yaşayan yazar Aggie Wiggs'i canlandırıyor. 

Dizi bu ay yayına girdikten sonra olumlu yorumlar aldı ve izleyiciler Danes'in ekranlara geri dönüşüne büyük ilgi gösterdi.

Independent Türkçe, Mirror, Metro, Guardian, Daily Telegraph, TV Guide, Entertainment Voice