Gary Oldman: "Batman ve Harry Potter beni kurtardı"

Oscar ödüllü oyuncu "en çok paraya en az işi yapmaktan" memnun olduğunu belirtti

Reuters
Reuters
TT

Gary Oldman: "Batman ve Harry Potter beni kurtardı"

Reuters
Reuters

Gary Oldman, Harry Potter ve Kara Şövalye (Dark Knight) serilerinde rol almasının hem mesleki hem de kişisel bakımdan kendisini "kurtardığını" söyledi.

The Drew Barrymore Show'a katılan Oldman, 2000'lerin başında kariyerinin duraklamasından ve aynı zamanda iki erkek çocuk paylaştıkları üçüncü eşi Donya Fiorentino'yla yaşadığı boşanma sürecinden bahsetti.

Oldman, "42 yaşında kendimi boşanmış bir halde buldum ve oğullarımın velayeti bendeydi" dedi. 

Bu başlı başına… Zordu çünkü sektörde değişim vardı ve pek çok yapım Macaristan, Budapeşte, Prag, Avustralya, bilirsiniz, böyle yerlerde [çekiliyordu]. Ben de bu yüzden pek çok işi gerçi çevirdim.

Oldman, Harry Potter serisinin üçüncü filmi olan 2004 yapımı Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nda (Harry Potter and the Prisoner of Azkaban) büyücü Sirius Black rolünü aldığında işler değişti. Bu rolü 2005 yapımı Harry Potter ve Ateş Kadehi (Harry Potter and the Goblet of Fire), 2007 yapımı Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı (Harry Potter and the Order of the Phoenix) ve 2011 yapımı Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2'de (Harry Potter and the Deathly Hallows – Part 2) tekrarladı.

Bu seriye katıldıktan bir yıl sonra Christopher Nolan'ın Batman Başlıyor'unda (Batman Begins,2005) polis memuru Jim Gordon rolünü üstlendi. Bu rolü 2008 yapımı Kara Şövalye (The Dark Knight) ve 2012 yapımı Kara Şövalye Yükseliyor'da (The Dark Knight Rises) yeniden canlandırdı.

Oldman, Barrymore'a "Harry Potter için Tanrı'ya şükürler olsun" dedi. 

Harry Potter için Tanrı'ya şükürler olsun. Sana söylüyorum, bu ikisi, Batman ve Harry Potter, gerçekten beni kurtardı çünkü en az işi en çok paraya yapabileceğim ve sonra evde çocuklarla olabileceğim anlamına geliyordu.

Batman Başlıyor'un çekimleri sırasında Oldman çocuklarına daha yakın olabilmek için her hafta birkaç kez Los Angeles'taki eviyle Londra'daki film seti arasında gidip gelmiş.

Oldman, "İlk Batman'i çektiğimizde... Gotham için Londra'yı kullanıyorlardı. 27 kez Los Angeles'a gidip geri uçtum" dedi.

Bir günlüğüne uçuyordum. Günde bir çekim yapıyordum. Chris Nolan'ın hakkını yemeyelim... programa sadık kaldı. Üç günlüğüne eve giderdim. İki günlüğüne geri dönerdim. Hafta sonu için eve giderdim. Bir günlüğüne geri dönerdim... Aksi takdirde, çocuklarımı dadının büyüttüğünü düşünürdüm.

Önceki günlerde Oldman'ın 2024 Altın Küre adayları arasında olduğu açıklandı.

Oldman, Apple TV+'ın gerilim dizisi Slow Horses'da canlandırdığı casus Jackson Lamb rolüyle "Televizyonda En İyi Erkek Oyuncu Performansı-Drama Dizisi" kategorisinde aday gösterildi.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe